Dün tembellik psikolojisinin nedenlerinden bahsetmiştik. Bu bir nevi hayatı yaşama biçimi, olayları algılama ve çözümleme bakış açısıydı aslında. Eleştirdiğimiz ve şiddetle ve sürekli olarak mücadele ettiğimiz bir bakış açısı aynı zamanda. Hani hep anlatılan bir hikaye vardır. her biri, biri, hiçbiri, birisi, herhangi biri nin hikayesi. Bunu da sonraki başka bir yazımda dile getiririm. Devamını Okuyun
Etiketler: bilinçlenme, hayat, Kültür ve Sanat, sosyoloji, Toplum, Yaşam
(GÜNDELİK OLAYLARA AVAL AVAL BAKAN’IN ULUSA USULCA SESLENİŞİ)
– Ey boşluklar içinde kıvranan aciz ve aynalı sazan milletim.
İçinizi dışınızı boş bırakmayın. İçinizde dininizi iyi saklayın. Dininizi sakın ola ki, vicdanınızdan dışarı çıkarmayın. Hem dışarıya çıkan dinin değeri kalır mı? Müslüman olduğunuzu kimseye söylemeyin. Dini duygularınızı hiç kimseye tavsiye etmeyin. Yoksa müslümanlığınızın da değeri kalmaz. Kutsal kitabınıza karşı saygıda kusur etmeyin, evinizin en görünmez köşesinde en güzel kılıflar veya çantalar içinde duvara asın. Hem öyle olur olmaz içini, açıp boşu boşuna karıştırmayın. Hem şunu da unutmayın ki kutsal kitabın meali bidattır. Siz onun manasını anlayamadığınız gibi kimse de anlayamaz. Kendinizi boşuna yıpratmayın. Devamını Okuyun
Etiketler: Kültür ve Sanat
Dünyanın önde gelen iletişim ustası televizyon programlarının halk kitleleri karşısında ayna görevini ne kadar başarılı yaparlarsa reyting’leri o kadar yüksek olur der. Hatta bu zatın “ayna teorisi” diye bir kuramı da vardır.
Bu kuram çerçevesinde şimdi yerli aynalı sazanlarımızı irdelemeye çalışalım.
– Aynalı sazan balığı yumuşak iklimleri sever. Kendisine tutulan aynaların karşısından ayrılamaz, zevkle ve itina ile bu aynanın şeklini alıverir. Televizyon dizilerini, reklamları, magazin ve paparazzi programlarını büyük bir konsantrasyon içinde temaşa eder, bu temaşadaki örnek kişileri ve olayları ayniyle tatbik eder. Devamını Okuyun
Etiketler: Kültür ve Sanat, sanat
Önceki yazımızda parmakucu toplumundan bahsetmiştik ama bu topluma nasıl gelindiğinden bahsetmemiştik. İster big bang diyelim ister yaratılış gerçeği diyelim ister teolojik ister materyalist bakışla bakalım insanoğlu’nun dünyaya ilk gelişinden buyana sürekli olarak bilgi ve bilim gelişme sürecini korumuştur. Tarih öncesi çağlardan ilk çağa kadar dünya üzerindeki devasa yapılar gizemini korurken bu yapıların normal şartlarda o zamanın insan aklıyla ortaya konulması ilk insanların bilgisiz veya evrimleşmiş yaratıklar olduğunu en başta çürütmektedir. Gerek Piramitler, gerek yer altı şehirleri, gerekse Babil’in asma bahçeleri vb. olağanüstü yapılar ilk insanların da güçlü bilgiyle donatıldığını göstermektedir. Bu bilgi yine insana yaratıcı taarfından verilmiş “AKIL” ögesi kullanılarak sürekli geliştirilip güçlendirilmiştir. Devamını Okuyun
Etiketler: fütüroloji, insan, Kültür ve Sanat, teknoloji, Toplum
Çevre, insan zaman kavramlarında odaklaştırabileceğimiz “değişim” ve onun vazgeçilmez özelliği olan “değişme”yi kasdediyoruz kültür kavramıyla. Yani üç temel üzerine inşa olunan kültür, bir nev’i insanın bir heykeltraş gibi elindeki malzemelerle maddi ve manevi yönleriyle değiştirmesi, ilmik ilmik örmesidir çevresini.
Çevre bağlamında; aslı, bozulmamış dışardan en ufak bir etki ve değişim görmemiş, tabiata insanın maddi ve manevi bir müdahalesidir. Buna paralel olarak her heykeltraş elindeki malzemelerle çevresinde farklı motifler oluşturacak, farklı kültürler/medeniyetler kuracaktır.
Devamını Okuyun
Etiketler: Kültür ve Sanat, sanat
Dün buradan kitapların hayatımızdaki duygusal ve kültürel önemine değindikten sonra teknolojik ve toplumsal gelişme ve değişme süreci içindeki önemine değinmeye çalışacağım. Devamını Okuyun
Etiketler: fütüroloji, kitap, Kültür ve Sanat, teknik, teknoloji