Die verilerine göre, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçları ortaya çıktı. 2008 sonu itibarıyla nüfusumuz 71.517.100 kişiye ulaşmış durumda. Ülke nüfusunun % 75’i kentli olmuş durumdadır. Yani il ve ilçe merkezlerindedir.
İl ve ilçe merkezlerinde ikamet eden nüfus 53.611.723, belde ve köylerde ikamet eden nüfus ise 17.905.377 kişidir. Buna karşılık nüfusun % 17,8’i yaklaşık onda ikisi İstanbul’da ikamet etmektedir. Yani her on kişiden ikisi İstanbulda.
İstanbul ilinde 12.697.164 kişi ikamet etmektedir. Bu sayıdaki dramatik artış, yeni belediye kanununa göre İstanbul’un idari sınırı ile kent sınırının birleştirilmesinden dolayıdır. Yani eski nüfus 7-8 Milyondan 13 milyonlara çıkmıştır.
Toplam nüfusun sırasıyla; % 6,4’ü Ankara’da, % 5,3’ü İzmir’de, % 3,5’i Bursa’da, % 2,8’i ise Adana’da ikamet etmektedir. Ülkemizde en az nüfusa sahip olan Bayburt ilinde ikamet eden kişi sayısı 75.675’dir.
Nüfusumuzun Yarısı 28,5 Yaşından Küçüktür.
Bu istatistiki veriye göre genç nüfusa sahip ülke adlandırmasını tam olarak tescillemektedir. Ülkemiz nüfusunun % 26,3’ü 0-14 yaş grubunda, % 6,8’i ise 65 ve daha yukarı yaş grubunda bulunmaktadır. Bu oran da çocuk nüfusun ve eğitim aşamasındaki çoğunluğun göstergesi. Bu istatistiklere göre reklam ve gıda sektörü gittikçe yatırımlarını artırmakta.
Bu gün itibarıyla ülkemizde kilometrekareye 93 kişi düşmektedir.
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı” Türkiye genelinde 93 kişidir. İnsanlar çoğaldıkça mekanlar daralmakta, her bastığımız yerin sahibi kahyası çoğalmakta, kuralları artmaktadır. Nüfus artarken, gittikçe çepeçevre bağımlılaşan insanlar olmaya devam ediyoruz. Arabaya bağımlı, işe bağımlı, toprağa bağımlı, eve bağımlı, ekrana bağımlı kurallara bağımlı,…vs.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008 Nüfus Sayımı verilerini kabaca bu şekilde aktardıktan sonra 10 yıl sonraki ve 20 yıl sonraki durumumuzu düşündükçe endişeye kapıldım.
Bu gün için şöyle bir kafa dinlemek için kent dışına çıkıp ormanlara, açık araziye, kimsenin olmadığı tenha yerlere gidebilme şansımız bulunmakta. Ama 20-30 yıl sonra bu lüksümüz olmayacak, her bastığımız toprağın hemen yanında izleneceğiz, veya kafamızı dinlemek için bile dağa bayıra bedavadan çıkamayacağız.
Bu nedenle şimdiden bu jenerasyondaki insanlara çağrıda bulunuyorum. Her fırsatta dağa bayıra çıkın. Avazınız çıktığı kadar bağırın. Çünkü bunu yakın gelecekte yaşayamayacaksınız. Hiç insan olmayan yerleri bulmanız için belki de yüzlerce kilometre yol katetmeniz gerekecektir.
Bu pazar biraz içinizi kararttım. Niyetim masumdur. Yarınlarımızı gösterip bu günlerimizin kıymetini bilmemiz adına esenlikler dilerim.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar, www.timeturk.com, www.gunesgazetesi.net, www.haberanaliz.net www.bilgievreni.com, www.siyasalforum.net www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
(Bu yazı toplamda 44, bugün ise 0 kez okunmuş./backup)
Etiketler: hayat, insan, Psikoloji, stres, teknoloji, Toplum, Yaşam