Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Daralan Mekanda ve Daralan Zamanda Çocuk ve Gençlik Edebiyatı

Teknolojik ve demografik gelişmelerin bir sonucu olarak Mekan daraldığı gibi, zaman da daralmakta dünyada her geçen gün. İnsanlar önce kırdan kentlerin daralan alanlarına hücum ettiği gibi, adeta kibrit kutusu gibi evlere yığıldılar. Mekansal anlamda bu yığışma, san’ata dair, edebiyata dair içeriğe ve niteliğe dair hemen çoğu şeyi tekdüzeleştirme sürecine sokmuştur.

Öte yandan kentsel alanlardaki daralma, geometrik olarak artan teknolojik gelişmelerin de temel etkisiyle dünyadaki hızlı nüfus artışının da etkisiyle insanlar, sadece mekanı değil, aynı zamanda günün yirmidört saatini de diğer insanlarla Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , ,

Temmuz 1st, 2012 | in Dil & Edebiyat, Pazar Yazıları | Yorum Yapin

Bir nokta koyun kağıda yazmaya başlamak için.

Sonra öylece bekleyin.
Nokta bu, altı üstü, ardı önü boş bir nokta. Her düşünceye her anlama her yön veya yönlendirmeye açık, alabildiğine bâkir, alabildiğine gizemli alabildiğine esnek.
Sonra bir kitap alın önünüze ve sayfalarından birini açın ve o sayfadan bir satırı ve o satırdan bir harfi rastgele seçin. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

 

Oyun ve Oyuncular

Aslında hayatın kendisi bir oyun diye başlayabiliriz betimlememize. Hatta bununla ilgili “dünyanın oyun ve eğlenceden ibaret” olduğuna ilişkin Kur’an ayetleri de vardır. (Enam, 6/32) (Enbiya, 21/16)

Dünyanın oyununu yüce Rab kurmuş olsa da Enbiya süresinde bu oyuna gelinmemesine ilişkin ifadeler de vardır.

Dünyada var olan ve yaşanılanlara bakıp ta, öykü yazarları ve/veya roman yazarları eserler ortaya koyar Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , ,

 

Parantez İçinin Çekiciliği

Efendim, parantezinizi köşeli mi alırsınız köşesiz mi?

Her yerde duyulan söylenen çok çok genel bir laf vardır.

 

Ben de o beylik lafı kullanacağım. Çünkü benim de ağzım var ve benim de bu beylik lafı etmeye hakkım olmalı.
Ağzı olan konuşuyor“. Bu laf kim söylerse söylesin her zaman komiğime gitmiştir. En son markette yedi yaşlarında bir çocuk annesine söylemişti bu bu sözü. Ben de marketin ortasında bastım kahkahayı. Tabi bütün gözler çocuğun konuşmasına değil kahkahamın desibalitesi yüksek olduğundan bana çevrileceğinden tırstığım için derhal yan reyona dalarak gözden kayboldum.

Bu sözü seviyordum zaten, bir de bunu yedi yaşında ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisinin yeni versiyonunun dominant Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Türkçe, Sahiden Treni Kaçırdı mı?

Bir çok ümit verici sesler, nefesler, yürekler var çevremde. Türkçenin düzgün olarak kullanılması için yayılması için kendini vakfetmiş, Türkçenin dünya dili olması için uğraş veren cesur yürekleri yazımın en başında ayakta alkışlıyorum.

Hayatta her zaman bir ikilem vardır. Bu ikilemin en önemlisi norm ve reel çatışmasıdır. Normatif olarak baktığımızda Türk dilinin ve Türkçenin eklemeli diller ailesinden olarak hem teknik, hem coğrafi hem kültürel açıdan dünya dili olması için hiç bir eksiği veya yetersizliği yoktur. Reele baktığımızda ise, durum hayli farklıdır. Ne var ki sacayağının üç ayağından ikisi olan ekonomik ve teknolojik temel maalesef   her geçen gün Türkçemizin aleyhine gelişmektedir. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

En Yakın Dostlarım Sözcükler

Pazar günlerini sevmezdim eskiden.

Son yıllar bir başka seviyorum Pazar günlerini. Çünkü Pazar yazısı yazıyorum. Elimden geldiğince her pazara misafir olacağımda, içinde yüzlerce sözcüğün olduğu bir buket  cümlelerden oluşan yaşama dair gazete makalesiyle Pazar Günü’nün kapısını vuruyorum. Hoş Pazar yazılarını cumartesi gecesi yazıyorum ama) Anlı şanlı Pazar yazısı diyorum ya adına, ona ithaf ediyorum ya, hıh, en azından Pazar gününü yaşamayı hak ettim diyorum.

Çoğu okurumun da Pazar günleri Pazar yazımı beklediklerini biliyorum. Pazar yazımın beklendiğini bilmek beni daha da bir heyecanlandırıyor.

Dost Çekmecesi: Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,