Referandumu Geride Bıraktık.
Hatırlarsanız, bu referandumun, bir anayasa revizyonu olduğunu her fırsatta her satırda dile getirmiştik. Bu anayasa revizyonunun yamama operasyonu olduğunu dile getirmiştik. Hatta halihazırda oyladığımız anayasanın yeni anayasa için koşul iyileştirmesi olduğunu söylemiştik.
Şimdi Yeni Anayasa Yapma Zamanı
Başta gazetemiz de olmak üzere, bütün sivil toplum kuruluşları, bilim adamları, aydınlar dahil geniş katılımlı bir anayasa hazırlama zamanı gelmiştir. Bizler taşın altına elimizi koyacağız. Bunun için tek önemli öngörümüz veya şartımız, yeni anayasanın çok çok özet hükümlerden oluşmasıdır.
Bu anayasanın 100 maddeyi geçmemesi ve çok çok genel hususları dile getirmesi gerekmektedir. Yeni anayasa yapma sürecinde inisiyatif siyasetçilerden ziyade sivil toplum kuruluşlarının olmalıdır. Zira anayasamızın sivil olması isteniyor ise, bunun STK ların inisiyatifiyle başlaması eşyanın tabiatı gereğidir.
Gerek Anayasa Mahkemesinin yapısı, gerekse HSYK nın yapısındaki değişimler, yeni anayasanın sancısız bir şekilde süreçten geçmesi için yeniden yapılandırılmıştır. Bu yeniden yapılandırma içeriğinde teknik anlamda son derece gerekli değişiklikler olmuştur. Bu yeni anayasa sürecinde durumu oldukça pratikleştirecektir.
Yeni Anayasa Sürecinin Yöneticisi veya Mimarı:
Yeni Anayasa yapımı sürecinde hükümet inisiyatifi elinde tutmak istese de ilk ivmeyi kullanma konusunda çok ta hevesli değildir. Olmaması da gereklidir. Zira 2010 referandumuyla hükümet yapması gereken konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.
Süreci yönetecek olan doktoradan danışman hocam olan Prof.Dr. Burhan KUZU nun kişilik yapısı, uzlaşmacılık ve açıklık konusunda uygun bir kişiliktir. Kendisi her görüşe açık olan, uzlaşmanın öneminin farkında olan bir bilim adamı, hukukçu ve siyasetçidir.
Erken Seçim Talebi Tam Bir Hezeyandır!
Ne büyük talihsizlik ki, sayın Bahçeli son günlerde hata üstüne hata yapmaktadır. Tıpkı AK Partinin ilk iktidara gelmesine alt yapı oluşturduğu gibi, bu sefer de yine aynı ayağı yere basmayan coşkulu laflar etmektedir. Bahçeli’nin bu acemilikleri başkanı olduğu köklü parti olan MHP ye yakışmamaktadır. Zira MHP her zaman aklıselimin partisi olmalıdır. Ama fiili durum ne yazık ki, tam tersinedir.
Kılıçdaroğlu Komedyası veya Draması!
Sayın Kılıçdaroğlu tertemiz bir insandır. Dürüsttür. Ahlaklıdır. İyi bir memurdur. İyi bir idarecidir. İyi bir arkadaşdır. Zor olsa da iyi bir mesai arkadaşıdır. Ama çok kötü (başarısız) bir liderdir. Kendisinin türkü yöntem ve dalaverelerle CHP nin başına getirilmesi, öyle zannediyorum ki, (kuvvetle muhtemel) AK Partinin bir oyunu olsa gerek.
Hele ki, bu durumun Büyük Şehir Belediye Başkan adayı olduğu İstanbul gibi bir yerde yaşanmış olması ise başlı başına bir skandaldır. Bu talihsiz ama sorumsuz olaydan dolayı kendisi ve partisine üzüntülerimi iletiyorum.
Başkanlık Sistemine Yönelik Sürecin Gizlenmesi veya Ertelenmesi Taktiktir!
Halihazırdaki Cumhuriyet Hükümetinin Başkanlık sistemine yönelik sürecin gizlenmesi veya ertelenmesi taktikdir. Bu taktik doğru bir stratejinin bir adımıdır.
Başkanlık sistemi Türkiye için bu gün için hatta bu yüzyılın ilk yarısı için erken bir taleptir. 2050 yılından itibaren başkanlık sistemi Türkiye için gereklilik olsa bile bu gün en makul çözüm 2050 yılına kadar yarı başkanlık sistemiyle idare edilmesidir. Bu konuda yarı başkanlık sistemine yönelik hatırı sayılır örnekler bulunmaktadır.
Türkiye gibi jeostratejik açıdan hassas ve lider konumunda bir ülke için parlamentosu ve temsilde adalet ilkesinin ayağının yere bastığı güçlü meclis ile güçlü bir başkanın olduğu bir yönetim gereklidir. Burada “başbakan” ile “cumhurbaşkanı” olgusunun veya ikileminin ortadan kaldırılması veya giderilmesi temel ve öncelikli bir durumdur.
Türkiye Bölünüyor (muuuu))))))!!!!
Ne tuhaftır ki, referandum öncesi hayır cephesi Türkiye’nin bölüneceğine yönelik ajitasyonlar yapmıştı. Bizler de bu ajitasyonları duydukça üzülerek gülümsemiştik.
Evet Türkiye bölündü. Yeşil ve Kırmızı renge bölündü. Batı ve Güney sahil şeridi ile geri kalan yerlere ait renge bölündü. Artık sahillerde ayaklanma olacak. Sahil şeridinde oturanlar, kırsal bölgelerin insanlarını plajlara sokmayacak. Kırsal bölgenin insanları havuzlarda idare etmek zorunda kalacak.
Doğudaki sandık boykotu konusunu ve benzeri konuları ele almak üzere, “Referandumun Renklerinin Dansı” başlığını bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Yeni anayasa konusunda kimse öne çıkmasa bile, şahsım başta olmak üzere Gazetemiz olarak ve gazetemizin şimdiki ve müstakbel çözüm ortaklarıyla 2012 anayasası taslağı paketi hazırlamayı düşünmekteyiz. Bunu da şimdiden deklere etmiş olalım.
Ülkemiz için aydınlık yarınlar temennisiyle, esen kalınız efendim.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.gercekgazete.web.tr, https://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: politika, referandum, Siyaset, Toplum, yönetim