Mart dokuzu bu gün.
Rûmî takvime göre martın dokuzu. Rumi takvim miladi takvime göre 13 gün geriden gider. Yani rumi takvime göre martın dokuzu, miladi takvimde, Martın 22’sine tekabül eder.
Kara kışa dair Mart dokuzundan sonraki dönüm noktası, “aprul / abrul beşi”
İlk baharın başlangıcı aynı zamanda bu gün. Yani İslamiyetten önceki Türk Kültüründe “newroz”.
Bu gün ekinoksun da birinci günüdür. Yani gündüz gece dün itibarıyla eşitlenmiş, kışın uzun geceleri geride kalmıştır.
“eşitlik”, “kardeşlik”, “özgürlük” günleri…
Bu günün eşitlik günü olması, gün ve gecenin eşitliğinden gelir. Bir dönem günler uzun bir dönem de geceler uzun olsa da, senede iki kez günler eşitlenir. Bunu şöyle de yorumlayabiliriz.
İnsanlar eşittir çoğu zaman. Evet, genellikle herkesin aynı organ ve uzuvları vardır. Aynı fiziksel özelliklere sahiptir. Öyle de olsa herkesin “akıl” gücü ve ekonomik gücü aynı olmadığından insanlar arasındaki eşitlik teoride olsa bile pratikte pek mümkün ol(a)mamaktadır. Tıpkı günler 21 Mart ve 23 Eylülde eşit olsa da yılın 363 günü hep biri birinden daha uzun veya kısadır.
Kardeşlik günü olması ise, insanların ve börtü böceğin yavaş yavaş ‘in’lerinden ‘yuva’larından daha medeni bir tabirle evlerinden dışarı çıktıkları ve dünyalık gaileler için iş birliği içinde kendilerine daha ‘iyi’ ortamlar hazırlamak isteyecekleri ve işbirlikleri yapacakları bir zamanın başlangıcıdır. Bu dönem bu gün için fazlaca bir anlam taşımamakta, çünkü, ısıtma sistemleri yalıtım sistemleri, süper konforlu konutlar kışı anlamsız hale getirmiştir. Yani kış ile yaz klima, kalörifer gibi teknolojilerle barınma açısından farklılığını yitirmiştir.
Defacto / Fiili Durum Ne?
Eşitliğin olmadığı gibi kardeşliğin de ol(a)madığıdır.
Özgürlük, paran ve gücün oranında var denir çoğu kişi tarafından.
Bir de paranın ve gücün verdiği sorumluluk kılıfına bürünmüş yükler vardır ki, para ve gücün insanı özgürleştirmekte olduğunu yalanlar bütün gücüyle.
Newroz günlerinde kardeşlik türküleri söylenir, nâraları atılır, insanlar, gençler birbirini yiyerek veya boğazlayarak. Kardeşlik kana bulanarak KARA deşlik haline gelmekte. Boğuşmaların ve vahim infiallerin KARDEŞLİK adı altında yapılması işin en manidar yanı olmuştur yıllarca.
Bir de baktığımız yere ve yöne göre değişen durumlar…
Karınca sürüsüne baktığımızda, eşitlik, bağlılık, kardeşlik ve yardımlaşmayı görürüz hemen. Deriz ki en küçük hayvanlar bile kardeşçe yaşayabilirken, insanlar…. diye….
Ya çöldeki aslanla kaplanın sırtlanı paylaşmak için verdikleri kavgaya baktığımızda. Bunlar da hayvan. Ama yer farklı yön farklı.
İnsanlar arasında da zaman olur karındaşlıktan öde, ömürlük dostluklar kale gibi korur insanları,
Zaman olur, öz karındaşın olan, gözünü kırpmadan ilk tökezlemende sırtından bıçaklayıverir hemen seni.
Sonuç:
Çarpıklıklar, doğrular ve hatta bazen gerçekler bile zamana, zemine, kişiye göre değişirken, ölümlü insanlar hırslarını toprağa gömemezler. Ta ki, birileri onları bedenleriyle birlikte gömene dek.
Etiketler: abrul beşi, aprul 5'i, aprul beşi, bahar, bahar başı, iklim, ilk bahar, mart 9'u, mart dokuzu, Miladi takvim, Nevruz, newroz, rumi takvim, Toplum, Türk Kültürü, Yaşam, yeni bahar