Yasakları dizginleyip onları sisteme meşru olarak takdim etmenin Türkiye’deki başlangıcını 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal yapmıştır. Aslında Özal’ın yaptığı şey, kapitalizm’in uzun yıllar önce yaptığı meşrulaştırma hareketinin devamıdır. Bu meşrulaştırmanın en belirgin olanı da, komünizmin bir uzantısı olan sendikaları, kapitalizmin meşrulaştırmış ve bünyesine almış olması, 1 Mayıs’ı da İşçi Bayramı olarak tanımış olmasıdır.
Bizde ise;1 Mayıs devlet tarafından son on yıl içinde sempatik görülmeye başlanmış ve geniş katılımlı toplum örgütleri tarafından kutlanır olmuştur.
Bu açıdan mavi yakalıların örgütlenmesi, sendikaları doğurmuş, işçi sınıfı da global manada hakedişlerinin yıldönümünü 1 Mayısta kutlamaya başlamışlardır. Bu bayramın, egemen meşru sistem tarafından tanınmasıyla 1 Mayısa kravat bağlanmış olmaktadır. Artık 1 Mayıs sendikal kurumuyla sistemin bir parçası haline gelmiştir. Bir hareket ancak bu şekilde zapt-ı rapt altına alınabilirdi bu da yıllar önce zaten yapılmıştır.
Mavi yakalıların örgütlenmesi, sendikaları doğurmuş, işçi sınıfı da, global manada hakedişlerinin yıldönümünü 1 Mayısta kutlamaya başlamışlardır. Bu bayramın, egemen meşru sistem tarafından tanınmasıyla 1 Mayısa kravat bağlanmış olmaktadır. Artık 1 Mayıs sendikal kurumuyla sistemin bir parçası haline gelmiştir.
Sendikalara, işçi sınıfına, 1 Mayıs’a kravat takılmasının, psikolojik, sosyolojik ve tıbbi açıdan faydalarını egemen kesim olan nitelikli azınlık fazlasıyla hissetmekte veya yaşamaktadır. Bundan daha kötüsü ise, küçük ve orta ölçekli firmalardaki işçi örügütlenmesinin olmamasından kaynaklanan patron oligarşilerinin emeğin sömürüsü ile sefalarını sürdürebilmeleridir.
Yalnız işveren açısından bu ‘gül devri’ işsizlik oranının düşmesi, kalifiye (nitelikli) iş gücü oranını yükselmesi ile son bulacaktır. Ancak işveren açısından bu gül devri veya ikbal günleri Türkiye’de çoook uzun sürecek gibi görülmektedir. Buradan niteliksiz ve/veya vasıfsız çoğunluğun içinde olduğu hazan mevsiminin de yine çooook uzun süreceği gerçeğini istemeyerek te olsa vurgulamak isterim. Bu niteliksiz/vasıfsız çoğunluk, kravat giydirilmiş bir sendikaya katılmayı veya 1 Mayıs’ı kutlamayı kim bilir ne kadar istemektedir. Bu dramı şu cümleyle de sürdürmek isterim. Bırakınız kravatlı kravatsız sendikaya girmeyi veya bayram kutlamayı, kim bilir kaç milyon kişi öncelikle bir işe girmenin hayaliyle yaşamaktadır. Çalışanlara veya çalışamayanlara ‘ikbal günlerinin yakınlığını’ müjdelemeyi ne çok istiyorum ama ????!!!!….
Etiketler: 1 mayıs, bir mayıs, Kapitalizm, sendikalar, Siyaset