Bu Gün, Taksim Gezi Parkı Eylemlerinin Yıldönümü.
Herkesin ağzına pelesenk olan ve hatta herkesin üzerinde istisnasız olarak hemfikir olduğu cümle “Eğitim Şarttt!”
Gezi eylemleriyle eğitimin ne ilgisi var diyen yoktur umarım.
Sezar M.Ö. Zelan savaşının ardından -Zelan, bu günkü Tokat’ın Zile ilçesidir- ne demişti: “Gezdik, Gördük, Yendik” Ben de diyorum ki, gezi parkıyla ilgili olarak, (gezi) parkında GEZDİK, (göreceğimizi) GÖRDÜK, yiyeceğimizi YEDİK, ya da, baş kaldırıyı veya isyanı veya darbe teşebbüsünü YENDİK!
Karadeniz Doğa ve Çevre Derneği Yönetim Kurulu olarak Dünya Çevre Günü ve ardından Çevre Haftası nedeniyle bir basın toplantısı düzenlemeyi düşünüyoruz, Taksim Gezi Parkı konusuna da dokunarak…
Dünya Çevre Aktivitelerinin Makus Tarihi / Talihi:
Bu başlık aslında üzerine iki üç ciltlik kitap yazılacak ölçekte büyük bir başlıktır. Zira, dünya tarihi ve hatta insanlık tarihi açısından olaya baktığımızda, nerede küresel ölçekli bir çevre eylemi yapılmışsa, o eylemin ardına / altına kapitalist hegemonya gizlenmeyi başarmıştır. Çünkü çevre ve çevreci eylemler, hemen herkesin üzerinde hemfikir olduğu eylemlerdir ve en kanlı emellerin pek conconlu ve cilalı maskesi olabilmektedir, olmuştur da zaten.
Birinci dünya ülkelerinin birinci ligde pasta paylaşan finans aktörleri, en kanlı ve en acımasız sömürü ve zulüm oyunlarını kimi çevreci kuruluşlara ustaca sızarak ve onları maske yaparak, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri ile aralarındaki refah farkı makasını açık tutabilmek için yine o (sözde) çevreci kuruluşlar aracılığıyla eylemlerini yapmaktadırlar. Kendileri gerek KYOTO olsun, gerekse Nükleer Santrallerin sınırlandırılması veya kaldırılması konusunda ilgili protokollere çekince koyarlarken, uyacaklarına dair verecekleri sözün tarihini 2030 lu yıllara bırakırken, ikinci ve ücüncü dünya ülkelerinin bu tür bağıtları hemen kabul etmesini veya imza koymasını istemektedirler.
Bu gün için bizler çevre aktivistleri olarak, çevre ve HABİTAT’ımıza ilişkin her nerede ve ne zaman bir aktivite yapacaksak, muhatabımız bütün bir dünyadır. HESlere karşıyız, NÜKLEER’e karşıyız sloganları son derece toz pembe sloganlardır. Bu sloganların zemini bütün bir YERYÜZÜ olmadıkça, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri ile birinci dünya ülkeleri arasındaki GELİR BÖLÜŞÜMÜ makasının açılmasına hizmet edecek bu tür komplimanlar kapitalist dünyanın birer oyunu ve hatta oyuncağı olmaktan öteye gidememektedir.
Nitekim, gezi kalkışması / direnişi de bu oyunun (maalesef) oyuncağı olmuştur.
Gezinin ilk günlerinin masumiyeti ile son günlerini karşılaştırdığımızda bu fark zaten açıkça görülmektedir. Biz Taksim Gezi eyleminin ilk günkü masum insanlarıyla yürek yüreğeyiz. Ama kazın ayağı ikinci gün ve ardından geçen süreçte hızla değişmiş ve KAOS için GEZİ bir MARKA haline getirilmiştir.
Başta Eğitim Şart Demiştik; Gelelim Gezi’nin Bize Öğrettiği Bazı Noktalara:
1. Toplumsal olayların çözümlenmesinde ilk kriz anların yönetiminin ne kadar önemli olduğunu, KELEBEK ETKİSİ olgusunun önemini,
2. Sosyal medyanın kitlelerin hareketlendirilmesindeki önemi ve SOSYAL MEDYA YÖNETİMİ nin iletişim biliminlerindeki yerinin büyüklüğünü,
3. Kriz yönetiminde iftira mekanizmasının, her cephe üzerinde ne kadar tehlikeli boyutlara varabileceğini, ilerleyen süreçlerde toplumun kılcal damarlarına kadar günübirlik yayılabileceğini ve olağanüstü kitlesel infiallere yol açabileceğini,
4. Bir kesim üzerine yapılan baskıların “kedi korkusu“* diye adlandırdığım gibi, karşı cephede akla gelmeyecek infialleri bile yapabilecek hale getireceğini,
5. Türk halkı apolitiktir önyargısını, başta gençler olmak üzere toplumun her katmanının gerektiğinde ne kadar kolay politize olabileceğini / edilebileceğini,
6. Her eylemin içinde “hükumet istifa” sloganlarının, dövizlerinin, pankartlarının olabileceğini, ama bunun çok kullanıldığında yalama yapıp bu tür söylemlerin şiddet olaylarının ve isyan girişimlerinin birer ritüeli olduğunu…
Bu maddeler uzatılabilir. Okurlarım gazetemizin dijital ortamdaki kısımlarına ilave madde ekleyebilirler.
Sonuç:
Gezi parkında GEZDİK, yetmedi bütün Türkiye’de ve hatta dünyada gezdik, en küçük bir şiddetin ne kadar büyük boyutlara varabileceğini GÖRDÜK, şu veya bu şekilde isyanı YENDİK / bu tür olayların arka planlarında ne büyük kaos teoremlerinin olabileceğini, ucunun nerelere varabileceğini, sloganların uzaktan kumandayla yönetildiğini YEDİK!
Süreç, acısıyla ve SANCISIYLA tarihe geçti, etkileri devam etmekte. Eylemde hayatını kaybedenlere İNSANLIK NAMINA Allah’tan rahmet diliyorum. Bundan sonraki kriz anlarının ilk saatlerinin yönetiminde çok daha hassas olunmasını ve çevre eylemlerinin YEŞİL ve BARIŞ adına birilerinin kuklası/sözcüsü olmaksızın yapılmasını temenni ediyorum.
Ülkem için aydınlık yarınlar ve esenlik dileklerimle.
__________
Kedi Korkusu: Evcil hayvan olan kedinin can güvenliğinin tehlikeye düştüğünü hissettiğinde, aşırı korkutulduğunda dik duvara hatta cama bile tırmanmaya muktedir hale gelebilmektedir.
Etiketler: emperyalizm, gezi, gezi direnişi, gezi eylemleri, gezi olayları, gezi oyunu, Gezi Parkı, Gezi ve Turizm, gezi yıldönümü, kapilatizm, Siyaset, taksim, taksim gezi, Toplum, ulaşım