“Soylular” ile “patatesler” arasında ne fark vardır diye bir bilmece sorsak kimse cevabını kolaylıkla veremez her halde. Cevap: Her ikisinin de en değerli kısımları toprak altındadır. Yani soylu kişilerin zaten soylu olması kendinden önceki atalarının fevkalade nam salmalarından dolayı şu an yaşayanlara soylu derler. Bu nedenle hep ….oğlu ile biten soyadı duyduğumda kim bilir dedeleri ne iyi insanlardı derim. Aynı şekilde patatesin de işe yarar kısmı toprak altında olan kısmıdır. Toprak üstündeki tevek kısmı olsa olsa hayvan beslemekte kullanılabilir.
Bu karşılaştırmayı neden yaptık. Tabi ki bürokrasi ve devletin yönetim kademesindekilere dokundurma yapabilmek için. Herhangi bir kurum veya kuruluşun ‘yönetici koltuğu’na salatalık ta konulmuş olsa, idareci de konulmuş olsa hiç bir şey fark etmemektedir. Çünkü, salatalık koltukta otururken işler idare edilmektedir. O kurumun varolan bürokrasisi zaten gerekli işleri sürdürmektedir. Çünkü işler nasıl olsa idare edilmektedir. İşte bütün meselenin fay hattı buradadır.
Çoğu toplantımda, konuşmamda makalemde ülkemizin Cumhuriyetimizin 100. yaşında, muasır medeniyet seviyesini yakalayacağını, 2050 senesinde ise Türkiye en büyük veya güçlü 10 ülke arasında yerini alacağını vurgulamaktayım. İşte bunlardan dolayı, ülkemizin kaybedecek zamanı yoktur. Bu yönüyle kamu kurum ve kuruluşlarının yönetici koltukları, mutlak suretle idareci tipli kişilerden kurtarılıp lider tipli kişilere bırakılmalıdır. Aksi takdirde, bu hızla yerimizde saymaya çok uzun yıllar devam etmeye mahkumuz.
Gaydırı guppak yönetim zihniyeti nasıl ortaya çıkar:İdareci tipli yöneticinin olduğu bir kamu bürokrasisinde işler nasıl gidiyor diye sorulduğunda, -“idare ediyoruz işte” cevabı alınır.
Lider tipli yöneticinin olduğu bir kamu bürokrasisinde işler nasıl gidiyor diye sorulduğunda, – “daha iyiye götüreceğiz” cevabı alırız.
İdareci tipli yöneticilerin kontrolündeki kurum veya birim durağandır. Daha önce yapılmış bir düzen devam ettirilir. Ancak çoğunlukla bu düzenin doğruluğu veya eksikliği pek sorgulanmaz. Buna karşılık, lider tipli yöneticiler yönetimine aldıkları kurumları geldiği günden itibaren harekete geçirirler. Mutlak suretle kuruma yeni bir ivme verirler. Kurumun çehresini değiştirler, kuruma strateji ve vizyon kazandırırlar. Kurum çoğunlukla kalite ilkelerine göre yönetilen bir örgüt haline gelir.
Gaydırı guppak yönetim mantığında her yeni gelen sorundur. Bu ister öneri olsun, ister personel olsun, ister teknoloji olsun, ister yeni bir program veya düzenleme olsun, isterse de hukuksal düzenleme olsun. Bu mantığa veya felsefeye göre her şey eskisi gibi (sözümona) düzen içinde gitmeli ki sorun çıkmasın. Ne yeni ise o sorundur mantığı devam ettiği sürece mehter takımı adımlarını ters atacaktır. Yani iki geri bir ileri.
Yarınki konumuz da bu olsun.
İki geri bir ileri, marş iiileriiii!!!! Veya
GAYDIRI GUPPAK YÖNETİM FELSEFESİNİN TEMELLERİ….
Bizi okumaya devam edin!
Aydınlık Yarınlar Temennisiyle…
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan
Etiketler: Felsefe