Çiğdem der ki, ben elâyım/âlâyım, bendan âlâ çiçek var mı?
Çiğdem Çiçeği derler onun adına,
Kaneviçe dokur iğne yapraklarıyla,
Karın beyaz tenine bezediği morötesi tonlarıyla
Çiçeklerindeki oku nevbahara saplaya saplaya
Kışı yaza taşımanın yazı kışa taşımanın çilesin çeker gergef olur sarp yamaçlarda… (A. Fidan)
* * * * *
Zorlu kış mevsimi henüz pılını pırtısını toplamadan çiğdem filizlenmeye başlar topraktan. Gün yüzüne çıkmak için karın tamamen kalkmasını bile beklemez. Kardelene nazire yaparcasına beyaz karlararasında bulduğu bir boşluktan önce ince yapraklarını sonra çiçeğini yükseltir bahara. Kardelenin KIŞIN, karın kıyametin içinde onu delip çiçek açmasındaki gururlu zorlu ve onurlu duruşunu BAHARA taşıyan bir çiçektir çiğdem. Sadece kışı bahara taşımaz çiğdem varlığıyla aynı zamanda (son)baharı da kışa taşıyabilir. Bu yönüyle hem newbaharda hem de hazan (sonbahar) mevsiminde kendini gösterir güzelliğiyle çiğdem çiçeği.
Çiğdem sadece zorlu iklimde ortaya çıkışıyla baharı bize sunmasıyla iğne yapraklarıyla ve son derece nefis görünümlü beyaz, sarı, mavi ve morun yüzlerce ara tonuyla gözümüze hitab etmez, aynı zamanda bir çok yemek türüyle soframızı da zenginleştirir.
Süsengiller (iridaceae) familyasından olan ÇİĞDEM (crocus), dünyanın en pahalı baharatı olan safran* bitkisinin de kuzeni))) olur.
Çiğdem Der ki Ben Âlâyım, Benden Âlâ Çiçek Var mı?
Çiğdemin hem elâlığı, hem âlâlığı soframızdaki çeşitliliğinde de kendini gösterir. Adeta, ortaya çıkışımla, güzelliğimle, işe yararlığımla ben gerçekten âlâyım der lisân-ı hâl ile.
Çayından, soğanlı kökü ve yapraklarıyla birlikte yapılan turşusuna, kavurmasından mıhlamasına, sarımsaklı yoğurtlu boranisinden zeytinyağlı limonlu salatasına, sütlüsünden pilavına kadar onlarca tür ve türevleriyle mutfağımızda da iddiasını ortaya koyar.
Ayrıca çiğ olarak bile yenebilen çiğdem, idrar yollarını açıcı, kabızlığı giderici, iştah açıcı, balgam söktürücü, kalp çarpıntısı (spazm) giderici ve ferahlık verici, adet söktürücü, dinçlik verici, dişetlerini kuvvetlendirici ve cinsel gücü arttırıcı bir endiksiyona da sahiptir. Karadeniz bölgesinde "çökrüce/cükcüle" olarak ta adlandırılan çiğdemin özellikle Doğu Anadolu Bölgesindeki bazı (colchicum) türlerine acı çiğdem (çakal çiğdemi, zehirli çiğdem) denir. Çiğdemin bu türü kesinlikle çok zehirlidir. Bu açıdan da çiğdemler hayatın TATLI ve ACI, FAYDALI ve ZARARLI yönlerini sunarlar adeta.
ÇiğDEMler Vardır Bir de, tıpkı çiğdem çiçekleri gibi, onurlu gururlu ve nazenin bakışlarıyla… Yaşam insana ömrü boyunca ismiyle müsemma olmayı öğretir bilirsiniz. Erzurumlu İbrahim Hakkı, "Marifetname" adlı kitabında hatalı kısımlar olsa da bir kişinin isminin özelliğini taşıması veya karakter olarak böyle bir özelliğe sahip olmasa bile yaşam boyu isminin özelliğini taşımaya meyletmesini dile getirir.
Çiğdemler de genellikle yukarıda ortaya koyduğum çiğdem çiçeğinin özelliğini yaşamlarına iz düşümü gibi yansıtırlar. Tabi bunun için adı çiğdem olanların bu çiçeğin özelliklerini bilmeleri gerekir önce. Zira öylesine bir bahar çiçeği olduğuyla yetinmişsi bir kişi, pek tabi ki onun ismiyle müsemma olmasından bahsedemeyiz.
Türkiye'de en çok kullanılan isimler arasında 64. sırada olan ve bu gün itibarıyla yaklaşık ikiyüzbin bayanın adı olan çiğdem, güzel ülkemizin bazı bölgelerinde baharın gelişini kutlamak amacıyla çocukların düzenlediği bir şenliğin de adıdır. Çocuklar: "çiğdem çiçecik, ebem küçücük, verenin oğlu olsun, vermeyenin kızı olsun" şeklinde manilerle ortamı şenlendirip evleri dolaşarak çiğdem çiçeklerini dağıtır, karşılığında yağ, bulgur, tuz gibi malzemeler alırlardı. Daha sonra bu malzemelerle içine çiğdem soğanlarını da katarak pilav pişirip afiyetle yerler.
Nasıl ki çiğdem çiçeği yapraklarıyla ve bütün bir otsu TÜM'üyle yere toprağa yatay olarak yayılır, çiğdemler de istikrarı seven, bulunduğu yere mümkün olduğunca kök salıp toprağa hakim olmaya gayret ederler. Bu yönleriyle diğer hemcinslerine göre biraz daha anaçtırlar adeta ismi çiğdem olanlar.
Gönül insanı, toprak adamı Âşık VEYSEL ne güzel söylemiş dizelerinde çiğdemle ilgili. Bu vesile ile Ozanımızın dizelerini de paylaşmak istiyorum sevgili pazarcı dostlar.
Çiğdem der ki ben elayım Yiğit başına belayım Hepisinden ben alayım Benden ala çiçek var mı
Al baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar Aşık Veysel
* Safran içine konulduğu yemeğe altın sarısı bir renk verir.
Sevgili okurlar, bu pazar ÇİĞDEMİ yazmak geldi içimden. Asıl baharla özdeşleşse de hazan mevsiminde de tarla ve bahçelerde görülür. Tıpkı benim bahçede gördüğüm gibi. Hayat bazılarına kolay geçse de bazılarına tıpkı çiğdemin ACISI ve TATLISI gibi zor geçmekte. ÇiğDEM çiçeği gibi her birimiz ayrı demlenmekte hayatta.
Kalbi / niyeti iyi olanların hayatının çiğdem çiçeği kadar güzel olması dileğiyle. Mutlu pazarlar efendim.
Not: Bu yazı, www.bilgiagi.net , www.bilgievreni.com , www.gazetecanik.com , www.kamudanhaber.com , www.siyasalforum.org , www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: ahmet fidan, botanik, çiğdem, çiğdem çiçeği, çile, doğa, gıda, kış bahar, meşakkat, mutfak, nevbahar, pazar yazısı, Yaşam, yemek