Resim: İsrail – Filistin Savaşı ve Tek Dünya Devleti

Savaşı her şekilde protesto ediyorum.
Ancak bu gün bir gerçek haline gelmiştir.
Suçlu kişi veya ülkeyi tanımlamak oldukça zordur.

Ancak asıl suç, tembellik, ilkellik, ahmaklıktır. Toprakları üç günlük dünya menfaati için, satmaktır.(*) Ki bu satılmış ve SARI ÖKÜZ el değiştirmiştir. Ne yazık ki, güzel Anadolumuzda özellikle stratejik noktalarda Araplar dahil yabancılara satılan topraklarla dün Filistin’in yapmış olduğu gafleti bu gün Türk insanı yapmakta. Sürecin nereye veya nerelere geleceğini düşünme zahmetine girmeyerek gaflet derecesinde, ahmakça SARI ÖKÜZÜ vermeye hazır şekilde. Keşke ülkemizin insanları slogan atacak yerde bunların bilincinde olabilse.

Filistin nezdinde tüm (sözde) İslam ülkeleri önce kendisine baksın ve eğlence ve zevk yerine petrol paralarına çöreklenmek ve yan gelip yatmak yerine oturup çalışsınlar, teknoloji üretsinler.

Ancak ne yazık ki artık çok geç. Çünkü teknolojiye sahip olan, bu günkü ve gelecekteki savaşın galibidir.

Bu gün Türkiye içindeki Hamas lehine slogan atıp tezahürat yapan kitleler bilmelidir ki, araştırma, deneyim ve sezgilerim çerçevesinde, Hamas İsrail’e saldırmıştır cümlesini şu şekilde revize ediyorum:

“Hamas İsrail’e saldır(ttırıl)mıştır.” Evet Hamas’ın yaptığı saldırı, Osame Bin Laden’in 11 Eylül saldırısı kararını vermesiyle benzer bir durumdur. 11 Eylül olmalıydı ki, devam eden senaryolara bir altlık oluşturabilsin. Hamasa o talihsiz saldırı yaptırttırılmalıydı ki, bu gün ve gelecekteki Filistin’in yok edilmesi planı rahatça yürütülebilsin. Hatta vaadedilmiş toprakların diğer aşamalarına sıra gelebilsin.

Bir bilim insanı olarak duruma ilişkin fotoğrafı bütün açıklığı ile sizlerle paylaşıyorum. Şükür ki, hiçbir kişi ve kuruma karşı bir angajmanım bulunmamakta, bu satırları yarım yüzyıla yakın sosyal olaylara karşı yakından ilgili Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğrenci iken, 1990 yılındaki Körfez Savaşını gün gün takip etmiş kayıtlarını tutmuş bir gazeteci olarak bu gün ise, öncelikle bir yazar olarak buraya aktarıyorum.

Düşünün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımayan, tanımaya hazırlanan 5 ülke arasında bile ismi geçmeyen Filistin için Türkiye elbette ki ulusal dış politikasının mecrasını belirlemede sağduyulu ve haklı olarak MENFAATLER çerçevesinde hareket etmelidir ve edecektir de.

Hırsızın hiç mi günahı yok diyenler için var tabi.
Bendeniz savaşın insanoğlunun gündemine girmemesi gereken bir ilkellik olduğunu düşünmekteyim.
Savaşların önünde siyaset, ortasında din, dibinde de ekonomi olduğu Uluslararası İlişkiler biliminin bilinen bir gerçeğidir.

Savaşa ve Sürece İlişkin hüküm vermek ve slogan atmak için, ölçüyü koymak gerek. Ölçü tekse eğer. Bunun için de, Tarihi kronolojiyi nereden başlatıyoruz, kimden önce kim vardı kimden önce de kim. O coğrafyalarda 10 bin yıl önce kim veya kimler yaşıyordu, Bin yıl önce kim ve kimler yaşıyordu, Yüz yıl önce kim veya kimler yaşıyordu. Ülkeler arasındaki toprak egemenliği mücadelesinde bu gün için bir milat maalesef yoktur. Her ülke ve toplum için ayrı milatlar konulmuş ama bu diğer devlet tarafından ya tanınmamış ya da tanınsa bile uygulanmamıştır. Benzer durumlar, Orta Asya’da, Uzakdoğu’da, Ortadoğu’da Güney Rusya’da, Birleşik Krallığın Galler, İspanyanın kuzeyindeki Bask bölgesinde, Kuzey ve Güney Amerika’da (Şili) vs. çoğu dünya coğrafyasında kimlerden önce kimler vardı ve o toprakta kimler öncelikle oturacak sorunsalı hep var olagelmiştir.
O halde kronolojik cetveli tutmak için, bir otorite eksikliği var burada.

EKSİK OLAN NEDİR:
Eksik olan, Tek Dünya devletinin yokluğudur. Tek dünya devleti ve yönetimi, katılımcı devletlerin gücü oranında temsil edileceği bir yönetim yapısıyla kurulmalı ve Tek dünya devleti bu tür savaş afet ve benzeri durumlara karşı top yekun ve üstel bir karar alabilecektir.

İster Filistin olsun, ister İsrail olsun, temelinde dini gerekçelerle insanların birbirini boğazlamasını şiddetle kınıyor ve insanlığım adına utanıyorum. Tez zamanda ALGORİTMALARLA YÖNETİLEN dünya devletinin kurulmasını temenni ediyorum. Konuya ilişkin akademik düzeydeki çalışmalarımız da ayrıca sürmektedir.

Savaş sonunda kazanan kim/kimler mi olacak. Yazmıyorum. Bu savaşı kazananın kim/kimler veya hangi ülke olacağı o kadar açık ki. Bir de şunu çok merak ediyorum. Dünün Müslümanları evlerinde otururken, Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş Filistin’de savaşa gitmişlerdi, acaba aynı kişiler, bu günkü şartlarda da oraya savaşmaya giderler miydi?

Tüm dünyaya aklıselim, barış ve esenlik diliyorum.

(*) Bölgeyi iyi tanıyan yazar, Hüsnü Mahalli’nin Filistin’liler toprak satmamıştır şeklindeki açıklama ve yazıları, varolan gerçeğin kanımızca rakamlarla manipüle edilmesidir. Peki varolan gerçek nedir, şu ya da bu şekilde şu veya bu yöntem ve taraflarca Yahudilere toprak satılmıştır. Bitti.

Paylaş