“Kanunlar örümcek ağı gibidir, güçlüler deler geçer, güçsüzler takılı kalır!”
Yüksek Seçim Kurulu yerel seçimlerle ilgili birkısım yasaklar ve ilkeler ortaya koydu. Bu ilkeler seçimlerin sulh ve sukun içinde ve geçerli ve güvenilir bir şekilde yapılması ve sağlıklı sonuçlar alınması açısından son derece önemlidir.
Hayatta önemli bir gerçek vardır. Çoğu zaman çoğu yerde, (ki bu “çoğu” kelimesi yerine “her” kelimesini kullanmak daha gerçekçidir) güçlünün dediği olur. Güçlü ister haklı, ister haksız olsun bu farketmez, güçlünün tercihi etik kurallara, dine, toplum değerlerine, demokrasiye uygun olsun veya olmasın hiç farketmez. Önemli olan güçlünün tercihidir.
Bu mantık zinciri içinde hemen onyıllar boyunca izmemekte olduğumuz Kemal Sunal filmleri gelir aklıma. Hemen bütün filmlerin tamamına yakını, güçlünün dediğinin olması gerçeği üzerinedir. Öyle ki KALABALIK VEYA İNSAN SÜRÜSÜNÜN HAKSIZ DA OLSA GÜÇLÜNÜN PEŞİNE NASIL TAKILDIĞI ve SANİYELER İÇİNDE GÜÇLÜNÜN ETRAFINDA NASIL YALAKA DUVARI OLUŞTUĞUNU BU FİLMLER GÖZLERİMİZİN İÇİNE SOKMUŞTUR ONYILLARDIR. Ama bu filmler sadece ve sadece seyredilmiş ama hiç bir zaman içselleştirilmemiştir.
Yakın dönem Türk siyasal hayatında birinci iktidar dönemlerini hep özlemiş ve idealize etmişizdir toplum olarak. CHP nin Atatürk zamanındaki iktidarı, DP nin I. iktidar dönemi, ANAP ın I. iktidar dönemi, AKP nin I. iktidar dönemi… Ne var ki II. dönemler hep işadamı, müteahhit, rantçı ve lenvantenlerin dönemi olmuştur. Bu kesimler ideal dönemlerde zaten ya yokturlar ya da iktidarla olan göbek bağının derin, ağır ve güçlü hamlelerle temellerini atmaktadır.
Siyasal sistemin ve tam kelimesiyle politikanın böylesi oportünist realitesi üzerine siyaset terorisyenleri didaktik kurgularını yapadursun, bütün bu söylev veya yazınları dirseğiyle masanın kenarına itip ”para”nın, “makam”ın ve/veya “kadın” ın duygusal sıcaklığının rol oynayacağı (acı ama) gerçek senaryolar yazılmaktadır.
Bu gün, iktidar I. dönemdeki ideal kadrolaşmasını bitirmiş, II. döneminde ise en büyük vuruşlarının sonuna yaklaşmıştır. Bürokrasiye neredeyse tamamıyla yerleşmiş olmanın rahatlığıyla GÜÇLÜYÜM, KENDİ KOYDUĞUM KURALLARI GEREKİRSE ÇİĞNERİM demektedir. İktidarın satranç oyunundaki bu SINIRSIZ SORUMSUZ ve PERVAZSIZ hamleleri ise, acınacak halde olan “küçük olsun da benim olsun” mantığına kitlenmiş muhalefetin ürünüdür.
Yerel seçimlerdeki aday gösterimleri, yerli ve yabancı dizilerdeki çapraşık olduğu kadar çapraz, gayrı ahlaki olduğu kadar mantıksız erkek bayan ilişkileri gibi bir hal almıştır. Dört göbekten demokratlar islamcı partiden, kökten sosyal demokratlar ülkücü partilerden, ehl-i tarikler (tarikatçılar) CHP den, etnik milliyetçiler AKP den aday olmaktalar.
Yalnız hangi kesim olursa olsun, bu yerel seçimde ve gelecek merkezi seçimlerde gittikçe daha çok “islami” değerleri öne çıkmış adayların peşinde koşacaklardır. Ne var ki adında veya sıfatında “islam” geçen bu kişiliklerin gerçek ve ideal anlamda “islam” la “din” le ne derece bağlantısı var onu da siz takdir edersiniz.
Bütün bu çapraşık düzlemde yürütülen yerel siyasal yarışım veya savaşımın galibi bu günden zaten bellidir. Bu yerel seçimler, ister sosyal demokrat türev olan kızıl ötesi rengin olsun ister dindar/dinci türev olan yeşil ötesi rengin olsun bu her iki kesimin tüccarları, sanayicileri, rantçıları levantenlerinin tepişme noktası olacaktır.
Mutlu ve AYDINLIK yarınlar temennisiyle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar, www.timeturk.com, www.gunesgazetesi.net, www.haberanaliz.net www.bilgievreni.com, www.siyasalforum.net www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Balıkesir Demokrat, Marmara Bölge, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
(Bu yazı toplamda 711, bugün ise 0 kez okunmuş./backup)
Etiketler: Hukuk, insan, kanun, Kültür ve Sanat, Toplum