Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

  Yüreğini Kefil tutmak   Yolun, Yolcunun ve Yolculuğun Üzerine Öz-tutulmasına Dair Sözdeyişlerim

Yol mu önemli, yolcu mu yoksa yolculuk mu önemli diye sorasım gelir bir bilge kişiye.

Kişi ey-dür derviş baba,

yolda ümit var idiyse, yolcunun GÜLümsemesi, onun ay ve gün=eşiyse,

yolda demlenmek, yolculuğa feda, vedûd a geda eylemişse,

Yol da önemlidir, yolcu da önemli, yolculukta önemli, iz ettiğin yola öz değmişse…

*****

Hancılar su dökmez ardından yolcuların, yol uzundur, menzil de,

yolcu çok yolculuk ta çoktur.

Hancısının da, yolcusunun da öznesi birbirinde saklı yolculukların adımlarının tavı,

o yolculuğun ilk adımında bellidir oysa ki….

Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak diyerekten kabaran kalplerin, üşüyen bedenlerin, ürperen tenlerin tılsımıyla örtülmüştür çoğu zaman yüreğin kefil olduğu yolculuklar, sürsün diye namütenahi ukbaya değin.

*****

Ey sevgili,

Yeminleri sök dudaklarından, sus, suskunluğun armağanın olsun,

Öyle bir iz düşür ki aksine, yüreğinin kefilliği armağan olsun.

Bencileyin iz etmekteyken kem gözlere inat, yolculuğun ilk adımlarında,

Sencileyin nice zaferler gömmüşsün yüreğine, zebunkûş tereddütlerin eritip,

Nâmütenâhi yolculuğumuzu nakşettiğimiz, her gün zevkle oynayacağımız evcilik oyunlarında.

*****

Ey sevgili,

Öznesi benim olduğum tümcelerimin,

sözcüsü senin olduğun sözcüklerinin,

zifirine yatırdığın sır kokulu şiirlerinin

ruşeymine kodladığımız (yarına çıkan yolculuğumuzun) neş’esindeyim…

*****

Ey sevgili,

Kristalleşmiş gözyaşlarının iz ettiği yanakların dökülmüş önüne,

El değil, kol değil, nice can kırıklarını gizlediğin yenine.

Suskunluklarını armağan ettiğin nice hır çıkarıcı vaveylalarda,

Dudaklarını bükmüşsün, konuşmamaya inat, toz pembe yarınlar adına…

Ey Sevgili,

Gözbebeklerimin içine doğmuş güneşin gün=eşi olmak için,

Söz tutmaktasın yüreğini kefil koyarak bir ömürlük yürünecek

Arnavut kaldırımlı taş sokaklarımızda…

Ey Sevgili,

Ben mor bulutların altında erguvan ağaçlarını sayarken bu kutsal yolculukta,

Sen se, rûyalarında vedûd ikliminde mündemiç kalbinin rikkatinin dikkatindesin.

Sen yürümekteysen bu kutsal yolculukta, bilâ tereddüt, billahi yürüyemesem de sürüneceğim.

Yazı Sözlüğü:

Vedûd: İlahi aşkın maşukla ilişkisi, sevginin en zirve noktası.

Menzil: Ulaşılması düşünülen nihai nokta, varış yeri.

Nâmütenâhî: Sonsuz, bitme bilmez

Ukbâ: Ahiret

Zebunkûş: Acımasızlık, gaddarlık, zulüm

Ruşeym: Tohumun özü

Vâveylâ: (Acıların etkisiyle) yüksek sesle haykırmak

 

Mündemiç: Yer alma, yer bulma, yer etme

Rikkat: İncelik, şefkatli merhamet 

Not:

Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Mayıs 23rd, 2010 | in Psikoloji, Yaşam | 2 tane yorum

Esaret Cenderesi

Cendere sözcüğünü oldum olası sevmem. Sözcüğü duymak bile beni içine çeker, terlemeye, bunalmaya başlarım. Oysa ki, hayat daima seçenek sunar ya bize,  en kötü seçenekler bile en az iki tercih sunar. Ama cendere seçeneksizliktir.

Esaretin bir ucu manevi aşk, bir ucu maddi aşk. Bunları ayrı ayrı ele almak gerek. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , ,