Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Omurgasız Tepki: Hee De Geç!

Omurgasızlara başta ben olmak üzere çoğumuz kızar, hatta ifrit olur. Onların genişlikleri, vurdumduymazlıkları, kişiliksizlikleri, tepkisizlikleri karşısında çoğu zaman kahroluruz. Ama toplum denilen örgütlü örgütsüz insan yığınının yıllar boyu varlığını sürdürebilmesi için omurgasız tipler kaçınılmazdır. Hatta toplumda omurgasız tipler birer çimento görevini üstlenirler. Demek ki neymiş, baştan bunca eleştirdiğimiz bu emsalsiz yaratıklar toplumların sulh ve sukunu, yönetimlerin bekası için vazgeçilmez bir faktörlermiş. Yani bunlar toplumun çimentolarıymış.

Omurgasızlar Uzun Yaşarlar!

Toplumun omurgasız tipleri kestaneyi çizdirmezler, uzun yaşarlar. Onlar için risk en büyük sorundur. Ve bu sorundan ustalıkla her zaman ve her yerde uzak durmayı başarırlar. Bir risk varsa eğer, omurgasız tipler,  riske karşı bile geçimli Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

 
 

Asosyal Kişilerin Sigortası Atarsa

Asosyal Kişilerin Sigortası Atarsa, Kaçak Akım Rolesi Kullansınlar!

Ya Onların da Sigortası Atarsa?

Asosyal kişilerin sigortası zaten atıktır. Kaçak akım rolesine ne gerek var diyebilirsiniz hemen. Ama işte maalesef elektrik tesisatı düz mantıkla çalışsa da insan psikolojisinde düz mantık çalışmamaktadır.

Nice psikonevrotik veya psikosomatik vakalarda bu kişilerin önce kendilerine sonra topluma kazandırılmasında ara çözümlemeler çoğu zaman en ideal sonucu vermiştir.

Psikosomatik Kişilerin (A-Sosyallerin) Sigortası:

Genelde toplum, a-sosyal kişilere karşı sigortayı dayatmaktadır. Patlama anında mekanizmanın devre dışı kalması Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

 

Parantez İçinin Çekiciliği

Efendim, parantezinizi köşeli mi alırsınız köşesiz mi?

Her yerde duyulan söylenen çok çok genel bir laf vardır.

 

Ben de o beylik lafı kullanacağım. Çünkü benim de ağzım var ve benim de bu beylik lafı etmeye hakkım olmalı.
Ağzı olan konuşuyor“. Bu laf kim söylerse söylesin her zaman komiğime gitmiştir. En son markette yedi yaşlarında bir çocuk annesine söylemişti bu bu sözü. Ben de marketin ortasında bastım kahkahayı. Tabi bütün gözler çocuğun konuşmasına değil kahkahamın desibalitesi yüksek olduğundan bana çevrileceğinden tırstığım için derhal yan reyona dalarak gözden kayboldum.

Bu sözü seviyordum zaten, bir de bunu yedi yaşında ÇOCUKLAR DUYMASIN dizisinin yeni versiyonunun dominant Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

Kasım 28th, 2010 | in Pazar Yazıları, Psikoloji, Toplum, Yaşam | 3 tane yorum

 

Çok ta Tınn!

 

Kasıntılıktan eklem yerleri kireçlenmiş, beğenmez kimseyi.
Darmadağınık duygular içinde yüzerken güya haklar herkesi.
Sen gölgemin oynaşmasıyla cebelleşen şirin şebek,
Emirler ve ithamlar yağdır dur, alıp alıp ver kendi kendine,
Ben gölgelerin sahibi, hayatın içgüdülerinin gülümseyişi,
Sen dışgüdülerinin esiri, değeryargılarının pençesi…

Sen günahımı ala ala bitiren,
Sen sevabımı göremeyip hayaTINdan eden,
Blöfe pas, reste rest, çok ta TINN!

Hesabı kitabı sever, onca hesapların ve kitapların arasına
Dipnotlar koyar bana dair, cümle cümle, yığın yığın.
Tekrarlar eder içinde, beş kere, on kere sıkılmadan baygın baygın, Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

Soft-modern Tesellilerin Aygın-Baygın Takviyesi

Sorular içindeki sorunların içinde bulunan cevap kırıntılarını ıskalıyor görünüp te aslında sıkı hayatı(nızı) öylesine tîye alarak rölantide tuttuğunuz olur bazen. Siz sorunlarınızdan habersiz, onların çözümüne oldukça uzak göründükçe çevrenizdekilerin sizlere iştahlıca yardım etmek için gayrete girişmeleriyle bile dalga geçersiniz sessizce ve gülümseyerek.

Bu anlarda adeta bir tulûat sahnesinin önündeki bir yığın insanın hep bir ağızdan gülümsemesi kadar şiddetle gülümsersiniz, önce kendinize, sonra yokuş ortası vites küçültecek yerde sizi büyük vitese geçirmeye çalışan gayretlere…

Aslında yer yer içinize akıttığınız gülümseme efektlerinizi dışarıya taşırırsanız Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

 

 

Sürü Dağ Yolunda

Alıp Başını Gider Rüstem Emmi Yaylaya Doğru

Rüstem Emmi sabahın beşinde kalkar

 Kerpiç yığma tuğladan tek katlı dört gözlü yeterince geniş olan evinin en geniş bölümü olan bizim adına mutfak dediğimiz içeri odada, yine bizim adına şömine dediğimiz ama şömineden biraz daha genişçe olan ocağın içine yerleştirdiği kuzineyi o an orada olan kağıt, çalı çırpı ne varsa tutuşturarak yakar. On iki kişilik alemiyon demliği ağzına kadar doldurarak kuzinenin üzerine koyar.

Rüstem Emmi ile Zarife Bacı için en özel zamanlar bu zamanlardır. Zamanın uyandığı ama çocukların hala kan uykusunda olduğu anlardır. Rüstem Emmi, Zarife Bacıya daha çok zaman ayırmak Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , ,