Demos – Kratos sözcüklerinin birleşimi olan ‘demokrasi’ kavramına, halkın halk tarafından halk için yönetimi anlamı yüklenmiştir. Bu kavramın teknik uygulama yöntemi ise, seçim sistemleri ve seçimlerdir.
Halkın halk tarafından halk için doğru bir iktidar ile OPTİMUM yönetimin sağlanabilmesi için şu sorunların öncelikli olarak çözümlenmesi gereklidir.
- Yönetimde istikrar ve temsilde adaletin birlikte tecelli edeceği en uygun baraj oranının belirlenmesi. (Bu oran kanımca en fazla % 5 tir)
- İlk elde büyük (mecliste gurubu bulunan) partilerin ön seçim yapmaları zorunlu hale getirilmelidir. Bu ilerleyen zamanlarda % 5’in üzerinde oy alan partilere de teşmil edilebilir.
- Sivil toplum kuruluşları demokrasinin uygunmasında aday ve aday adayı belirleme süreçlerinde mevzuat tabanlı olarak aktif rol almalıdır.
- Siyasal parti temsilcileri seçim sonuçlarının tutanağa bağlanmasının ardından seçim kurullarına sonuçların tesliminde eşlik etmeli ve tutanak sonuçlarının SEÇ-SİS e kaydedilme sürecinde nezaret etmelidir.
- Kampanya süreçlerinde parası olanın borusunun öteceği şekilde algılanan, propaganda adaletsizliklerinin mutlak surette önüne geçilmelidir. Bunun denetimi de ilk elde mevzuatla çözümlenmelidir.
- Özellikle yerel seçimlerde, belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçimlerinde parayı bastıranın başkan adaylığı veya meclis üyesi adaylığını (satın) almasının önüne geçilmelidir. Adaylık şartlarında yeterli bütçesi olmayanların da başkanlığa veya meclise aday olabilmeleri için başkaca kriterler getirilmelidir.
- Eğer ülkede başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçilecekse, bu ikinci bir meclisle dengelenmeli, böylece demokrasinin oligarşiye veya tiranlığa everilmesinin önü kesilmelidir.
- Genel seçimlerde, D’hondt sistemi ile yürütülen seçim sonucunda parlamenter dağılımını belirleyen sistem “dar bölge” sistemiyle revize edilmelidir. Böylece adaylar siyasal çalışmalarında kendi bölge halkı ile daha yakından iletişim kurarak onların sorunlarını daha yakından görebilmeleri sağlanmalıdır.
- vs. vs. Bu sıralanan maddelere bir çok madde daha eklenebilir. Ama bu madde ve bunun gibi önlemler alınmadığı sürece ne kadar seçim yapılırsa yapılsın, demokrasi tabana yayılmayacak, demokrasi egemen sermayenin oyuncağı olmaktan kurtulamayacaktır.
A. Robert Dahl, “Demokrasi Eleştirisi” adlı yapıtında zaten demokrasi oyununun sıkıntılı yönlerini dile getirmiştir. Beşeri bir yönetim sistemi olan bu oyunu sadece Türkiye değil bütün dünya devletleri hakça yönetimler için revize etmelidir. AMA EDİL(E)MEZ. Çünkü, bu günkü aksak demokrasi, (maalesef) sermayenin hizmetindedir.
Türkiye Cumhuriyetin kuruluşundan 3 gün sonra dünya gezegeninde (bu gün itibarıyla) insanoğlunun sahip olduğu en uygun düzen olan demokrasinin gereği olan (benim de bulunduğum coğrafyada sandık kurulu başkanı olarak görev yapacağım,) 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükumeti’nin oluşacağı seçimler yapılacaktır.
Satranç oyununda birinci ve ikinci hamleleri değil de ileriki hamleleri de öngörecek bir bilinç, irade ve gayretle oyumuzu kullanacağız.
Güzel yurdumuzun kaosa sürüklenmesini isteyenlere fırsat vermeyecek şekilde en iyi seçim sonucunun çıkması, iyi / hayırlı olanın kazanması, seçimlerin esenlik ve barış içinde geçmesi, bu seçimin ülkeme tümden hayırlar / iyilikler getirmesini canı gönülden dilerim.
“Bir benim oyumla ne değişir” düşüncesi, (her şeye rağmen) en büyük hatalardan biridir.
Her şeye rağmen hala kararını netleştirememiş dostlar, arkadaşlar varsa, Demokrasi bir yönetim/iktidar oyunu ise, oyuna gelmemek için oyumuzu kullanırken elinizi vicdanınıza koyup bir kere daha düşünmenizi istirham ederim. Saygılarımla.
Etiketler: Aday adaylığı, adaylık, Belediye Başkanlığı, demokrasi oyunu, demokratik yönetim, erdemli yönetim, meclis üyeliği, parti, politika, seçim, seçim sistemi, siyasal parti, Siyaset, stk, Toplum, yerel seçimler