Adı Hüseyin Karakullukçu.
Öyle bildiğiniz türden bir insan değil. Bendeniz gibi. Yani latince prototip, eski dilde nev-i şahsına münhasır, öz türkçede kendine özgü bir karakter. Kesinlikle A tipi / bir dominant.
Önce kısaca tanıyalım, sayın Karakullukçu’yu.
Ben bir kişi veya konu hakkında araştırma yaparken ilk vikipedi’ye tıklarım, ikinci olarak ta ekşi sözlüğe. Çünkü vikipedi’de yazılanlar yüzde 99 doğrudur. Bir nevi sağ duyunun sesidir. Vikipedi’den sonra ekşi sözlüğe tıklarım. Öyle ki, arattığım sözcüğün blok olarak en az on sayfasını harici linklerini dahi tıklayarak okurum. Ekşi sözlükte de bir kişi veya konu her açıdan bütün çıplaklığıyla ve özgür bir ortamda eğilip bükülmeden ortaya konulur. Doğruluk payı, vikipedi ile kıyaslanamayacak kadar farklı olsa da.
Hüseyin Karakullukçu için bu yazıyı yazmaya karar verdikten sonra ekşi sözlüğün ilk sayfasını okurken ilkin yazıyı yazmasam mı acaba diye düşünmedim değil. Ama bütün sayfalarını gözden geçirdiğimde ilk fikrimin daha ağır bastığını hissettim ve seve seve bu prototip hukukçumuz hakkındaki yazımı yazmaya karar verdim.
Hüseyin Karakullukçu:
“15 Haziran 1948 yılında Giresun Görele’de doğdu. Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi ve 1970’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Danıştay Yardımcısı unvanıyla 17 Şubat 1973’te mesleğe başlayan Karakullukçu’nun görev unvanı, 14 Mayıs 1981’de Danıştay Tetkik Hakimi olarak değişti. Sivas İdare Mahkemesi Başkanlığı, Adalet Müfettişliği, Adalet Başmüfettişliği, Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulunan Hüseyin Hüsnü Karakullukçu, 31 Ağustos 2000’de Danıştay üyeliğine seçildi ve Danıştay 2. Daire üyeliği ardından 1. Daire üyeliği görevini yürüttü ve 8 Haziran 2011 tarihi itibariyle Danıştay başkanlığına seçildi. Paris Uluslararası Kamu Yönetimi Enstitüsü’nü bitiren ve Fransızca bilen Karakullukçu, bir çocuk babasıdır.” (Burası vikipedidendi.)
Ekşi sözlüğün bazı entry sahipleri acımasızca ve izansızca eleştirmişler. Ne diyelim onların takdiridir. Yüksek yargınıın en tepesine, Karukullukçu gibi birisinin oturmuş olması, beni fazlasıyla ümitlendirdi. Kendi kendime, benden bir balta sapı olmaz diyordum bu sivri dillilikle ve aykırı tipimle. Ama Sayın karakullukçu, bunu başarmış benim için adeta rol model olmuştur. İlk fırsatta Ankara’ya gittiğimde kendini ziyaret edeceğim inşallah. Kendisinin başkanlığını yapmış olduğu kurumu bir zamanlar dava etmiş olması ise tıpkı sayın, Hayrünnisa Gül’ün, dava ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanının eşi olması gibi bir durum. Olur mu demeyin. Neler neler olur memleketimizde.
Onun hakkında beni araştırmaya iten ilk cümlesi şuydu:
“Tavuk gibi yaşamak isteseydim, Tanrı beni tavuk yaratırdı” cümlesi olmuştur.
Ne demiş sayın Karakullukçu:
“şu memlekete baktığım zaman, affınıza sığınıyorum, işte polis, emniyet teşkilatımız savcı olmuş, bilirkişi de hakim olmuş, mübaşir de yazı işleri müdürü olmuş, ondan sonra ‘adalet’ diye bağırıyoruz. yok ya. böyle bir şey olmaz. mümkünatı yok”
En son kendisi Ankara’da düzenlenen “Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi AB Eşleştirme Projesi”nin açılış toplantısında dile getirdiği şu sözlere katılmamak mümkün değil:
“Bilirkişilik gerçekten olması gereken bir kurumdur. Ama ülkemiz açısından baktığımızda uygulamada her zaman sağlıklı bir biçimde uygulandığını söylememiz mümkün değil. Örneğin biz ceza hukukuyla ilgili olarak da ‘Bu olayda suçun maddi unsuru var mıdır, yok mudur’ diye bilirkişiye soruyoruz. Bunu senin bilmen lazım. Bilirkişi mi bilecek bunu? Yani bilirkişiye havale edilmemesi gereken konular hakimlerimiz tarafından, maalesef uygulamada rastladığımız bir konudur, bilirkişiye havale ediliyor.
Sağlıklı işlemeyen bilirkişilik müessesesinin yeniden düzenleniyor olması yine geç çalışan adalet mekanizmasının hızlandırılması açısından isabetli bir gelişmedir.
Sayın Karakullukçu’yu kim ne derse desin, duruşuyla, yaklaşımlarıyla, tarzıyla, irdeleme, tespit, saptama ve saplamalarıyla yürekten alkışlıyorum. Tayyip’in dostu diye ismi geçtiği için sorgulamaksızın skolastik mantıkla muhalif yorumlar döktürenlere insaf diyorum.
Yaradan, yüksek yargımız Danıştay’ın başındaki Valentino tarzlı bu cesur insanın yolunu açık etsin.
________________________________
* Entry: Dijital/elektronik sözcük yazım operatörlerinin girdikleri her bir madde.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.org, https://www.gercekgazete.web.tr, www.bolgeselhaber.com, www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com www.ahmetfidan.com ile, Kuzey, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: adalet, Hukuk, idari yargı, Siyaset, Toplum, yargı