YASAKLAR ve YASAKÇILAR ÜZERİNE İVEDİLİKLE YAZILMIŞ BİR ŞAKŞAKLAMA YAZISIDIR.
Türkiye’de yeni bir anayasa yazılması gerekmektedir. Bu anayasanın temel teorik çerçevesi bir iki bölümde nelerin serbest olduğu liste halinde belirtilmelidir. Geri kalan bütün maddeler yasaklamanın mantıksal, sosyal ve ekonomik temelleri üzerine kurgulanmalıdır. Bu gün itibarıyla Türkiye’de gelinen son nokta, yasakçı zihniyetin zirvesinin keşfedilme arayışıdır. Devamını Okuyun
Bürokrasi’de Parkinson hastalığı diye bir hastalık vardır. Buna aslında OBEZİTE DİYEBİLİRİZ. Yani bürokrasinin obezleşmesi.
Kamu kurumlarında bir hizmetin sunulması için bir personel çalışır. Bu personel Devamını Okuyun
Dünkü yazımızda askeri müdahale, darbe ve ihtilal kelimelerini birer cümlede kabaca tanımlamış ve Türkiyenin yakın tarihindeki askeri müdahalelerin modernleşmesini ve toplumsal etkilerini bu yazımıza bırakmıştık.
27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi, müdahalenin niteliği ve tekniği açısından benzer özellikler gösterse de toplumsal temelleri açısından biraz farklı nitelik göstermektedir. Bunlara karşılık 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat askeri müdahalelerini benzer kefeye koyabiliriz. Ancak, son gruplamamız takdir edersiniz ki, zoraki bir gruplamadır. Zira genel olarak Türk siyasal hayatında hemen hemen bütün müdahaleler, siyasal sistemin ciddi istikrarsızlık içinde olduğu, hükümet çıkarmada sorunlar yaşandığı dönemlerde olmuştur. Fakat 28 Şubat Postmodern darbede alışıla gelmiş bir darbeden ziyade silahlı kuvvetler tarafından çok ciddi uyarı anlamına gelen eylemler yapılmıştır. Devamını Okuyun
Etiketler: askeri müdahale, darbe, Siyaset, Toplum, yönetim
Askeri müdahale kavramı askeri darbe ve ihtilal kavramlarının yanında en makul ve masum kavramdır. Çünkü askeri darbeleri de, ihtilalleri de askeri müdahale bağlamında ele alabiliriz. Önceki yazılarımdan birinde bu konuda birkaç tanımlama yapmış olsak ta Devamını Okuyun
Hükümetin şu an gündeminde öncelikli konuların başında birinci olarak “sosyal güvenlik reformu” ikinci olarak ta yeni belediye yasası kapsamında 900 beldeyi kapatmayı ve 43 yeni ilçe kurmayı öngören tasarı bulunmakta. Sosyal güvenlik reformu konusunda görüşlerimizi sonraki günlerde ele alalım. Çünkü belediye konusu sosyal güvenliğe göre daha az öneme sahiptir. Bu nedenle daha az önemsizi önceye alarak aradan çıkarıp Devamını Okuyun
“Yoğunluk Sendromu”nun Kuramsal ve Kurumsal Temelleri:Yazımızın bundan önceki bölümünde “yoğunum” demenin ve bu ifadenin ardına saklanan kitlesel alışkanlığın dünya insanlarını değerlerinden hızla çözmekte olduğundan bahsetmiştik. Bu ifadenin de ağırlıklı olarak kapitalist düzenin yoğun hizmet sektöründen kaynaklandığını belirtmiştik.Bu ısınma veya girizgah cümlesinden sonra bunun temellerini kategorik olarak irdeleyecek olursak şunları söyleyebiliriz. Devamını Okuyun