Dün gece bir rüya gördüm dostlar!
“Hayır olsun” hemen dediniz duydum sizi.
Gece karanlığını boğan bir aydınlıkla nur yüzlü yüz yaşını geçkin bir ihtyar çıkageldi karşıma.
Bana:
– “Fethullah, Twitter’da seni bekliyor!” dedi.
2002 de Amerika’da kalbine Anjiyo yapılan Fethullah Gülen’in aslında kalbine operasyon yapılırken meğer aynı zamanda beyin (yıkama) operasyonu da yapılmışmış. Bu operasyon o kadar harikulade bir operasyonmuşmuş ki, düşünce ve hafızası tamamen silinmek yerine, kısmen silinerek, alt bilinci oluşturan bazı işlem merkezi ve hafızayı sorgulayan işlem merkezinde yapılan büyük operasyonda Gülen’in beynine uzaktan (aslında yakından) yönetim sistemi kurulmuşmuş. Hatta bu operasyon sürecinde bir ara beyin operasyonu ve hafıza regülasyonunda tam bir başarı sağlanamama riskine karşı, Gülen’e benzer bir kişiye estetik operasyon yaparak servis etmeyi bile düşünmüşlermişmiş.
Ben korkarak ve ürpererek şunu sorabildim yarı korkar ses tonuyla:
“Yoksa uzun bir süre (2005-2012) li yıllar arasında o yüzden mi hiç görülmüyordu, medya önüne çıkmıyordu. Hiç bir yerde yoktu. Hiç bir programa çıkmıyordu, hep yazılı açıklama gönderiyordu” diye sordum.
Başını salladı yaşlı ihtiyar ve dedi ki;
Tabi ki, yapılan beyin operasyonunun vücuda alışma süreci gerçekleştirilmekteydi. Sinir sistemi ile vücudu rehabilitasyon sürecindeydi” dedi ve devamla;
Tabi bu rehabilitasyon süreci devam ederken, mega bilgisayar sistemleri ve dinleme üniteleri sadece Türkiye’den değil bütün dünyadan gelen DİNLEME VERİLERİNİ mega bilgisayar sistemine aktarmaktaydı. Bu mega bilgisayar sisteminin kontrolü de ANDROİD HALE GETİRİLEN Fethullah’a adapte edilecekti.
Ben aslında hiç şaşırmamıştım. Düşünce yapıma hiç te şaşılası gelmiyordu. Çünkü yıllarca Bilgisayar ve Temel Bilgi Teknolojileri dersine giriyordum, hatta birkaç yıl Adalet Bakanlığı Bilişim Suçları Bilirkişisi olarak görev yaparken dersime de iyi çalışmıştım. Zihnimden anlatılanların doğru olup olmadığını sorgulamıyor, tam tersine nasıl olabileceğini çözümlemeye çalışıyordum.
Hemen aklımdaki diğer bomba soruları sormaya hazırlanırken, ihtiyar “şimdilik bu kadar evlat” diyerek kayboldu. İhtiyar kayboldu ama ben kahroldum tabi ki. Çünkü sonraki sorularım daha önemliydi kendime göre.
Neyse rüyadan çıktım ve ver elini klavye:
Ben Zaten Biliyordum:
Twitter, sosyal paylaşım sitesi görünümlü Mega Bilgisayara veri sağlayan bir yazılım idi.
Facebook masum yöntemlerle çıkarken Twitter bilinçli olarak çıkmıştı günyüzüne.
Düşünsenize, Facebook çok daha ergonomik ve insanca.
TWİTTER ise tam bir DAYATMA.
Twitter’ın lansman sürecinde çok önemli iki şey dayatıldı zaten kullananlar da bilir:
Bir: 140 Karakter kotası.
Çünkü 140 karakter bir kişi hakkında bilgi sahibi olabilmek için ve kullanabilmek için yeterliydi. Böylece sistemin başındaki ekip, bir sürü hikayeleri okumak zorunda kalmayacaktı.
140 KARAKTER STOP!
Bununla ilgili zaten bir kıyaslama yazısını yaklaşık iki yıl önce kaleme almıştım.
İki: Zorla dayatıldı.
Başta devlet televizyonu (TRT) olmak üzere (O zaman cemaatin kontrolünde olan büyük televizyon kanalları öncülüğünde ve hemen ardından diğer büyük medya kuruluşlarında buna destek verildi. İktidar da destek verdi çünkü o zaman İktidar Cemaat evliliği en mutlu mesut dönemlerindeydi. Balyozlar inip inip duruyordu sağa sola! Bir Erngenekon vadisine girilmiş ve orda Balyozla demir dövülüyordu zihinlerdeki newroz aşkına.))
İlk günlerde her şey mutlu mesut gidiyordu. Çünkü İktidar ile Cemaat arasında bir sorun yoktu. Evliliğin cicimaylarıydı.
Ama arada menfaat ve (Türkiye’yi ve Dünyayı) yönetme sorunu çıkmaya başladıktan sonra Twitter’in dayatma kabullendirilişleri daha da belirginleşmeye başlamıştı. Devleti ve büyük kurumları yönetenlerin medyada ön planda olanların birer twitter hesabı açmaları salık verildi. Dayatma bir dantellektüel/entelektüel sosyal paylaşım sitesi varedildi.
Paralel evrende (Pardon cemaat evlerinde ve yurtlarda) çola çocuğa twitter hesabı açtırılıyor, hatta ölen nenenesi adına bile hesap açan çocuklar bile oluyordu bu gümbürtülü süreçte.
Bir taraftan başta Sayın Ilıcak ve Sayın Gökçek gibi Fenomen kişiler aracılığıyla twitter herkesin gözleri önünde pazarlanmaya başlamıştı, azarlaya azarlaya.
Bir taraftan da twitter’in bağlı olduğu ana bilgisayarı yönetecek beyinin alıştırma süreci tamamlanmış ve android beynin sisteme eklemlenmesi hemen hemen tamamlanmıştı.
Neyse uzun lafa gerek yok. Yazım devam edecek. Konunun güncelliği geçmeden yayına yetişsin diyerekten bu bahsin bu bölümünü tamamlıyorum.
Devamı çok daha önemli karanlık noktalarla gelecek efendim.
İpucu: Cemaat ve Parti, ama hangisi?
Yarınlar bize aydınlık olsun. Her ne olursa olsun, Ülkemin kazanması ümidi ile.
Etiketler: ahmet fidan, bilinçlenme, Ekonomi, fütüroloji, Kültür ve Sanat, magazin, Medya & İletişim, Psikoloji, Siyaset/Politika, Toplum, Yaşam