Başlık

“Yazı Başlıkları Üzerine Bir Ara Çözümleme”

 

 

Kısa yazı başlıklarını pek sevmem. Başlık dediğin, afili olmalı. Başlıktaki sözcüklerin dizilimi, ahengi, kimyası, daha yazıyı okumadan “hımmm, çok güzel bir yazıya benziyor” dedirtecek cinsten olmalı. Bu bakış açısına karşılık bir kısım insan da yazı başlığının kısa olmasını ister. Buradaki kısalık ve uzunluk görecelidir aslında.

Bu konuda yazı yazın biri olarak ben şahsen bir ara formül buldum kendimce. Yazı başlığını manşet başlığı ve yazı başlığı diye ayırarak ara yol izledim. Örneğin, bu yazımda “Başlık” kelimesini kullandım. Ama bu yazımın gerçek başlığı “Yazı Başlıkları Üzerine Bir Ara Çözümleme”dir. Birinci başlık türü, gazetecilik bakış açısı ve formasyonuna göre iken, ikinci başlık türü, daha çok akademik yönlüdür.

Manşet başlığı, çok uzun olunca okuyucu daha başlığı okurken yorulmaktadır. Hatta okuma özürlü toplumumuzda böylesi başlıklar okuyucuyu hemen ürkütmektedir. Bu nedenle sürekli kullandığım ara formülü kalemdaşlarıma da öneriyorum.

İnsanoğlu çok tuhaf yaratık nitekim. Özellikle bu başlıklı yazıyı yazmak için almadım kalemi elime. Yüksek Öğretim Kanununu okurken okuduğum bir madde üzerine yarın yayınlanacak olan “Zor Adam” başlıklı bir yazı yazmaya başladım. Bu yazıya girizgâh yaparken, bir de baktım ki, yazının içeriği “yazın” (edebiyat) konusuna dönüşmeye başlıyor. Ben de konu dışı olan kısımları alıp adı “Başlık” olan bu yazıyı yazmaya başladım.

(YÖK üzerine mevzuat okurken, “Zor Adam” yazısını yazmak akla gelip de, bu yazının girizgâh kısmını koparıp yeni bir yazı konusu yapılır mı diye düşünmeyin. Çünkü bu biz ehl-i kalemin hep yaptığı bir şeydir. Hatta neredeyse ikinci yazıyı yazarken “Yazım Güncesi” başlıklı yeni III. Bir yazı konusu çıkarmamak için kendimi zor tuttum.)

Sadede (konuya) dönecek olursak:

Yazı başlığı, gün batımı yaklaşırken güneşin büyüleyici turuncu rengidir.

Yazı başlığı, arife günlerinin telaşı gibidir.

Yazı başlığı, içinde ne olduğunu bilmediğiniz zerzevat çantasıdır.

Yazı başlığı, kendisinden önce kokusu gelen güzel bir bayandır.

Yazı başlığı, şimşek çaktıktan sonra gök gürültüsünü beklemektir.

Yazı başlığı, hamile bayanın ıkınmasıdır.

Yazı başlığı içine eşyalar doldurulmaya çalışılan bir valizdir.

Yazı başlığı istiridyenin içindeki incidir.

Yazı başlığı, bir kelime ile sınavı geçebileceğiniz tılsımlı bir kopya dır.

Yazı başlığı “deoksiribo nükleik asit” (DNA) dır.

Yazı başlığı, yumurtaya bakıp tavuğun resmini çizen beyin tetikleyicisidir.

Yazı başlığı, perşembenin gelişini haber veren çarşambadır.

Yazı başlığı, en zor jimnastik hareketlerinin en son tekrarlarıdır.

Yazı başlığı bütün bilim ve edebiyatın başlangıcı olan noktadır.

Yazı başlığı riski göze almaktır.

Sonunda “tüh keşke okumasaydım, hiçbir şey anlamadım” veya hiç memnun olmadım” demek var. Yazıyı hiç beğenmemek de var. Ömrünüz boyunca hiç unutamayacağınız veya kullanacağınız bilgileri öğrenmek de var. Dahası biraz önce yazı valiz gibidir demiştik. Bu valizin içinden mücevher mi çıkacak, kirli çorap mı tam olarak belli değildir aslında.

Bir de bazen, bir yazıya bakarlar bir de yazana. Ben de diyorum ki, bir başlığa bakarım bir de yazıya.

Yazı başlığına bakıp yazının konusunu “başlık parası” olarak da görebilirsiniz yazıdaki sözcükleri yordamlamadan. Yazı başlığı ile başlık parası arasında bir ilgi kurup da bana cevap yazan okurlarım olursa onu da sizinle paylaşacağıma emin olun.

Esen kalın.

Not:

Bu yazı, www.bilgiagi.netwww.timeturk.comwww.bilgievreni.comwww.haberanaliz.net www.siyasalforum.netwww.gunesgazetesi.net, www.kamudanhaber.com www.gercekgazete.web.tr, ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş

Etiketler: , , , , ,