Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

:: Archive for Ekim, 2009

 

Genç Cumhuriyetin Süreçle İmtihanı

29 Ekim 1923, ve Cumhuriyet ilan edildi.

 

Dünyanın yetmişikibuçuk milletinin gözünün üzerinde olduğu, en stratejik, iklim olarak en ideal, tarihi derinlik olarak en köklü, (kadim) medeniyetlerinin üzerinden gelip geçtiği topraklar üzerinde tap tazecik yeni bir Cumhuriyet kurulmuştu, şanlı bir kurtuluş destanının ardından.

Halkı yorgun ama inançlı, kurucusu çılgın olduğu kadar basiretli, kahraman olduğu kadar vakur bir eda ile o tarihi gün, genç Mecliste konuşmaktaydı. Bir taraftan asırlara ve asırlılara meydan okumuş tarihe derin izler bırakmış bir İmparatorluğun çözülmüş temellerini düşünüyor, bir taraftan da genç cumhuriyetin ilk adımlarının heyecanını yaşıyordu. Karış karış, adım adım dolaştığı ordusuyla karın karına savaştığı, Anadolu topraklarının ta orta yerinde hasat ve hazan mevsiminde baharı müjdeliyordu. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

Ekim 28th, 2009 | in Sağlık, Toplum, Yaşam | 8 tane yorum

Dişinizi Sıkın: Avast Antigribal Virüs Paketi Kapıda

Yeni Bir Sektör Doğuyor: Hastalık Pazarlaması(!)

 

Onyıllardır bilgisayarlarımızın kötü emellilere karşı korunması için virüs programları satın alıyorduk. Sanırım çok yakında sektör daha da gelişecek ve insanları bütün gribal virüslere karşı koruyacak robot yazılımları satın alacağız.  Üretilen bu nano robotiks yazılımlar, damardan enjekte edilerek vücuda yerleştirilecek.

Korsan yazılımlı robotlar vücudu zehirleyecek veya bir iş yapmayacak. Eğer nanorobotların lisansı biterse, vücudumuzun en istemediğimiz yerinden bu robotlar gün yüzüne çıkacak ve kendini imha edecek. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , ,

Karadeniz, Neden Kara Deniz?

Neden Karadeniz, Neden Kara Deniz?

 

Duru su saydamdır bilirsiniz. Denizler veya büyük  göller çoğunlukla göğü yansıttığından mavidir. Peki neden Karadenize kara deniz denmiş?

Bazı kaynaklar, Karadeniz’in derinliklerinde fazla zehirli bileşen olduğu için daha koyu renkli görünmekte olduğunu söyleseler de, böylesi büyük ve açık bir deniz için böyle bir etken mantıklı değildir. Ayrıca, uzay haritalarında diğer denizlere göre Karadeniz’in diğerlerine göre daha koyu olduğunu hiç görmedim. Olmazları ortaya koyduktan sonra olur tarafından biraz da tarihsel açıdan incelediğimizde konunun daha çok sosyolojik bir neden olduğu görülmektedir.

Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

Ekim 24th, 2009 | in Hukuk, Toplum, Yaşam | 2 tane yorum

Ey Hukuk, Seni Çiğnemek İstiyorum, Kızma Emi?

Önce atasözleri, vecize vb. lerini sıralamak istiyorum. Bunların her biri aslında birer yazı başlıkları.

“Kanunlar örümcek ağı gibidir, güçlüler deler geçer, güçsüzler takılı kalır.” Adalet, benim hakkımı savunuyorsa cici, hukuk, bana çalışırsa ideal, özgürlük benim sesimi duyuruyorsa kutsal, kanun beni koruyorsa haklı, demokrasi, benim yönetimimdeyse erdemdir. “Ben çok gerçekçi birisiyim arkadaş, doğruya doğru derim, kavisliye kavisli“. “Hukuku arada bir çiğnersen bişey olmaz”. “Ayaklar baş, başlar ayak olunca”. Kaçılın Türkler, Kürtler geliyor!, [Sayın Yazar lütfen sürece zarar vermeyin, biip]

* * * * *

Hükümet sinir ucuma dokunup duruyordu, baktım olacak gibi değil, en sonunda kanal tedavisi yaptırdım ve Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

Ekim 21st, 2009 | in Hukuk, Siyaset/Politika, Toplum | 3 tane yorum

Pirus Zaferi: Neyin Açılımı, Kimin Çözümü!

Babaaaa, Hırsız beni bırakmıyor,

Kendi kendime, günün ikinci yarısı, bu gün de siyasete bulaşmadan yazacağımın mutluluğu ile hayallere kapılmıştım. Heyhaat! Ne mümkün.

Konuya girmeden bir fırka aktarmak istiyorum:

Bir zamanlar bir evde babası ve olu yaşarmış. Evleri ile bağları arasında bir seslenmelik mesafe varmış. Günlerden bir gün bağda hırsız olduğunu söylemiş komşuları adama. Adam da, oğluna dönerek, “oğlum git bağa bak, hırsız varmış” der.

Çocuk gider, sahiden de bağda hırsızı görür, hırsız da onu görür. Delikanlı hırsızı yakalamak isterken hırsız onu yakalar ve baba ile genç oğlu arasında şu seslenmeler başlar. Devamını Okuyun

Etiketler:

İki Elmanın Yarısıymış, Hıh, Olmuyorsa Zorlamayacaksın Arkadaş

Bazen konu komşudan bazen eş dosttan çoğu zaman da yakın akrabalardan zorlarlar sizi. Bir kere yan yana geldiyseniz, yakıştırılmaya başlamışsınızdır. Herkes ezberden manzara koyar, kimi laflarıyla fena dokundurur sizin manzaranızı yansıtmak için tuvale, kimi dolaylı aktarımları tercih eder. Adeta hep bir ağızdan sizi yamamaya çalışırlar birbirinize. Tıpkı resimdeki elma gibi. Siz de “hııı, sahiden de öyle” diye birbirinize bakarak tasdikleşirsiniz. Hoş her ikiniz de bilirsiniz ya, zoraki birlikteliğinizi ve yüreğinizdeki çengelli iğneleri. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,