Başbakan Erdoğan, "kriz teğet bile geçmeyecek" diye başladı söze, geçen haftalarda. Tabi en başta şu gerçeği vurgulamak gerek. Tuzu kurular için, serveti kronikleşenler için zaten EKONOMİK KRİZ ler başlı başına birer nimet veya fırsattır. Çünkü varlıklıkişilerin çoğu şu ya da bu şekilde işveren konumundadır ve kriz dönemlerinde işsizlik artar, ücretler düşer. Durum bu olunca bütün ekonomik krizler varlıklı kişiler açısından olumsuz değil olumlu gelişmelerdir. Hal bu olunca, Sn. Erdoğan'ın "teğet bile geçmemesi" argümanını empati kaabiliyeti kapsamında değerlendirmek gerek. Zira Sn. Erdoğanbu konuda sanırım yeterince empati yapmamaktadır.
Ekonomik kriz daha lafı ve rüzgarı bile esmeden en başta beni teğet geçmedi, hemen etkilendim bile. Düne kadar dolar üzerinden fiyatı belirlenen ve almak zorunda olduğum tüketim maddesini dolardaki artış oranında zamlı olarak aldım. Bu ilaç vb. zorunlu tüketim maddelerinde de geçerli. Hiç mümkün mü ki, küreselleşen bir ekonomide Birleşik Devletlerde (SÖZDE) var olan kriz bizi (YANİ TUZU KURU OLMAYANLARI, YANİ DAR GELİRLİLERİ veya SABİT GELİRLİLERİ) etkilemesin. Devlet o güçlü kollarıyla bizleri korusun. Bu son derece basit bir beklenti olacaktır.
Hangi Kriz, Nasıl Kriz, Her Krize Bir Keriz:
Ekonominin babaları değil büyük babaları canları sıkıldıkça krizcilik oyunu oynarlar ve bu şekilde bölgesel veya ulusal veya dünya piyasasını (HERKES KENDİ ÇAPINA GÖRE) kendileri lehine(!) canlandırmak isterler. Tabi bu durumda filler tepişirken olan çayır çimen arasındaki zavallı karıncalara olur. Yani milyarlarca "güruh" niteliğindeki insanlara olur. Büyük babalar da bu süreçte servetlerini en az ikiye katlamış olurlar.
Düşünün ekonomik kriz içinde bulunan Amerika'nın para değeri kıymetleniyor, Ekonomik krizi teğet bile geçmeyecek olan ve büyüme rekorları kıran Türkiye'nin para değeri dolara göre düşüyor. Bu inisiyatif Türkiye Cumhuriyetinin kullanmış olduğu bir inisiyatif midir takdiri siz yapın. Şunu da belirtmek gerek. Kriz dönemlerinde dövizin (dolar veya Euro) yükselmesi ithalatı azaltıcı ihracaatı teşvik edici etkiye sahiptir. Ancak olaya biraz daha genel olarak baktığımızda sadece ihracaat ve ithalat açısından bakamayız ki.
Dünya piyasalarında konjonktürel dalgalanmalarda kronik kurban olan dar gelirli ve sabit gelirliler açısından sonuç; hemen her halükarda kırmızı ışıktır. Yani herkesin ilk başta yapması gereken kendi ölçeğinde tasarrufa gitmesi, risklere karşı daha ihtiyatlı davranmasıdır.
Sonuç: Bu süreçte küresel ekonomik kriz teğet meğet geçmeyecektir. Doğrudur. Kriz doğrudan (planlandığı gibi ve her zamanki gibi) bizzat üzerimizden geçecektir.
Tasarruf ve ihtiyat (tedbir) bu günlerde şiarımız olmalı. Aydınlık yarınlar dileyelim biz yine niyetlerimizin iyi olması babından.(!)
Not: Bu yazı, www.bilgiagi.net, www.bilgievreni.com, www.gazetecanik.com, www.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.net, www.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıtbası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: bilinçlendirme, bilinçlenme, Dünya, Ekonomi, ekonomik kriz, iktisadi kriz, işsizlik, kriz, küresel kriz, tasarruf, Toplum, Yaşam