Resim: Basın İlan Kurumu Yeni Yönetmeliğinin Yerel Basına Etkisi

 

Basın İlan Kurumu (BİK) Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliğine İlişkin Değerlendirmeler:

Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği’ne ait, Whatsapp Grubuna düşen Basın İlan Kurumu Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’nin taslak metni kağıt bası ve dijital tüm yerel basın kuruluşlarını ezip geçmektedir.

Basın İlan Kurumu 1961 yılında195 sayılı yasa ile kurulan, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurumdur. Bu yapısı ile, yönetmelik çıkarma yetkisine sahiptir. Her kamu tüzel kişisi, kendi yönetmeliğini kendisi çıkarabilir. BİK te bu yetki, yönetim kurulu teklifi ile Genel Kurula aittir. BİK 5187 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 7418 sayılı (torba) kanun kapsamında bazı değişiklikler getirilmiş bu değişiklikler kapsamında “Basın İlan Kurumu da İlan vermeye ilişkin hususları yeniden düzenlemek zorunda kalmıştır. Bu nedenle 7418 sayılı yasanın 39. maddesinin a bendi gereğince, 1 Nisan tarihine kadar bazı düzenlemelerin yapılması zorunluluk halini almıştır.

  1. Basın İlan Kurumu, 195 sayılı yasaya dayalı olarak, Parayı (ilan bütçesini) organize etme yetkisine sahiptir. Bu bütçeyi nasıl kullanacağına ilişkin şimdiye kadar, ileri derecede muğlak durumlar bulunmaktaydı. Yönetmelik taslağı ile, bahsi edilen muğlaklıklar, bu yönetmelikle önemli ölçüde giderilmiştir. Yönetmelikteki kriterlerin analitik ve sistematik yapılanması oldukça başarılıdır. Ancak bu yönetmelik, şu haliyle değil de cetvelde öngörülen rakamların yarıya indirilmesi durumunda bile, gerek kağıt bası, gerekse dijital yayın yapan yerel basın kuruluşları, bu yönetmelik çerçevesinde ilan alabilme kapsamına giremeyeceklerdir. Kağıt bası olsun dijital yayın olsun, yerel basının ekonomik ve idari yapısı ortadadır.
  2. Yönetmelik hükümleri, (tablolar, cetveller, miktar veya ölçüler bakımından, güldürücü ve öldürücü bir durum taşımaktadır. Güldürücü tarafı, şartların çok fazla zorlaştırılması ve bu duruma yerel medya temsilcilerinin trajikomik bir şekilde gülmeleridir. Yerel medya temsilcileri, bu şartları okur okumaz, kendilerini bekleyen acının sıcaklığı ile duruma maalesef ki gülmektedir. Öldürücü tarafı ise, bu şartlarda ANCAK holding veya kartel medya kuruluşlarının BİK’ten ilan bedeli alabilme imkanları olabilmesi, geri kalanının da ya kartelleşme sürecine girmesi ya da kepenk kapatmasıdır.
  3. Yapılması gereken ise, yönetmelik taslağında dile getirilen oran, miktar ve ölçülerin en az yarıya düşürülerek masaya oturulmasıdır. Şu var ki, bu gün için, BİK tekel konumundadır. Kurumun bu konumunun değişmesi, ancak ve ancak ulusal siyasal mutabakat ile mümkündür. BİK Genel Kurulu katılımı, 195 sayılı yasa kapsamında parçalı olarak sektör temsilcilerinden ve üniversitelerden oluşsa da, sektör temsilcilerinden genel kurula seçilecek üyelerin nasıl ve ne şekilde seçilmekte olduğuna ilişkin muğlaklıklar ortadadır. Halihazırdaki sektör temsilcilerinin hangi usullerle seçileceği yeterince saydam olmayan yapısıyla BİK Genel Kurulundaki sektör temsilci sayısı, yüzde 50 nin altında kalmayacak şekilde oluşturulması gerekmektedir. Ancak bu şeklide kurum sağlıklı bir yönetişim yapısına kavuşabilecektir. Bu yapıda oluşacak BİK Genel Kurulu da sağlıklı bir Yönetim Kurulunu oluşturacaktır. Şu haliyle, yönetim kurulu oldukça dar tutulmuş ve YÖNETİŞİM ilkesinden uzaktır. Kurumun yönetim kurulunun demokratik bir yapıda olup olmadığı (bilgiye erişim kısıtı nedeniyle) bizler için yoruma kapalıdır.
  4. BİK yönetmelik taslağı, BİK GENEL KURULU’nda halihazırdaki cetvel ve ölçülere göre EN AZ YARIYA İNDİRİLELEREK işe başlanmalıdır. İlanın dağıtımına ilişkin seperasyon oldukça tutarlı ve mantıklı olsa da şartların ağır olması ve kısa ve orta vadede, Anadolu Basınının ekonomik düzeyleri dikkate alındığında, bahsini ettiğimiz ölçü ve miktarların yarıya indirilmesi, indirilemeyenler için, ya 5 yıllık geçiş süresi tanınması veya istihdam noktasında belli vergi indirimleri veya teşvikleri getirilmesi zorunluluktur.
  5. Yönetmelik taslağının olduğu gibi geçmesi, Türk medyasının Kartelleşmesini ve Tek sesliliğini doğurur. Medyanın ve özellikle yerel medyanın özgür ve bağımsız kalabilmesi, bu hususların yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.
  6. Bahsi gelmişken, 5187 sayılı 13/10/2022 tarihli yasa ile ortaya konulan Reklam ve Bant daraltma önlemlerinin de yeniden düzenleme gerektirdiğini hatta bant daraltma, durdurma ve erişim engellemeye ilişkin şartların hiçbir gri alan kalmayacak şekilde netleştirilmesinin öncelikli gerekliliklerden olduğunun altını çizmeliyiz.

Ülkemizin kalkınması ve uygar dünyada yerini almasını istiyorsak, kamunun yönetiminin YÖNETİŞİM ilkesine göre yürütülmesinin kaçınılmaz olduğunu bilmek zorundayız. Türkiye diğer dünya ülkeleri arasında hukuk devleti olması bakımından sıralamasının daha da aşağı düşmemesi için, her kurumda çoğulcu ve katılımcı yönetim şarttır.

Bütün bunları, 32 yıldır köşe yazan bir yazar, 16 yıldır günlük gazete yöneten bir sektör temsilcisi, 15 yıldır bir çok dijital medya portalini yöneten bir yayın yönetmeni, (ICAM Network) ve konuya ilişkin gündemi takip eden bir bilim emekçisi sıfatlarımla dile getiriyorum.

Aydınlık yarınlar dileklerimle.

Dr. Ahmet FİDAN

Paylaş