Ve elliyi devirdik.
Yaş Elli, Yolun Yarısı Belli.
Kendi açımdan en güzeli şu oldu benim için. Her yeni yıl, her yeni gün, bana çok daha güzellikler, mutluluklar başarılar kattı. Her yeni gün, hep kazandım, hala kazanmaktayım. Kazanmak ve kaybetmek gerçi ayrı bir konu. ‘Nice kazançlar vardır ki, kaybedilesi, nice kayıplar vardır ki, aslında kazanılmış denilesi….’ Bu sözümü yazı başlığı yapıp başka bir güne bırakalım.
Ahmet diye başladı Ebeveynim hikayeye…
Beş yaşımdan beri hayat öykümdeki rolü kendim devraldım. Diploması bile olmayan merhum anacığımın, mal güderken, (Hayvan otlatırken oluyor dantellektüel söyleyişi))) bana hem büyük harf hem küçük harf ile dört buçuk yaşımda okuma yazmayı öğretmesiyle başladı bütün suç. Gariban bir köylü çocuğu olarak… Biliyor musunuz, bir insanın başarısını görmek için, neleri elde ettiğine veya elinde tuttuğuna bakılmaz. Bulunduğu yere nerelerden geldiğine bakılmalı. Zira, mal mülk makam mevki ve para, haksız yere de elde edilebilir, mirasla da elde Devamını Okuyun