(İstifa Krizinin Ardından) Türk Siyasal Hayatındaki "Seyfiye"nin "Mülkiye" Üzerindeki Tedrici Seyri Üzerine Bir İnceleme:

Osmanlı İmparatorluğunun duraklama dönemindeki Yeniçeri isyanları ve "kazan kaldırma" eylemleriyle başlayan ve yine Osmanlı'nın son zamanlarında Tanzimat ve Islahat dönemleriyle birlikte Türk bürokrasisineyerleşen "Seyfiye" sınıfının "Mülkiye" sınıfına ya da askeri iradenin sivil iradeye müdahale etmesi onu legal veya illegal emir ve etkisi altına alması genç Türkiye Cumhuriyeti'nde de bu güne değin devam etmişti.

Cumhuriyetin ilk zamanlarında bu önemli bir sorun teşkil etmediği gibi, yeni kurulan bir Cumhuriyet için ve hatta bağımsızlığı pekeştirilmekte olan bir ülke için gerekli bile olmuştu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran yine bir askeri kişilik olan Gazi Mustafa Kemal'den başkası değildi.

Ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çok partili siyasal yönetime geçme teşebbüsü onun demokratik yönünü ortaya koysa da sonraki dönemde çok partili bir siyasal yönetime gerek görmemesi de Türk Milleti'ni çok iyi analiz etmiş olan Atatürk için bir başka önemli analizin sonucuydu. Şunu bu bahiste ortaya koymak gerekir ki, Cumhuriyetin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal'in çok partili siyasal yönetime geçme teşebbüsü de, daha sonraki süreçlerde bu denemelere gerek görmemesi de kendi dönemlerinde kendi mantığı içinde olması gereken durumlardı.

Ne var ki, 1940 lı yılların sonlarına yaklaşıldığında kendisi de bir asker olan İnönü, sulh ve sukun içinde Çok Partili Siyasal Hayata Geçiş sürecinde büyük bir özveri göstererek iktidarı Demokrat Parti'ye devretmişti.

İşte o günden bu güne şu ya da bu şekilde askeri yönetimin sivil yönetim üzerindeki etkisi her geçen gün azalmaktaydı. Gerçi bu süreç 1961, 1971, 1981 li yıllarda askeri yönetim lehine bozulsa da her yeni son askeri müdahale / darbe bir öncekinden daha az etkiye sahipti.

En son 28 Şubat 98 yılında onar yıllık askerî yönetimin 'seğirme" sancısı, "postmodern darbe" olarak nitelendirilmiş, yine daha sonra 2008 li yıllarda E-muhtıra ile iyice silikleşmişti.

O günden bu güne Askerin sivil irade üzerindeki egemenliği azalmış ve bu günkü (dünkü) istifa krizi yaşanmıştı. İstifa krizinin ardından gelinen süreç tarih yazıcıları olan bizler tarafından böylesi bir not olarak düşülmüştür.

Gelinen nokta demokrasi adına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin sivilleşmesi adına mutlu olunacak bir süreçtir. Çünkü Türk Milleti 1940 lı yıllardan itibaren Demokrasiyi gittikçe daha fazla içselleştirmiştir.

Son durumun ülkemiz için hayırlar getirmesi temennisiyle esen kalınız.

Not:

Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.net, www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,