28 Şubat soğuk geçmişti. Şubatın soğuğu, siyasal olarak ta dondurmuş hatta kasıp kavurmuştu Ankara’dan başlayarak bütün ülkeyi.
Bu gün kamuoyunun geldiği nokta, Ergenekon yapılanmasının terör örgütü olarak kabul edildiği şeklindedir. Bu yapılanmanın aslında askeri olduğu kadar siyasal, siyasal olduğu kadar da ekonomik üç büyük temelli sacayağı bulunmaktadır.
Süreç içinde Amerika, yapılanmanın en başta ekonomik ayağını oluşturmuş, ekonomik düzen senaryosuna göre gereken yapılmıştı. Askeri yapılanma ise, emekli üst düzey askeri kişilikler üzerinden yürütülmüştü. En can alıcı noktası ise, siyasal yapılanmasıydı. Sol ve sosyal demokrat tabanlı bütün siyasal partilerle olduğu gibi, yer yer milliyetçi siyasal partilerle ulusalcılık bağlamında yer üstünde olmasa da yer altında iş birliklerine girilmişti. Bir yandan da başta Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olmak üzere bir çok sivil toplum kuruluşlarıyla kümülatif bir cephe oluşturulmuş veya paslaşmalar yapılmıştı.
Ne var ki, 3 Kasım seçimlerinde Türk halkı, Ergenekon yapılanmasına inanılmaz bir hayal kırıklığı yaşattı. Ergenekon yapılanmasının iğreti olarak baktığı, dolgu malzemesi olarak gördüğü halk bu seçimde tam bir temizlik operasyonu yapmış ve AKP yi tek başına iktidara getirmişti. 3 Kasım gecesi seçim sonuçlarını ilk gördüğümde ellerimi başımın arasına aldım ve öteden beri büyüyerek gelen ulusalcı akımın uğradığı mağlubiyeti düşünerek “nereden nereye…” demiştim.
Bu gün için kamuoyu tarafından terör örgütü olarak algılanan Ergenekon yapılanması, 28 Şubat ile şöhret olsa da, esas başlangıcının Özal’ın Cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkmasına kadar dayandırılabilmesi mümkündür. Tabi ki olayı çok daha abartıp 28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubu adından esinlenilen ve Gökalp’in “batılımaşma” diye nitelendirdiği akıma da dayandırabiliriz veya ulusalcılık isimlendirmesinden hareketle Ergenekon destanına vardırabiliriz. Bu tür düşün zinciri ile bu son paragrafın II. Yarısında, melodramatik sansasyonel bir komplo senaryosu yazdığımı da itiraf etmeliyim.
28 Şubat’ın da etkisiyle 3 Kasımda güçlü bir CHP oy potansiyeli bekleniyordu. Öyle ki, CHP DSP nin iktidardaki yıpranmışlığını tolere edecekti. DSP nin başlattığı ve ergenekon’un siyasal ayağının teorik alt yapısını oluşturan ulusal sol kavramı kendine göre de önemli bir yer edinmi
Etiketler: devlet, mafya, partiler, seçim, Siyaset, Toplum, yargı, yönetim