Resim: Dijital Kölelik V2, Trans Hümanizmin Distopyası

O kadar başlık biriktirdi ki zihnimde yazmak zorunda hissettiğim gündemin conconlu maddeleri. Bir aralık bulduğumda hemen başlığı yapıştırıp parmaklarım jet hızıyla tuşların üzerinde uçuşuveriyor.

Bilgi edinmenin veya düşünsel anlamda şarj olmanın dayanılmaz mutluluğu, düşüncelerimi her fırsatta paylaşmaya fırsat vermeyecek kadar cazip. Ama bazen öyle oluyor ki, şarj olma aşamasında (bütünleşik medya ortamlarında) bilgi edinirken, gecikmeden yazıp tarihe not düşme zorunluluğu hissediyorum.

Dijital boyuttaki ölümsüz yaşamların, literatürde 2100 – 2200 yılları arasında gerçekleşeceği söylense de ben buna kesinlikle katılmıyorum. Bu tarihin, 2100 yılından daha erken bir tarihte gerçekleşeceğini düşünüyorum. Şu durumda insanoğluyla ilgili “ölümlü insan” kadim tanımlamasının bu gün için hala gerçek olsa bile yarının koca bir yalanı veya nostaljik gerçeği haline geleceğini hiç ama hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim.

Hemen konumuza geçelim. Transhümanizm gerçeği ve Dijital Kölelik V2

Dijital Kölelik terimini bol miktarda duymuşsunuzdur. Burada, sizin bildiğiniz anlamda sanal ortamlardan çıkmayan bir homosapiens yaşamından bahsetmeyeceğim elbet. Bunu zaten son otuz yıldır konuşuyoruz. Burada dile getireceğim husus, dijital köleliğin ikinci versiyonu, ardından 100 yıl kadar sonra da (2300 yılından sonra) üçüncü versiyonu.

Transhümanizm, klasik ana ve babadan doğmayan, genetik olarak kök hücreden elde edilen, genetiği tamamıyla fordist bir yöntemle üretilmiş yarı organik saybırsapiensler (cybersapience) lerdir. Bu insan üretim modeli o kadar ulvi değerlerle yürütülecek ki, Froid’in “id” tanımından kendini kurtaramamış, banal, ezik, kifayetsiz ve ölümlü klasik homosapiens modelinin yerine, softmodel transhumanitlerle boyut atlanması şeklinde lanse edilecektir. Öyle ki, bu transhümanit modelleri, ölümlü olmayacak, bu günkü bilgisayarlardan belki bin kat daha yüksek kapasiteli işlem üretebilecek, hareketlerini binlerce seçenek arasından en idealini saniyeler içinde seçerek gerçekleştirebilecek. Buraya kadar belki üzülerek, belki kızarak okudunuz. Eeee, sonra?

Tabi ki konumuz bu aşamadan sonrasını kapsıyor.

Transhümanitlerin Yaşamında Kontrol ve Denetim:

Bu gün bildiğimiz siz ve ben olan yani hepimizin yapısı, kahir ekseriyetin Allah yarattı diye ifade ettiği insanoğlu (homosapiens) şimdiye kadar sadece ve sadece kendi başına karar verebiliyordu. Tam anlamıyla özgür irade sahibiydi. Tabi dijital teknoloji ve klasik kölelik sistemini hariç tutmak şartıyla. Yani organik homosapienslerin düşünsel özgürlüğü önünde bir sınır yoktu. Ya da belirgin bir sınır yoktu. Ancak, homosapienslerin dijital çağın başından (milenyumdan ) itibaren başlayan ekran bağımlılığı yani dijital kölelik transhümanitlerin köleliğine göre, aslında son derece geniş özgür yaşama tekabül ediyor. Oysa ki transhümanitlerin yaşamındaki DİJİLAT KÖLELİK V2, tam anlamıyla insansı yaşam kolonilerinden ibaret bir kültür olacaktır. Bir ölçüde hala insan türevi teriminin kullanıldığı insansı yaşam kolonileri.

Bu koloniler elbette ki sadece dünya gezegeninde yaşamayacak, samanyolu galaksisinin çoğu alanlarda da yaşayacak şekilde tasarlanan bu canlılar / modeller))) radyoaktiviteye, asit yağmurlarına, oksijensizliğe, radyasyona karşı tam dayanıklı olacaklarından muhtemelen yeni ve çok daha düşük hacimli enerji kaynaklarının kullanılmasıyla başka galaksilere doğru koloniyal olarak yaygınlaşacaklardır.

Kadim homosapiens ırklarının 5. kök soyunun 2500’lü yıllara tekabül edecek bilinç ve boyut atlama evresinde (alt soyunda) zaten bahsini ettiğimiz DİJİTAL KÖLELİK V2 dönemi bitecek, enerji boyutuna geçecek bilinçli varlıklar (bizlerin gelecekteki oluşumları) kendi enerji boyutlarında evrensel genişliğin ve gerçekliğin mutluluğunun dayanılmaz hafifliğini yaşayacaklardır.

Sonuç:

İnsanoğlu ve onun türevlerinin köleliğinin sonu için, nereden baksanız 2500 yılına kadar beklemeniz gerekecektir. Bu tarihe kadar, bildiğiniz kölelik, barbar kölelikten gönüllü köleliğe ve ardından ikinci versiyonu ve varyantları gelişecek dijital köleliğe doğru evrilecek, daha sonra da HEGAMONYANIN ne kadar insansı ve zavallı bir düşünce yapısı olduğu anlaşılacak ve kölelik yapısı sona erecektir. Bu da belki tanrısal bakış veya tanrısallıkta birleşmeyle olacak. Buradaki tanrısallık terimini ister teokratik bağlamda düşünün, ister natural veya panteist bağlamda düşünün fark etmez. Enerji bütünlüğü, o asırlarda bu güne göre çok daha almaşık olsa da çok daha koordineli olacaktır. Şimdiden primatlardan transhümanitlere, oradan saybırsapienslere ve astromatlara doğru evrilme yolculuğunda sizlere kolaylıklar dilerim.

Yarınlar bize ne mi getirecek. Bilmem. Ama sağlık ve mutluluk getirsin.

Ama geç gelecek bir mutluluk beklemek yerine o mutluluğu inşa etmek için taşın altına elini koymak bir başka mutluluk boyutu bence.

Sağlıcakla kalınız).

Paylaş