Ahmet Fidan Kişisel Resmi Web Sitesi
Bilgi paylaşıldıkça anlam kazanır

 

Soft-modern Tesellilerin Aygın-Baygın Takviyesi

Sorular içindeki sorunların içinde bulunan cevap kırıntılarını ıskalıyor görünüp te aslında sıkı hayatı(nızı) öylesine tîye alarak rölantide tuttuğunuz olur bazen. Siz sorunlarınızdan habersiz, onların çözümüne oldukça uzak göründükçe çevrenizdekilerin sizlere iştahlıca yardım etmek için gayrete girişmeleriyle bile dalga geçersiniz sessizce ve gülümseyerek.

Bu anlarda adeta bir tulûat sahnesinin önündeki bir yığın insanın hep bir ağızdan gülümsemesi kadar şiddetle gülümsersiniz, önce kendinize, sonra yokuş ortası vites küçültecek yerde sizi büyük vitese geçirmeye çalışan gayretlere…

Aslında yer yer içinize akıttığınız gülümseme efektlerinizi dışarıya taşırırsanız Devamını Okuyun

Etiketler: , , ,

 

Dünden devam…

III- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Dünya Din İşleri İle Entegrasyonu:

Ülke siyasi yönetimi laik de olsa teorkatik te olsa, o ülkenin sınırları içinde bulunan vatandaşların dini ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kal(a)mayacağı bellidir. O halde diyanet işleri nasıl tanımlanmakta, bu tanımda amaç tanıma nasıl ve ne oranda hükmedecektir?

Örneğin, “din” veya “diyanet” olgusu toplumu veya kitleleri yönetmek için bir maşa olarak mı görülmekte; yoksa tarım, sanayi, kültür, ulaşım vb. ihtiyaç ve hizmetler gibi teknik birer ihtiyaç olarak mı görülmektedir? Bu iki bakış kurumun normatif veya pratik tabanını oluşturacaktır.

Devamını Okuyun

Etiketler: ,

1990 Öncesi ve 1990 Sonrası Türk Siyasal Hayatındaki Sinikler, Stoacılar, Entellektüeller, Dantellektüeller, Saklambaç Oyunları ve (A)sosyal demokratik Şizofreni

Tarihsel dönüm noktasını doğru mu ayırdım yanlış mı ayırdım o kadar da emin değilim. Ama temelde toplumsal / kentsel dönüşüm alanlarının fay hattının kabaca çizilmiş bir zamanlamasıdır bu 1990 lı yıllar.

1990 lı yıllar muhafazakar kesimin entellektüalitesinin gerilme şişme patlama arifesi yıllarıydı. Öyle ki, bu patlama 1994 yılında Refah Partisi’nin (yerel) iktidara geldiği yıllardı. En büyük çatlak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı sayın Sözen’in safahati, sabık İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in safahat içindeki sefaleti ve çöp dağlarının halk kitlelerini patlatırken pusuda sinmiş olan öteden beri kendini şarj etmekte olan (sinik) muhafazakar entelijensiyanın siyaseten siperlerinden çıkıp alanlarda aksiyon üretmesiyle başlamıştı. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , ,

Ekim 24th, 2010 | in Pazar Yazıları, Toplum, Yaşam | 4 tane yorum

Ana-Babalığın Kanunu / Yasası

Bu sömestr genel hukuk dersini yürüttüğüm sınıf sayısı fazla olduğundan hukuksal mevzuların içinden çıkamadım. Öteden beri sizlerle paylaşmak istediğim bu yasayı hukuk modundan çıkmadan kaleme alayım dedim. Çocukları büyümüş iş güç sahibi olmuş ana-babalar için de bu pazar kahvesini yudumlarken yüzlerinde (acı ve) hoş tebessümler bıraktıracağını ümid ettim.

ANA-BABALIĞIN KANUNU

Kanun No: 7070

Resmî Gazetede Yayın Tarihi: 29 Şubat 2010

Yürürlük Tarihi: 1 Nisan 2010

A- ANA-BABALIK İŞİNİN TANIMI

Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , ,

Ekim 18th, 2010 | in Siyaset/Politika | 8 tane yorum
 

 

(Aile) Saadet(i) Partisi ve Yeni Arayışlar

Son Kongre: Aile Saadeti Partisi’nin Harakirisi

 

Yazık ki ne yazık.

Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN Hoca yeniden Saadet Partisi’nin genel başkanı.

Bu ne vahim bir durumdur. Erbakan ismi gerek mühendislikte gerekse politikada bir markadır ve bu marka gün gün bozuk para gibi harcanmakta. işin kötüsü, bizzat Sayın Erbakan Hoca’nın kendisi kendi markasını harcamaktadır. Bu durumun adı, SAADET PARTİSİNİN HARAKİRİSİveya SAADET PARTİSİ’NİN İNTİHARIdır.

Açgözlülüğün veya dünyalık hırsının sınırlarını çizmek oldukça güç bir olgudur. Sayın Erbakan Hoca’nın bu hareketi tarihteki yerini almış olan KRALLIK veya kısmen HALİFELİK olgusunun bir özentisi olsa gerek. Erbakan Hoca zannediyor ki, Kendi ismi altında Oğlu Erbakan’ın saadetli bir Saadet Partisi başkanlığı yapacağını. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,

 

YÖK Başkanı Prof.Dr. Yusuf Ziya ÖZCAN’ın Sözleri Başörtüsünde Psikolojik Dönüm Noktası

YÖK Başkanı Özcan’ın “Başını örtmeyenlere karşı mahalle baskısı olmayacak, kefili olabilirim” şeklindeki demeci, dikkatle incelendiğinde bu sözün son 25 yıldan beri (çeyrek yüzyıldan beri) bu konuda gelinen noktanın dönüm noktası olduğunu satır arasından okuyabilmekteyiz.

Bu bir fay hattıdır ve bu fay hattını  iki açıdan ele alabiliriz.

1. Durum:

Son çeyrek yüzyıldır bakıldığında bu günkü içinde bulunulan durum, şimdiye kadar hiç yakalanmamış bir toplumsal mutabakatın yakalanmasıdır. Bu sağduyu süreci aslında zarardan kardır. Yani dile kolay çeyrek asırlık (son 25 yıllık) zaman diliminde  kaybedilen zararın sona ermesidir. Devamını Okuyun

Etiketler: , , , , , , , ,