Çoğu zaman hayat bize, başarı ve mutluluğu yakalayabilmemiz için ikinci, üçüncü, hatta dördüncü yolları fısıldar. Birinci yol haricindeki diğer yollar belki dalaşmayı gerektirebilir ancak alternatif seçenekler de bir seçenektir ve dalaşmak yerine dolaşmak daha iyi sonucu verir. Nitekim kader yazgısı veya yaşam serüveni de zaten bu seçeneklerle dolu kombinasyondan kendimize göre en güzel deseni çıkarabilme uğraşısı değil mi?
Mehteran ordusu iki adım ileri giderken bir adım geri gider derler hep. Böylesi kulaktan dolmaları yemek bir an olur midemize oturur. Oysa ki, mehteran, her üç adımı atışta, sağa ve sola dönerek “rahimallah” ve “kerimallah” selamlaması yaparlar. Mehteran bölüğünün bu yürüyüş ritüeli aslında savaş psikolojisinin ve alternatifleri görecek gözlerin basireti için yaradana bir yakarış nidasıdır. Rahim, merhametli, kerim, engin bağışlayıcı olan yaradandan öz sezi beklentileri. Mehteranın iki ileri bir geri diye bilinen bu duruşları ve her duruşta sağa sola dönüşleri bir diğer bakış açısıyla sağa sola bakarak strateji belirleme eylemleridir. Bu halleriyle Türk ordusu savaş meydanında her an çevreyi kollamakta ve yeni strateji ve taktikler belirlemektedir.
Konuyu mehteran bölüğünün bu didaktik mevzusundan çıkarıp hayatın içine dönderelim usulca!))
* * * * *
Yaşamın İnsan Psikolojisi Üzerindeki Bir Diğer Basmakalıp Baskısı:
“En iyi yol bildiğin yoldur!”
En iyi yol pek tabi ki bilinen yoldur ve bu düşüce toplumu dinginliğe, düzene, istikrara, kalabalığa/çoğunluğa uymaya götürür. Bu mantık aslında yerinde say(dır)manın bir sığınak noktasıdır.
Bütün mucitler, kaşifler bu sözün düşman karakterleridir. Kaşiflerin ve mucitlerin ömürleri, bilmedikleri yolları görmek, yapılmayanı denemekten geçmiştir. Ortaçağdaki mekansal genişlemeleri, dünyadaki bütün teknolojik ilerlemeleri bu aykırı davranışa borçluyuz insanlık olarak.
Toplumda liderler de olur, liderlerin yardımcıları/ asistanları da olur, dolgu malzemeleri de olur. Herkesin lider olmasını bekleyemeyeceğimiz gibi, herkesten dolgu malzemesi olmasını da bekleyemeyiz. Dolgu malzemesi olan insanların zaten en iyi yapacakları şey, bildikleri yoldan gitmektir. Çünkü bilinmeyen yol, denenmeyen yol risktir ve risk te ‘kaka’ birşeydir. Uzak durmak gerek.
Gelin, Çalıyı Dolaşalım, Mutlu Olalım!
Yaşamda alışılagelen kısırdöngülere düştüğümüzde çalıyı dolaşmamız çoğu zaman bize yeni enerji katar. Ortamın negatif enerjilerinden kurtulmuş oluruz. Çalıyı dolaşırken en iyi yol bildiğin yoldur basmakalıp düşüncesi aklımıza gelebilir. Basmakalıp düşünceden uzaklaşmak kaderin bazı döngülerinde gereklidir çoğu zaman.
Düz yolda karşımıza çıkan engelle dalaşmak yerine ve “rahimallah” ve “kerimallah” tevekkülüyle bilmediğimiz yoldan çalıyı dolaşmak bize yeni enerjiler getirebilecektir.
Her zaman stersle mücadele yöntemlerinden biri olarak, “ortam değişrime” gereği söylenir. Ben de üniversitede öğrencilerime hep önce ortam değiştirmenin gerekliliğini salık vermişimdir. Çünkü varolan bir kısır çekişmenin, bulunulan ortamda veya aynı zeminde çözülebilme şansı kaybolmuştur. Yeni ortamların pozitif enerjilerini ciğerimize çekmemiz gerekmektedir. Bu da çoğu zaman ancak çalıyı dolaşmakla mümkün olabilmektedir.
Son cümlemiz de yine aynı temenni olsun.
Dalaşmayın, çalıyı dolaşın, göreceksiniz ki, size bu daha iyi gelecektir.
Neme lazım, mutluluğun fısıltısını çalıyı dolaşarak ta bulabilirim.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.balikesirbirlik.com https://www.kamudanhaber.com, https://www.haberanaliz.net, https://www.siyasalforum.net, https://www.gunesgazetesi.net, https://www.gercekgazete.web.tr, https://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: alternatifler, çalı, insan, Yaşam