Dünkü yazımızda, kararsız seçmen davranışlarını kategorik olarak ele almıştık. Bu yazımızın başında, yarınki seçimi, Cumhuriyet tarihinin ikinci en önemli seçimi olduğunu ifade etmiştik.
Yarınki seçim, Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden dördüncüsü, bu dört seçimden de en önemli ikincisidir.
Birinci ilk çok partili hayat denemesi, 17 kasım 1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası‘nın kurulmasıyla başlamış, muhalif partinin rejim karşıtlarının toplanma zemini olmaya başlaması nedeniyle şartların henüz uygun olmaması nedeniyle Atatürk tarafından ertelenmiştir. Seçim yapılmadığı için, bu girişimi kategoriye dahil etmiyoruz.
İkinci çok partili yaşam denemesi, 1930 yılında yine Atatürk’ün bizzat emriyle gerçekleştirilmiştir. Bu öyle bir durumdu ki, Atatürk Cumhuriyet Halk Fırkasının kurucusu iken, ikinci parti olan Serbest Cumhuriyet Fırkası‘nın da fikir babasıydı. Ancak bu parti de bir önceki parti gibi şartların hala olgunlaşmaması nedeniyle kendi kendini feshetmiştir. Bu nedenle bu çok partili değişimi de SEÇİM YAPILMADIĞI için kategorizasyona dahil edemiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli çok partili seçimi, muhakkak ki, 1946 seçimleri ve akabindeki 14 Mayıs 1950 seçimleri idi. Bu seçimler sonrasında, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP önce Milli Kalkınma Partisinin ardından, Demokrat Partinin kurulmasına göz yummuş, ardından Demokrat Partinin kurulmasına izin vermiş. Kurulan bu yeni parti 1946 seçimlerinde %13 oy almış, 1950 yılında ise (açık seçim gizli tasnif yerine, gizli oy açık tasnif yöntemi ile) %85 oy alarak iktidarı devralmıştır.
CHP’nin Başındaki Kişinin, (Milli Şef İsmet İnönü’nün) seçimi kaybetmesi sonucunda iktidarı, DEMOKRAT PARTİ’ye devretmesi, Cumhuriyetin kurulması olayı hariç, Cumhuriyet Tarihinin en önemli siyasi olayıdır. Bu seçim, tek parti iktidarının cumhuriyetin temel ilkeleri ve yaşamasının gerekliliği olarak özveri ve barış ile iktidarının sulh ve sükun ile devredilmesinin seçimidir. Bu nedenle bu seçim, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli seçimi olmuştur.
Aradan geçen bir çok seçim ve kurulmuş olan partilere rağmen, yarınki seçim, CUMHURİYET TARİHİNİN İKİNCİ EN ÖNEMLİ seçimidir. Bu seçim ile Türk halkı (Türkiye Cumhuriyeti halkı) verecekleri oylarla TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİNİN çok partili çoğulcu ve katılımcı, demokratik, çağdaş ve özgürlükçü bir yapıda devam edip etmemesine karar verecektir. Bu karar ya Halihazırdaki devletin temel ilkeleriyle devamı ya da bu temel ilkelerin ortadan kaldırılarak Krallık veya Padişahlık dönemine girmesine neden olabilecektir.
İşte bu yüzden, yarınki seçim, Türkiye Cumhuriyetinin Hayat Memat meselesi ya da Bekâ meselesidir. Vatandaşlarımızın verecekleri her bir oy, hayati derecede önemlidir. Yarınki seçim, ülkenin ÇAĞDAŞ, ÖZGÜRLÜKÇÜ VE AYDINLIK yarınlara erişmesi için Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ikinci en önemli seçimdir.
Yarınki seçim;
Ezilen çoğunluğu temsilen iktidara gelip, bu çoğunluğun açlık sınırında bırakılmamasının,
Ezilen çoğunluğu temsilen iktidara gelip bu çoğunluğu manipüle ederek devletin oligarşik yapıya, hatta tiranlığa dönüştürülmemesinin,
Ezilen çoğunluğu temsilen iktidara gelip, buna rağmen KARUN GİBİ yaşanılmamasının,
Ezilen çoğunluğu temsilen Türkiye Cumhuriyetinin kendilerine sunduğu imkanlarla iktidara gelip, bu cumhuriyetin ileri derecede tehdit edilmesine izin verilmemesinin,
bu seçim, insanca yaşamanın ve korkusuzca ve özgürce düşünebilme şartlarının yeniden sağlanabilmesinin seçimidir.
Dün
Ülkenin çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla, ötekileştirmeden, dışlamadan, tahkir etmeden, özerk yasama, yürütme, yargı ve medya erkleri ile, adaletle ve günışığında çağdaş yarınlara erişmesi için sizlerden oy verirken, birkaç kez daha düşünmenizi istirham ediyorum.