Bir hamleyle birden çok başarı yakalandığında veya bir hareketle birden çok amacın gerçekleştirilmesi durumunda “Bir kuşla iki taş vurmak” tabirini kullanırım. Yani, Tansu Çiller tarzı uygularım.))) Gerçi merhum (sabık) başbakan Tansu Çiller, bu atasözleri veya deyimleri bilinçli olarak değil de elinde olmadan hatalı kullanırdı ama bendeniz de bu damgayı yeme riskini üzerime alarak çoğu atasözünü veya deyimi tersinden söylerim. Burada amacım elbette ki vurgudur.

Hiç unutmam, bir keresinde Türkiyemizin bir köşesinde bir ilçede “Etkili İletişim Teknikleri” konulu konferans vermekteydim. Konferansımda kendime özgü bir çok ilkelerim vardır. Örneğin, birbuçuk saat boyunca esnemek yasaktır. İlk kişi esnediğinde uyarırım ikinci kişi esnediğinde konuşmamı bitiririm. Gerçi ben en başta bunu yüzlerce dinleyiciye deklere edince artık esneyeceği olan da korkudan esneyememektedir.
İşte bu konferanslarımdan birinde sırf vurgu amaçlı olsun diye Tansu Çiller tarzı bir deyimi tersinden söyledim. O deyim de şuydu: “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.? Ben bu deyimi “her yoğurdun bir yiğit yiyişi vardır” şeklinde söyledim. Aslında bu sözü ilk kez 1986 yılında cin gibi cap canlı bir insan olan hitabet öğretmeninden kapmıştım. Ben konuşmama bu deyimi kullanarak devam ettim. Vurgulamayı da aslında iyi yapmıştım. Yani her yoğurdun yiğiti yiyememesi çok açıktı. Bu sözü bastıra bastıra yavaş yavaş söylemiştim. Yani kısaca benim konuşma tarzım benim olayları ele alma tarzım kendime göredir, yadırgamayın anlamında bu sözü söylemiştim.

Gel zaman git zaman aynı ilçeye tekrar yolum düştü. Dolaşırken, tanıdık bir mağazaya girdim. Orada çay kahve içerken daha önce orada olan bir bey bana şu soruyu sordu.
– ?Hocam bağışlayın beni ama bir şey soracağım. Hani iki yıl kadar önce ilçemizde bir konferans vermiştiniz ya!,
– Evet hatırladım dedim ben.
– İşte o konferansınızda şöyle demiştiniz: Her yoğurdun bir yiğit yiyişi vardır. Ben de eee dedim.
– Ben o gün sizi dinlemiştim. Konuşma arasında sizi uyaracaktım. Hocam o söz öyle değil tersine söylenecekti diye. Ayıp olmasın diye ben bunu dile getirmemiştim. Hatırladınız mı? dedi.
Ben de içimden acı acı gülümseyerek ve çok ta şaşırarak gerçeği söyledim tabi.
– Beyefendi bu ifade tarzı benim konuşma tarzım. Ben atasözlerini veya deyimleri tersinden söylerim ki, dalgın olanlar uyansın, kendini toparlasın, bana katılmayıp aksi düşüncesini hemen beyninde geliştirsin, sıra dışı olsun diye dedim. Hatta konferanslarımda, “bu bitte bir it yeniği var” deyimini de çok kullanırım dedim. Ardından da:
– Ama öyle görünüyor ki, atasözlerini veya deyimleri bu şekilde çarpıtmam veya tersine söylemem konuşmama egzotiklik katmaktansa benim heyecandan (Tansu Çiller gibi) sözü yanlış söylediğim şekliyle anlaşılıyor.

O gün bu gündür, konuşmalarımda veya konferanslarımda hedef kitlenin beni anlayacağından emin olmadan atasözlerini veya deyimleri tersinden söylememişimdir. Yalnız bir konferansımda yaşamış olduğum bu olayı bütün olarak anlatmıştım.

Bütün bu kadar lakırdıyı başlığı açıklamak için yazdım. O kadar kafanızı şişirdim. Aslında bu gece çok yorgun olduğundan yazı yazacak halim kalmamıştı. Her gün düzenli yazıyor olmam başyazar sorumluluğu gereği başlığı koydum ve bu satırlar dökülüverdi yakın tarihteki anılarımda.

Eeeee, peki bu başlıktaki it yeniği nerede? Elbetteki bitte. Bit küçüktür ama mide bulandırıcıdır. Bu gün bir yazı okudum. Yazının içeriği şuydu. Kutlu Doğum Haftası diye bir şey yoktur. Bu hafta Fethullah Gülen’in doğum günü olduğu için bu gün ortaya çıkarılmıştır. Mevlid kandili varken kutlu doğum haftasının ortaya çıkarılması saçmalıktır falan. Söz mantıklı geldi aslında bana. Mevlid Kandili (Peygamberimizin doğum (hicri) yıldönümü var. Bir ikincisi miladi yılda neden kutlanıyor, eğer birincisi kandil günü ikincisi hafta ise, kutlu doğum haftası niçin mevlid kandili olduğu zaman kutlanmıyor diye.

Bu konuda bir açıklama veya yorum yazmıyorum. Belki yazımın sonuna böyle bir yorum ekleyen olur. Ben de gerçeği öğrenmiş olurum. Bu sözü ortaya atanların ard niyeti olur veya olmaz o ayrı bir konu ama, bir özel günün hem hicri hem miladi takvime göre kutlanması bana bağışlayın ama saçmalık gibi gelmekte.

Benim acizane önerim, mevlid kandiliyle kutlu doğum haftasının birleştirilmesidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bilgisine sunarız.
Esenlik dileklerimle.

Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.kamudanhaber.com https://www.bilgievreni.com , https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr www.radyobrt.net ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

 

Paylaş

Etiketler: ,