8th CEO International Social Sciences Congress Completed
Kongredeki sunumuz yayınlandığında bunu yine sizlerle paylaşacağım.
Kongrede sunmuş olduğum konuya ilişkin bir kaç değini:
Kongrede değindiğim konunun özetinin özeti:
Devletin en büyük tüzel kişilik olması, “devlet” sıfatını taşıyorsa da “hukukun üstünlüğü”nü esas alması önemlidir. Hukukun olmadığı bir devlette “denetim” kavramı da boşta veya fonksiyonsuz kalacaktır. Bu üzücü duruma karşın, çevrimiçi yöntemler, dijital teknoloji, devletin kendi kendini denetlemesine ve vatandaşların günışığında yönetimi çok belirgin hissetmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, başta hukuksal olmak üzere kendi kendini (hakkıyla) denetlemekten kaçınan devlet teknolojik gelişmeler karşısında denetlenmek zorunda kalmaktadır. Dahası uluslararası gelişmeler ve gelişmiş ülkelerin teknolojik standartlarına entegrasyon, koordinasyon ve akreditasyon kaygısıyla uymak zorunda kalan devlet bir nevi istemese de küresel denetim çarkının şirazesine girmektedir.
Denetim konusunun sevimsiz bir olgu olduğunu baştan belirtmemizde fayda bulunmaktadır. Zira, sosyal medyadaki paylaşımlarımızda bile denetim konusundaki paylaşımımız en az beğeni alan veya ilgi gören paylaşım olduğunu görmekteyiz.
Bunu nasıl açıklayabiliriz?
Bunun adına, kuvvetle muhtemel literatürde ilk defa değineceğimiz “denetim dilemması” diyebiliriz. Böylece DENETİM DİLEMMASINI da bu vesile ile literatüre geçirmiş bulunmaktayız.
Herkes denetim olsun istiyor ancak,
DENETİMİ YAYŞAMAK İSTEMİYOR,
KONUŞMAK İSTEMİYOR,
DUYMAK İSTEMİYOR,
AMA SADECE İSTİYOR,
BAŞKALARIN NIN BAŞINA GELDİĞİ SÜRECE)