Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Dünyadaki ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki değişim sonucu askerlik kurumunun, ordunun yönetim kurumunun fonksiyonu olabildiğince değişmiştir. Önceki zamanlara göre, kontrol ve yönetim otoriteleri önemli ölçüde fisyona (parçalanmaya) uğramış, yetkiler gittikçe desantralize olmaya başlamıştır. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , ,

BEN GENCİN ÇALIŞAN VE ÜRETEN OLANINI SEVERİM
Öyle demişti M. Kemal ATATÜRK. “Ben sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”

Bu gün M. Kemal ATATÜRK’ün Samsun’da bağımsızlık destanını ateşlemesinin başlangıcının yıldönümüdür. O gün memleketin bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmişti. O gün gecenin en zifiri karanlığı, bağımsızlık ışığının da en yakın şafak noktasıydı. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

Musul’u Kerkük’ü alalım sınırlarımıza katalım.
Kıbrıs’ın tamamını alalım ilhak edelim. Bir zamanlar damarlarında aşırı ulusalcılık olanlar bunu söylerlerdi. Biz de gençliğimizde söylediğimiz olurdu. Ne var ki, siyasal sınırlar o kadar törpülendi ki sınır çizgilerinin eski anlam ve önemi kalmadı artık. Teknik ve teknolojik gelişmeler, dünyadaki bütün ülkelerin sınırlarını sanallaştırdı. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , ,

Mart 18th, 2008 | in Kültür ve Sanat, Tarih | Yorum Yapin

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana var olan küçük bir vilayetimizdir Çanakkale. Tahminimden daha küçük bir il merkezi gördüğüm için oraya ilk gittiğim günün Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

Son günlerin ateşli tartışma konusu hiç şüphesiz sözde ermeni soykırımıydı. Orhan PAMUK’a verilen Nobel ile Fransız Parlamentosunun verdiği bu karar denk getirilince (!) tartışma çok daha derin boyutlara vardı. Şimdi sizinle Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , ,

Kasım 1st, 2007 | in Tarih | Yorum Yapin

Kitaplar Ölüyor mu, Kitapları Öldürüyor Muyuz?

Birçok kişi bugünün dün olacağını fark etmeden düne özlem duyar. Geçmişi anar durur, gözü pencereden uzaklara bakarken bulur kendini bazen, bazense bir dost toplantısında geçmişte yaşadığı bir anıyı diğerleriyle paylaşırken yaşar geçen zamanı.

Şimdi bakıyorum çevreme. Eskiyip giden, geride kalan öyle çok şey var ki yaşamımızda. Çocukluğumuzda fark edemediğimiz ancak bizim için kıymeti henüz anlaşılan sayamayacağımız kadar çok şey var eskiye dair. Şimdi her türlü kolaylığın olduğu bu zamanda çocuklarımıza, gençlerimize anlattığımız, onlara masal gibi gelen öyle çok yenilik var ki.

Biz o zamanlarda nasıl ki şimdiki teknolojilerin olabileceğini aklımızın ucundan geçirmediysek, şimdi her yeni günde yepyeni buluşlarla önümüze çıkan bilimin ışığında yetişen çocuklarımız, gençlerimiz de bizim öyle bir yaşam geçirdiğimize akıl sır erdiremiyorlar. O şartlarda nasıl yaşanılabileceğini kendi içlerinde çözmeye çalışıyorlar. Öyle zor geliyor ki onlara. Onların içinde olduğum için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum. Devamını Okuyun

Etiketler: