Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

 

Gelenek, Özgürlüğü Her Zaman Isırabilir mi?

Davul mu Uykuyu, Uyku mu Davulcuyu Döver?

(Kamu Özgürlüklerinin Kamu Düzeni İçindeki Yeri ve Mukayesesi / Karşılaştırması Üzerine Toplumbilimsel İnceleme)

Bu yazının o kadar çok başlığı var ki, 21 yıllık yazı hayatımda şimdiye kadar hiç bu kadar çok başlık bulduğum ve başlıklar arasında kararsız kaldığım yazım olmamıştı. Ben de, bütün bu başlıkların ziyan olmaması için, yazıma orta başlık yapmak zorunda hissettim.

Şimdi bu başlıkları sıralamak istiyorum:

Medyatik Başlık: Gelenek Özgürlüğü Her Zaman Isırabilir mi?

Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , ,

 

Rol Çatışması, Çakışması, Atışması

Hayat, çoğu zaman dört başı mamur tanım getiremez roller ve bu rollerin oynanması oyalanması için. Hatta çok ara durumlara karşı bir kategori bir isim ararken zorlanırsınız, kalakalırsınız öylece. Bu şaşkınlığı bazen duygusal ve mantıksal ilişkilerinde, bazen iş veya hiyerarşik yapıda, bazen ev içlerinde ve ev işlerinde yaşarsınız. İşte bunlardan biri de ekonomi konusundadır.

Ne Ko Nomi?

Eko nomi. Burada iktisat biliminin karşılığı olan ekonomiden bahsetmiyorum. İktisat biliminin kelime anlamı Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

 

Katıksız Kazmalar Üzerine İnceleme

Kazma Olmanın Faydaları Üzerine

– Oğlum Büyüyünce Ne olacaksın?

– Kazma olacağım baba!

Sanırım küçüklüğünde kazma olmak isteyen bir çocuk yoktur ama, büyüdükçe hangi meslek cins ve ırktan olursa olsunlar, sıfatlarının yanına “kazma” yı da eklemekteler. Doğuştan normal olunsa bile, canlının çevresel ve genetik etkilerle kazmalaştığını görürüz. Kazmalaşmanın daha çok genetik mi yoksa çevresel etkilerle mi ortaya çıktığı konusunda bilimsel bir veri yoktur. Ancak her iki faktörün neredeyse eşit etkisinin olduğunu nesnel gözlemlerimiz ışığında söylememiz mümkündür. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , ,

 

Kızı olmalı insanın,

Alabildiğine sadık, vefakar,

Alabildiğine zorlu ve nazenin.

Kızı olmalı insanın,

Canını emanet ettiğin, elin, ayağın, gözün kulağın, her şeyin.

Kızı olmalı insanın,

Hata yaptığında gözlerinin içine baktığın,

bakar bakmaz masumiyetiyle saniyeler içinde eridiğin, vefasına taptığın.

Kızı olmalı insanın,

Evinde babasına annesine karşı nazlı niyazlı, sokakta cadılığından ve hışmından korktuğun.

Kızı olmalı insanın,

Herkes terkettiğinde seni, varlığında da, yokluğunda da, evliyken de bekarken de, babacığım (veya anneciğim) diye kucak açtığında gözyaşlarıyla bağrına bastığın.

Kızı olmalı insanın,

Demlediği çayı süzülerek getirmesini seyrettiğin, pişirdiği kahvenin tadına gizlediğin, özenle bezediğin.

Kızı olmalı insanın,

Canıyla canlandığın, varlığıyla anlamlandığın özlemiyle ve iç çekişlerinle dağ dağ efkarlandığın.

Kızı olmalı insanın,

“Dünya bir yana kızım bir yana” diyebildiğin, üzerine titrediğin için onun eşini / dostunu dahi çok sevdiğin.

* * * * *

Eski Arapları duydukça dumur olurum kendimi bildim bileli.
Kız çocuklarını diri diri gömerlermiş ya hani.
İslam Peygamberinin yok ettiği
Lanet olası bir adetin temsilcileri.
Yüce yaratıcı kız babalarına ayrı bir merhamet göstermekte.
Bunu bizzat ben yaşamaktayım her zaman ve her yerde.
Kızın bereketini hissetmişimdir her daim içimde.
* * * * *
Küçükken nereye yürüsen,
Peşinden gölge gibi takip eder ya seni,
Yerden bitme, o yaşlarda küçük parmağına sarılırken
Bütün bir dünyaya sarılır ya hani!
büyüdükçe de sen onun varlığıyla güçlenirsin.
Adeta, gittiğin her yerde gölgeni arar olursun.
* * * * *
Çoğu baba ilk çocuğunun erkek olmasını ister eminim,
Ben de o gafillerden biriyim.
Şimdi keşke demenin çaresizliği içindeyim.
İlk çocuğun kız olmalı, ne derseniz deyin.
* * * * *
Eğer ebeveynler kendilerini kopyalamak isterlerse,
Kızlarına baksınlar. Hayal kurmasınlar boş yere.
* * * * *
Çünkü kız çocukları hem annenin hem babanın
kopyası olmaya çoktan hazırdır zaten yine.
Ne tuhaf, ne gariptir ki,
böylesi bereket kaynağı, can yoldaşı varlıklar,
hep oğuldan sonra göze görülmüş,
yer yer insan olduğu unutulmuş,
yer yer alınıp satılmış, hatta atılmış.
* * * * *
Toplum bile çifte standart uygular kızlarımıza,
koskoca toplum oğullara / erkeklere taraf çeker.
Analar bile bu taraf tutmada rol alır,
unutuverir kızlığını, acı ki ne acı.
* * * * *
Görmek için bakmak gerek,
Kızınıza bakın dostlar.
Onu sevginizle büyüleyin.
Onlar zaten sınırsız özgürlük istemezler,
Alışık ta değildirler hem.
Genlerinde de yoktur erkekler gibi
Alıp başını gitmek.
Siz zaten onları sıkmadıkça
Onlar sizin yamacınızdan ayrılmazlar.
Siz onlara arkadaş olursanız,
Paylaşırlar, hem her şeylerini.
Ketum da olmazlar erkek kardeşleri gibi.
Yalan bile söylemeye gerek görmezler
Arkadaş olursanız,
Hem onu / onları iyi tanırsanız.
Anlarsınız zaten, onlar da sizin anladığınızı
Veya anlayacağınızı bilir
Buna teşebbüs bile etmezler.
* * * * *
Yüce yaratıcıya şükürler olsun ki,
Kızımı lutfetmiş bana.
Ve ben bu mutluluğu yaşamakta olan biriyim.
Canım kızım, Ruze,
hep varol, mutlu ol,
Gözüm kulağım elim ayağım ol
Mutlu yaşa her gittiğin yerde.

 

Mutlu pazarlar efendim. Bu pazarki köpüklü kahvenizi (varsa) kızınıza yaptırın. Keyfini çıkarın. Sağlıcakla kalın.

 

Not:

Bu yazı, http://www.bilgiagi.net, http://www.bilgievreni.com, http://www.gazetecanik.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.net, http://www.gercekgazete.web.tr, http://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Etiketler: , , , , ,

Temmuz 11th, 2010 | in Anı & Günce, Pazar Yazıları, Psikoloji, Yaşam | 1 yorum

((Kedisi Olan Adam))

E postama her gün iki kez bakarım. Her açmaya hepsini aynı outlok hesabına topladığım 20 ye yakın e postamdan süzülen 500 e yakın e posta dökülür önüme. Geçen salı günü de bunlar arasından biri gözüme battı adeta. Beni tanıyan Bir Can Dost göndermişti, postayı. E Postanın adı “Kedisi Olan Adamlar” dı. Hah dedim işte bu okunur.Yaklaşık iki sayfaya yakın yazıyı gözlerimi kırpmadan tek nefeste bitiriverdim. Sevgili Dilek Önder sanırım yazan. Ne muhteşem tespitler  Yarabbim.

Bilmem bütün kedisi olan adamlar aynı mı ama, tıpkı beni tarif etmişti. Okudukça şaşırdım, şaşırdıkça heyecanlandım. Kendi hayatımın kelimelerle örülerek resmedildiğini görünce. Evet sizi Sevgili Dilek Önder‘in yazısıyla baş başa bırakıyorum.

Hani kedili kadınlardan şöyle bir bahsettim ya dün… Bir de kedisi olan adamlar demiştim, Farklı olurlar… Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , ,

Yaş 40 Yolun Yarısı

40 yaş bile yolun yarısı değil)))

Yine de temkinli olmak gerek neme lazım!

Aslında Cahit sıtkının revize ettiğim bu sözünü yazı başlığı olarak sunmak beni fazlasıyla ürküttü, korkuttu. Hatta bir an kendi kendime, “yoksa beni toprak mı   çağırıyor” diye söylendim. Neticede sözün akıbeti korkutuyor insanı.

Hazır yolun yarısına gelmişken dünyanın en soğuk olgusu olan ‘ölüm’den      bahsetmek hiç te hoş değil. Üstelik bu güzel ışıl ışıl pazar gününde….

 Gerçi ölüm kötüleri korkuturmuş. Biz hazırız hep sevgiler sevgilisine koşmaya.

Vuslat-ı bakiye varmaya. Niceleri vardır, dünya taşıyamaz yedikleri kul hakkını, dünyaya öyle tapmışlardır ki, onlar için ölüm akıl oynattıracak bir yokluktur bahsini etmek bile demir gibi oturur  yüreklerine. Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,