:: Archive for Ağustos, 2009
30 Ağustoslar Bu Günlere miydi?
30 Ağustos zafer bayramımız kutlu olsun.
Kars’tan Edirne’ye kadar misak-ı milli sınırlarının korunması ve sağlamlaştırılması için yakın tarihimizde dişe diş savaşılmış ve şehitler verilmiştir. Bu kurtuluş destanında Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde, Sütçü İmam’ların dirayetinde Maraş’ımız Kahraman, Urfa’mız Şanlı olmuştur.
Ne var ki, bu günlerde bu kutsal mücadele sanki unutulur oldu. Daha düne kadar hasmımız olan güçlerle topraklarımızda kötü emelleri olduğunu bile bile oyunun çok ileri hamlelerini öngöremeden şu ya da bu şeklide işbirliğine girişilmeye başlandı.
Bu gelişmeler ayağımızın altındaki toprağa gark olmuş şehitlerimizi incittiği gibi, bu şehitlerin gerçek torunlarını da incitmektedir.
Devletimizden, yöneticilerimizden bu konularda son derece uyanık ve hassas olmalarını beklemekteyiz. Devamını Okuyun
Etiketler: 30 Ağustos, bilinçlenme, kutlama, zafer bayramı
Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (III)
Ekonomik Durum/Gelir Düzeyi:
Ekonomik faktörler, potansiyel olarak iletişim açısından olumlu yönde bir tetikleyicidir. Ancak, gelir düzeyi yüksek olan kişilerin çok düşük veya gelirsiz bireylere karşı sanal bir kast bulunmakta ve bu kişiler alt gelir gruplarıyla iletişim kurmak istememektedir. Bu kitlenin zevkleri, beklentileri tercihleri, hassasiyet noktaları bu kitlenin doğrudan müşteri konumunda olmadığı sürece önem taşımamaktadır.
Ekonomik düzeyi yüksek erkekler ile bayanlar ise birbirinden kısmen farklıdır. Erkekler tam anlamıyla farklı düzeyler veya kategorilere karşı ortalama bir tepki verirken kadınlar daha çok duygusal olmalarına karşın bu alt sınıflar ile olan iletişime biraz daha kapalıdır. Devamını Okuyun
Etiketler: iletişim, insan, Toplum
Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (II)
Dün, duyu bozukluklarına ilişkin kategorizasyonu yapmış ve onun üzerine diyalektik değerlendirmelerde bulunmaya başlamıştık. Kullanılan dili ve alfabeyi ve de kültür yapısını tutum ve değerleri aynı kategoride ele almıştık. Bu yazımızda da, diğer kategorizasyonlar üzerinde teker teker durarak diyalektik çıkarımlar yapıp optimum duyu ile sağlıklı ve etkili iletişimin gereklerini ortaya koymuş oluruz.
Yaş:
Çocuk ve genç yaştaki bireylerin algıları hızlı olurken, algıda yoğunlaşma süreleri yaşın ilerlemesiyle doğru orantılı Devamını Okuyun
Etiketler: iletişim, insan, Sağlık, Toplum
Ağustos 28th, 2009 | in
EDİTÖRDEN |
Yorum Yapin
Sayın okurlarımız ve yazarlarımız.
Gazetemizdeki yazıların altında bulunan okunma sayaçları bir IP den bir hit olarak ayarlıdır. Büyük kurumlarda aynı IP lerden giriş yapılan yazıların okunma sayısı sabit kalmaktadır.
İlk yazının çok okunuyor olarak görülmesi, arama motorlarının (yahoo, google, msn, vb.) o gün için 1. yazıyı indeklemelerinden kaynaklanmaktadır.
Yeni Yazarlarımız:
Prof.Dr. Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA hocamız daha çok kendi bilim alanımda sağlık ve tıp konularında en başta bizleri ve dolayısıyla toplumu bilgilendirecektir. Devamını Okuyun
Etiketler: editörden
Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (I)
Diyagnostik Açıdan, Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler
Çoğu zaman, gerek sözlü gerek yazılı gerekse işaret diliyle iletişim kurarken çamdan ve kavaktan bahsedilmektedir. Aynı alfabenin, aynı dilin kullanılmasına rağmen, “konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz, konuşuyoruz ama anlamıyoruz” şarkı sözündeki duruma düşülür…
Dinleme, Algılama Yoğurma ve Aktarma Süreçleri:
Algı bozuklukları, hataları, algısızlık, İletişim bozukluklarının teşhisinde en çok üzerinde durduğumuz konuların başında gelmektedir. Bu sorunların çözümlenebilmesi, öncelikle, semptomları patolojik bir veri olarak ortaya koyup diyalektik yöntemle aşama aşama ele almak gerekir. Sürecin diagnostik (diyagnostik) zemine sağlıklı olarak oturtulabilmesi için aşamalandırma veya kategorizasyon şarttır. Devamını Okuyun
Etiketler: hastalık, iletişim, insan, Sağlık, tedavi, teşhis, tıp
Yorgunum Dostlar
Koca bir çınar ağacından süzüle süzüle kurumuş bir yaprak düşer ya hani,
o yaprağı bile yerden kaldırmaya mecalin olmaz ya bazen.
Hani uykusuzluktan değil de yorgunluktan, göz kapaklarını bile kaldırmak için tüm gücünü harcarsın ya,
Hani dökülürsün sapır sapır, hücrelerin dört bir tarafa dağılmıştır nerde olduğunu bile bilmezsin….
İşte tıpkı böylesi fiziksel yorgunluklar gibi, bir de ruhunun yorgunluğu olur. Dünya umurunda olmaz, bir sen varsındır dünyada, bir de başkası bile yoktur. Başkasını göremezsiniz bir kere. Devamını Okuyun
Etiketler: Müzik, sanat, Yaşam