Psikolojik Hijyen Katalizörüdür Mimozalar:
Dünyada bin ikiyüze varan çeşidiyle, kimyasal ve psikolojik bir filtredir mimozalar afet görüntüleriyle. Adeta çevresini dantel gibi işlenmiş çiçekleriyle büyüler.
Akasyagillerden olsa da dikenleri yoktur mimozanın. Çünkü o savaşı değil barışı temsil eder. Çiçeğinin keskin sarı değil de pastel sarısı olması da yine onun iç dengesinin görünümüdür.
Aşırı rüzgara karşı hassasiyetiyle bilinen bu afet güzellik, sürekli ve acı bir rüzgardansa, yaz meltemlerini özlerler. Devamını Okuyun
Etiketler: acacia, ahmet fidan, ahmet fidan la pazar yazıları, ahmet fidanla pazar keyfi, akasyagiller, bitkilerin ruhu, çevre, doğa, küstüm çiçeği, mimoza, mimoza türleri, mimozanın ruhu, pazar yazısı
Kadın selam dedi adama ve oturur oturmaz bacağını uzatıverdi adamın önüne…
Aslında onun selam deyişi, paylaşımcılığının, gün içindeki yoğunluğunun ardından bir yorgunluk nefesiydi.
Gecikmeksizin "selam" dedi adam. Her zamanki verilen selamlardan biriydi bu belli ki. O yüzdenadam bakmadı bile, başını kaldırıp ve işine koyuldu.
Vakit akşam üzeriydi…
Arada bir kalabalığın uğultusu içinde martı çığlıkları yükseliyordu.
Kadın işini iyi yapıyormuşsun dedi adama.
Adam da başını aşağı yukarı sallayarak onayladı sessizce. Kadın oturuyor olmanın ve de daha önce Devamını Okuyun
Etiketler: adam, ahmet fidan, bir boyacı öyküsü, bir yaşam kesiti, güncel hayat, kadın, öykü, pazar yazısı, tasavvuf, tıp, Yaşam
Ateş Düştüğü Yeri Yakmaz!
Çalışkan insanlar vardır. Bütün bir dünyanın yükünü sırtlanırlar.
Kim nerede ne yapmış ve ne demiş onları hiç ilgilendirmez. Onlar kendilerine göre çizmiş oldukları veya planladıkları iş dizinininkurulmuş birer misyoneridirler.
Onlar çalışırken yorulurlar ve dinlenirken yine çalışırlar. Neredeyse istisnasız her biri, yorgunluklarında onları dinlendirecek yeni başka bir iş bulmakta hiç zorlanmazlar. Adeta İŞ onlara yapışık kalır. Öyle ki, başkalarının az ya da çok tembelliği onları daha da fazla kamçılar. Eğlenceyi gezip tozmayı pek sevmezler diyemeyeceğim, Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, ateş insan olmak nedir?, ateş insanlar, bandırma, bandırmanın efsane taksicisi, burhan sezgin, mehmet burhan sezgin, pazar yazısı, taksici sezgin, taziye
_______________________________
Çizgi; zor/zahmetli ve kolay, tehlikeli ve güvenli, faydalı ve zararlı, masum ve lanetli bir olgu.
Ötedekilerin ötekileştirmek istedikleri, beridekilerin belirmek istedikleri, ayırt edilmeye teşne bir bulgu… (a.f.)
_______________________________
Her dilde, tanım yapılırken, benzer şeyler virgülle ayrılarak guruplama yapılır ve çoğu zaman eski tabirle "manayı muhalifinden hareketle" tanım ortaya çıkarılır. Her bir tanım aslında yatay (lineer) veya dikey (vertical) olmayan çizgiyle çizilmiş sınır ya da sınırlardan oluşur. Bu bakış açısıyla, her çizgi aslında bir tanımdır. Tanım ne kadar zor veya kolay ise, çizgi de o kadar kolay veya zordur. Şu var ki, tanım da çizgi de Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, çizgi, çizgiler, çizilemeyenler, çizilenler, pazar yazısı, Yaşam
Sevgi Yanılsaması Üzerine Analitik Geometrik ve Mantıksal Çözümleme
Geçenlerde sosyal paylaşım sitesinde, bir dost, ''Bir insana onu sevdiğini hissettirirsen, Onun gözünde senin dışındaki her şey değer kazanır.'' diye bir duvar yazısı paylaşılmış.
Bu yazı pazar yazısı olsa da, içinde duygu ifade eden bu durumu alt başlıkta dile getirdiğim şekilde
Davranış Bilimleri, Psikoloji ve hatta Sosyal Psikoloji bağlamında ele almak gerek.
Bu söz ilk elde doğru gibi görülse de, gerçekte büyük bir hayal kırıklığının yansıması olarak duygunun dramatizasyonundan başka birşey değil aslında. Çünkü, bu cümle (reaksiyon cümlesi olduğundan) sevginin neredeyse tamamıyla gizlenmesini salık vermekte. Oysa ki sevgi hissettirilmeli, gösterilmeli. Yanlış olanı, Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, aşk, biliçlenme, evlilik, hüsran, ilişki, insan, pazar keyfi, pazar yazısı, Psikoloji, sevgi, sevgi yanılsaması, Toplum, yanılsama, Yaşam
Kasım 20th, 2011 | in
Beslenme & Gıda,
Bilim & Teknoloji,
Çevre & Doğa,
Gezi ve Turizm,
Hikayeler,
Hukuk,
Kent/Şehir,
Kültür ve Sanat,
magazin,
Pazar Yazıları,
Psikoloji,
Sağlık,
Siyaset/Politika,
Tarih,
Toplum,
Yaşam |
1 yorum
Çiğdem der ki, ben elâyım/âlâyım, bendan âlâ çiçek var mı?
Çiğdem Çiçeği derler onun adına,
Kaneviçe dokur iğne yapraklarıyla,
Karın beyaz tenine bezediği morötesi tonlarıyla
Çiçeklerindeki oku nevbahara saplaya saplaya
Kışı yaza taşımanın yazı kışa taşımanın çilesin çeker gergef olur sarp yamaçlarda… (A. Fidan)
* * * * *
Zorlu kış mevsimi henüz pılını pırtısını toplamadan çiğdem filizlenmeye başlar topraktan. Gün yüzüne çıkmak için karın tamamen kalkmasını bile beklemez. Kardelene nazire yaparcasına beyaz karlar Devamını Okuyun
Etiketler: ahmet fidan, botanik, çiğdem, çiğdem çiçeği, çile, doğa, gıda, kış bahar, meşakkat, mutfak, nevbahar, pazar yazısı, Yaşam, yemek