Adına ister kadim Türk İslam kültürü deyin ister oryantalist yaşam kalıbı deyin, Türkiye’de ve Ortadoğu’da kadın olmak bir yönüyle ciddi anlamda talihsizlikken diğer yandan da çok büyük bir avantajdır.
Bu yazının mantıksal örgüsünü Türkiye kapsamında sürdürecek olursak, ülkemizde ister kamu sektöründe olsun, ister özel sektörde olsun, çalışan kadınların iş hayatındaki şansı görsellikleri ve sosyallikleriyle doğru orantılıdır. Bunun aksi istisnai bir durumdur.
Türkiye’de iş hayatında kadınların görsellikleri biraz da sosyaliteleri varsa, her halükarda başarılı olmamaları mümkün değildir. Tabi bunun için biraz soğuk kanlı biraz da akıllı olmak şarttır. Ancak yine kadim Türk kültürü, kadınları yine özel sektör olsun kamu sektörü olsun, üst düzey yönetim kademelerinden ellerinden geldiğince uzak tutmaktadır. Bu tercih hem geleneksel birikimlerden, hem dinsel faktörlerden beslenmektedir.
Dinsel kalıplar, kadınların duygusal yaratıklar olmalarından dolayı kurum ve kuruluşların veya örgütlerin yönetim kademelerinden uzak tutulmasını yeğlemektedir. Bunun yerine kadınların daha çok eğitim ve ofis ortamında alt ve orta düzey kademelerde, araştırma departmanlarında istihdam edilmesi tercih konusu olmaktadır. Bu arada hemcinsleri arasından sıyrılıp bayan olma faktörünü tam olarak beyninde ikinci plana atabilmiş kadınların iş hayatında tepelere doğru yürümesi oldukça zordur.
Alt kademelerden orta kademelere yükselme zevkle ve istekle kadınlara erkekler tarafından lutfedilirken, orta kademeden üst kademelere doğru tırmanmaya gayret eden kadınlara aynı lütuf gösterilmemekte, hatta tam tersine, büyük ölçüde engellenmektedir.
Öte yandan, kadınların iş hayatı dışında toplumda aldığı yer, tam anlamıyla, görsellik, doğum makinesi, bulaşık makinesi, temizlik makinesi, yemek makinesi olarak görülmekte, bu fonksiyonlar çoğu maço erkek tiplerinin eşlerinde daha da artabilmektedir.
Kadınların iş hayatı dışında evdeki rolü oldukça karamsar hatta zorludur. Bu zorluk dünya yüzeyinde doğudan batıya doğru ilerledikçe giderek azalmaktadır. Ancak genel olarak bütün dünyada yazdığımız olguların gerçekliği mutlaktır.
İş hayatında bahsini ettiğimiz kadınlar yolunu tutturup başarı merdivenine tırmanmaları durumunda yollarının belli noktalardan sonraki akıbeti çıkmaz sokaktır. Bu çıkmaz sokağın çıkar sokağa dönüşmesi en az on yılları alacaktır. Bu konuda umutlu olmak gerek demekten başka bir lüksümüz yoktur.
Son olarak, kadınların alt ve en azından orta düzey yönetim kademelerine gelmeleri konusunda iş mevzuatında erkek bayan oranında makul bir yüzdelik şartı getirilebilir. Tabi bunu erkek egemen parlamentomuz, ne kadar sahiplenir bu da ayrı bir durumdur. Bu düzenleme önerisinin partilerin seçim programlarına yansıtılması da düşünülebilir. Yine bunu da erkek egemen parti yönetimleri ne denli sahiplenir o da başka bir durumdur. Bu konuda en iddialı parti erkek bayan oranında yüzde elli şartını kayıtlara geçiren Halkın Yükselişi Partisi’dir ki onun da iktidar veya iktidar ortağı olma ihtimali imkansız gibidir.
Esenlik Dileklerimle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: iş, iş hayatı, kadın, Kültür ve Sanat, Toplum, Yaşam