Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (II)

Dün, duyu bozukluklarına ilişkin kategorizasyonu yapmış ve onun üzerine diyalektik değerlendirmelerde bulunmaya başlamıştık. Kullanılan dili ve alfabeyi ve de kültür yapısını tutum ve değerleri aynı kategoride ele almıştık. Bu yazımızda da, diğer kategorizasyonlar üzerinde teker teker durarak diyalektik çıkarımlar yapıp optimum duyu ile sağlıklı ve etkili iletişimin gereklerini ortaya koymuş oluruz.

Yaş:

Çocuk ve genç yaştaki bireylerin algıları hızlı olurken, algıda yoğunlaşma süreleri yaşın ilerlemesiyle doğru orantılı Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler (I)

 
Diyagnostik Açıdan, Duyu Bozukluklarına Diyalektik Değinimler
Çoğu zaman, gerek sözlü gerek yazılı gerekse işaret diliyle iletişim kurarken çamdan ve kavaktan bahsedilmektedir. Aynı alfabenin, aynı dilin kullanılmasına rağmen, “konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz, konuşuyoruz ama anlamıyoruz” şarkı sözündeki duruma düşülür…
 

Dinleme, Algılama Yoğurma ve Aktarma Süreçleri: 

Algı bozuklukları, hataları, algısızlık, İletişim bozukluklarının teşhisinde  en çok üzerinde durduğumuz konuların başında gelmektedir. Bu sorunların çözümlenebilmesi, öncelikle, semptomları patolojik bir veri olarak ortaya koyup diyalektik yöntemle aşama aşama ele almak gerekir. Sürecin diagnostik (diyagnostik) zemine sağlıklı olarak oturtulabilmesi için aşamalandırma veya kategorizasyon şarttır. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

Ağustos 16th, 2009 | in Anı & Günce, Pazar Yazıları, Toplum, Yaşam | Yorum Yapin

Freddy Yetiş, Sana İhtiyacımız Var!

Sevgili Freddy!

Bedavadan para kazanmak isteyenler var,

Yata yata yaşamayı alışkanlık edinmişler var. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

Biyoenerjik ve Psikolojik Arınma: Abdest

Şöye bir düşündüğünüzde, canınız sıkılınca ne yaparsınız?

Hemen herkes farklı şeyler yapar. Kimi dışarı çıkar dolaşır, kimi en yakın arkadaşını arar, kimi sigarasını yakar, kimi alkol alır, kimi eline ne geçirdiyse sağa sola atar, kimisi de yumruğunu bir yerlere vurur.

Önce kirlenmeden bahsetmek istiyorum. Sanırım olayı kategorik olarak ifade etmek için biyolojik kirlenme ve psikolojik kirlenmeden bahsetmek gerek.

Biyolojik (Fiziksel) Kirlenme: Herkes tarafından çokça bahsedildiği için fiziksel kirliliğe değinmek istemiyorum. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

 

Sahne Psikolojisi Üzerine

Pozitif ve Negatif açıdan Sahne Psikolojisi Üzerine Değinmeler:

 

Bir çok şeyde olduğu gibi sahne psikolojisini açıklarken iki kategorik bakıştan yararlanacağım.

Bunlardan birincisi, dominant tutum, diğeri çekingen (resesif) tutumdur. Sahne Psikolojisini ortaya koymak için bu iki bakışı teker teker ele alalım.

Baskın (dominant) Tutum:

Baskın kişiler sahnede kendini kral olarak görürken, tribünlerdeki kişileri birer eşyadır. Hangi meslekten olurlarsa olsunlar, sahnede neyi icra ederlerse etsinler, sahne onlar için bir oyun alanıdır. Bu tür kişiler genellikle lider tipli ve A tipi kişiliklerdir. Tribünlerdeki kraldan kralcı kalabalık veya dolgu malzemesi kişilikler karşısında mikrofon fetişizmi duygularıyla çoğu zaman sınır tanımaz daha da  pervazsızlaşırlar. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , ,

Temmuz 19th, 2009 | in Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | 4 tane yorum

Renkli Gözlüler, Açık Tenliler

Renkli gözlülerin, yani mavi yeşil ela tonların hemen hemen tamamı güvenilmez olurlar.

Renkli gözlü 500 e yakın tanıdığım arasında (30 yılı aşkındır)  güvenilir bir kişi görmedim. Hemen okurlarımdan renkli gözlü olanlar itiraz ederler. Daha neler… Böyle bilimden akıldan izandan yoksun tamamıyla subjektif ve de önyargılı varsayımların ancak ve ancak sana yakışır. Bir de isminin başında Dr. unvanı var. Nasıl aldın bu unvanı vs. diye yaftalar zincirini blok olarak önüme dayarlar.

Varın itiraz edin. Ben yazacağımı yazar, ayağımı yere basacağım kadar basarım. Nasıl ki Erzurum’lu İbrahim Hakkı Hz. nin “Marifetname” adlı kitabına eleştiri getirilmektedir, bana da bu konuda eleştiri getirilebilir. Ama peşinen belirtmeliyim ki, “Marifetname” adlı kitabı aldım ama tek bir sayfasını bile tam olarak okumadım. Bildiğim tek şey, kitabın içeriğinde bol miktarda benim bu yazıma konu olan subjektif değerlendirmelerin bulunduğudur. Devamını Okuyun

Etiketler: , ,