Dersimden Dersini Al(a)mayan Kılıçdaroğlu: Geçmiş Olsun!
Sayın Kılıçdaroğlu;
Geçmiş olsun. Dersimli olmak, CHP gibi büyük bir partinin başında ve de muhalefet partisi gibi bir koltukta otururken, bütün bu kendi içinde olumlu temeller üzerinde dururken, partinin oy oranını yüzde yüze yakın artırma şansınız varken tren kaçtı. Artık eşşeği Niğdeye sürsen de çare yok. Çünkü borda çoktan pazar geçmiştir.
Daha bir hafta öncesini şu an yaşıyor olsaydık keşke. Dersim tartışmalarının en hassas zamanında olsaydık. Keşke başbakan Sn. Erdoğan'ın elinde belge ile CHP adına, devlet adına dersim halkından özür dilemeden önce bu özrü sen dilemiş olsaydın da, seçmen kitlenin önünde ve nezdinde gerçek anlamda BİR KAHRAMAN olsaydın.
Keşke STATÜKOCULUK şablonuna kafasını gömmüş deve kuşu zihniyetli partideki politbüronun kabuğunu veya kozasını kırsaydın da, hem kendi tabanında prim yaparken hem de Sn. Erdoğan'a siyaseten bir gol atsaydın. "Evet bunlar bunlar olmuştur, halkımdan partim ve devlet adına özür diliyorum" deseydin. Bu özverinle sadece tabanından değil kendi tabanın dışındaki milyonlarca kitleden de olumlu oy alacaktın. Hatta başta Erdoğan olmak üzere rakiplerin dahi seni takdir edecekti. Belki de, bu manevranla seni hiç bir zaman (sen istemedikçe) liderlik koltuğundan kimse indiremeyecekti.
Ne büyük talihsizlik ki, bu özrü senin partin adına (dahası devlet adına) Başbakan Erdoğan dilemiştir.
Bu gün durum nedir?
Bu gün durum hiç bir zaman geri dönüşü olmaksızın değişmiştir ve de değişmektedir. CHP nin altı en azından dersimliler (tuncelililer) ve aleviler nezdinde hızla boşalmaktadır. Bu bir süreçtir ve süreç artan oranda hızlanmaktadır.
Sayın Kılıçdaroğlu;
Artık bu aşamadan sonra ne yapsan bilemiyorum. Bu gün itibarıyla sahiden her şey geride kaldı. Fevkalade güzel bir fırsatı elinin tersiyle ittin ve bu basit inisiyatifi kullanmadın.
Haa, bunları açıklayıp gerekirse özür dilemek, toplum içinde kin ve nefreti körüklemek değil tam tersine halkın toplumuyla barışmış olan devletine sadakatini artıracaktı. Bunu açıklayan kurum ve kişilere olan sadakati artacaktı. Zira özür dilemek (en azından) bir erdemlilikti.
Sayın CHP'liler;
Sizin adınıza da üzgünüm. Talihsiz liderler ve bağnazlığınız sizi osteoporoz hastaları gibi gün gün eritmektedir. Keşke toplumla, değerlerinizle bu kadar yabancılaşmamış olsaydınız, keşke kendinizi halktan tecrit etmemiş olsaydınız. Keşke gerçekten ideal anlamda "komünizm"in makyajlanmış görünümü olan "sosyalizm" ilkelerinde olduğu gibi sözde değil özde eşitlikçi olsaydınız. Toprağı saksıda, halkı halk otobüslerinde görme vecizesini))) bir yaşam kalıbı haline getirmeseydiniz.
Keşke (bütün eksikliklerinize rağmen) diğer bütün partilere göre daha önde olduğunuz parti içi demokrasiyi uygulama konusundaki başarınızı TOPLUM DEĞERLERİYLE BARIŞMA KONUSUNDA DA sürdür(e)bilseydiniz.
Biliyor musunuz, ben dahil belki milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, ADAM GİBİ, GÜÇLÜ, slogan değil proje üreten bir (ana) muhalefet özlemi çekmekte.
Ben şahsen üzgünüm. Siz de üzgünsünüz biliyorum.
Bu günden sonra yapılacak fazla birşey yok desem bu kadercilik olur. Uyanın ve değerlerinizle kültürünüzle barışın. Toplumu bütün kılcal damarlarıyla içinizde hissedin.
Başka çaresi var mı?
Birisi iktidardan bahsedecekse malesef başka çözüm yok.
Esenlik dileklerimle.
Not:
Bu yazı, www.bilgiagi.net , www.bilgievreni.com , www.gazetecanik.com , www.kamudanhaber.com , www.siyasalforum.org , www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: alevilik, CHP, dersim dramı, Dersim İsyanı, ersim, halk, isyan, katliam, Toplum, tunceli, tunceli isyanı