:: Archive for Şubat, 2010
Sayın Dışişleri Bakanım Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu
Sevgili hocam, sizinle strateji, taktik vb. kavramlar ile dış politikanın ince çizgilerini küresel yönetim ile yerel / yerinden yönetim yaklaşımlarını doktora derslerinden sohbet havasında işlemiştik.
Derslerde, sizin vizyonunuzu ve soğukkanlı ve sağduyulu yaklaşımınızı yakından görme şansım oldu. Ben de ziyadesiyle faydalanmıştım. Küçük ayrıntılara takılmadığınızı bildiğim gibi, ulusal çıkarlar konusunda da hassasiyetinizi de biliyorum. Bundan dolayıdır ki bu yazıyı bizzat size hitaben yazıyor ve başlığını da sizin adınıza ithaf ediyorum. Devamını Okuyun
Etiketler: devlet, dış politika, tanıtım, Toplum, türkiye, ulus
28 Şubat'a Doğru: Dokunulanların Dokunması
28 Şubat’ın üzerinden göz açıp kapayıncaya kadar 13 yıl geçmiş. Kimine göre göz açıp kapayıncya kadar kimine göre ise çok uzun bir süreç.
Her olayın bir mutlu olanı/kazananı, bir de üzüleni/kaybedeni olur. 28 Şubat’ın kaybeden cephesinin kayıptaki yılları 6 yıl kadar sürmüş ve 3 Kasım seçimleriyle gerileme devri tersine dönmeye başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimi krizinin de tetiklemesiyle bir genel seçim daha yapılmış, 28 Şubat’ın dokunulanları Reis-i Cuhurluğu ele geçirince dokunma süreci tersine dönmüştür. Devamını Okuyun
Etiketler: ordu, Siyaset, Toplum, yönetim
Enerji Kutucuğu
Her nefes alan canlının bir efektif (cari) yani kullanımda olan enerjisi vardır, bir de potansiyel enerjisi vardır. Potansiyel enerji daha çok (beynini kullanan canlı olan) insanlar tarafından üretilir. Bu enerjinin gücü de, kutucuğun tılsımı da, enerjinin yönlendirilmesi veya kontrolü de güçlü bir kişiliği gerekli kılar.
Hayata pozitif bakan insanlar genellikle kazandıklarını öyle kolay kolay kaybetmezler, kaybetmemek için çok çaba sarf ederler, kaybetmemek için kendini de tüketmezler, en kolay ve akıllıcasıyla kaybedeceği kişileri içinde derin dondurucu olan tılsımlı enerji kutucuğuna koyarlar. Devamını Okuyun
Etiketler: enerji kutucuğu, hayat, insan, kişisel gelişim, mutlu yaşam, Psikoloji, Yaşam
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Yargınındır!
Yargı sinir uçlarına dokunuldukça refleksini bildirileri yüksek sesle bağırarak ortaya koymakta. Siyasal yolla gereğini yaptıramayınca, yargı sistemi içindeki tümörlerin temizlenmesi işleminde duyduğu acının feryadıyla bütün bir ülkeyi uçurumun kenarına sürüklemek istemektedir.
Yüksek yargı, tümörün bünyeden temizlenmesi sürecinde sabır ve metanetle ve de sağduyu ile takip etmek yerine siyasal iktidarı vakitsizce seçime gitmeye zorlamakta. İşin kötüsü, halihazırdaki iktidar da her yargı veya ordu müdahalesinde oylarımızı artırdık, artırmaktayız” öngörüsüne tapmış bir şekilde kendine gereksiz ve mesnetsiz aşırı güven duygusuyla önü görülmeyen bir maceraya girmeyi düşünmekte. Devamını Okuyun
Etiketler: demokrasi, Hukuk, Siyaset, yargı
Katsayı Ödül Olmalı, Ceza Değil!
Eğitim sisteminin, sınav sisteminin, ölçme ve değerlendirme sisteminin, yerleştirme sisteminin zırp pırt değiştirilmesi bu sistemlerin kurbanı olan gençler üzerinde ne büyük etki ortaya çıkardığını bu gün için görebilmemiz mümkün değildir. Zira takdir edersiniz ki, kaza veya yaralanma anında acının veya tahribatın kazanın sıcaklığı ile çok az hissedildiği bir gerçektir. Sınav sistemindeki bu tür değişiklikler gençlerin eğitime olan angajmanlarını bozmakta, devlet otoritesine olan güven ve bağlılığı zedelemektedir.
Hukukun genel ilkeleri olduğu gibi devlet yönetiminin de genel ilkeleri vardır. Bu ilkelerin en önemlisi de, devletin yönetim ve yürütüm kademelerinde yer alan Devamını Okuyun
Etiketler: Eğitim, katsayı, ölçme, sınav
Şeytan Kulağına Domdom Kurşunu!
Domdom kurşununu şeytan kulağına uçurmadan evvel domdom kurşununu izah etmek gerek.
Aşık Mahsuni Şerif yalın diliyle bu kurşun üzerine döktürmüş dizelerini. Tatlısesin yanık ve güçlü sesi her ne kadar kıvrak ve hareketli bir ritim katsa da, Aşık Mahsuni Şerif’e bu dizeleri yazdıran 12 Eylül Siyasal gelişmeleri ve Askeri darbesidir. Bu gün konuyu siyasate sokmadan burada siyasetten hızlı bir çıkış yaparak şu bizim domdom kurşununa dönelim.
Domdom kurşunu öyle herkesin tiye aldığı salakça veya şamalakça bir kurşun değildir aslında. Anlı şanlı domuz kurşunudur. Fişeğin içinde büyük bilye büyüklüğünde çelik küreler olduğu için domdom kurşunu denilmiştir. Fişeğin içine böylesi büyük bilyeler Devamını Okuyun
Etiketler: insan, Yaşam