Belki de en subjektif kavramlardan birisidir "kötü" kavramı. Zıt anlamıyla açıklandığında "iyi olmayan" olarak tanımlansa da, "kötü" karşılaşılması veya bulunması istenilmeyen kişi, durum ve/veya özellik olarak tanımlanabilir.

Kavramın subjektifliği ön planda olsa da, burada "kötü" olarak tanımlanan şey, herkesçe veya çoğunlukça o şekilde olduğu üzerinde hemfikir olunan durum, özellik veya olgudur.

Kötülerin Çok Yaşamasının Göreceli Nedenleri:

1. "Tembellik" kötü bir özelliktir. Tembeller genelde / çoğunlukla hareketsiz veya çok az hareketlidirler. Bir varlığın çok yer değiştirmesiyle hiç yer değiştirmemesiaçısından hayatta kalma şansı arasında fark vardır. Çok yer değiştiren varlıkların veya insanların, sürekli aynı yerde kalanlara göre hayatta kalma şansları oldukça fazladır. Zira her yeni hareket, içinde potansiyel bir risk taşımaktadır. İşte tembeller de yerinde kaldıklarından bu tür olası riskleri üstüne almamış olduklarından uzun ömürlüdürler. Tembellik te istenilmeyen bir olgu/sıfat olduğundan bu kişilerin ömürleri de uzun olmaktadır.

2. Kötüler "egoist" tirler. Önce kendilerini düşündükleri için iyilere göre (bu haksız tututumlarından dolayı) hayatta kalma şansları daha fazladır. Zira kötüler için hayatta kalmak ve hayatta "en güvenli ve mutlu" şekilde kalmak için iyilerin veya güçsüzlerin göz kırpmadan yok edilmesi veya telef edilmesi veya zarara uğratılması hiç kaygılanılacak bir durum değildir. Bu nedenle aritmetik olarak kötüler HAKSIZLIK YAPARAK TA OLSA hayatta kalmaktadırlar.

3. Bir önceki maddede dile getirdiğim nedenlerden dolayı kötüler güçlüdürler,  daha da güçlenmek için güçlerini (en kolay bir şekilde) kötülük yaparak artırırlar. Çünkü kötülük kolay, iyilik zor olanıdır. Güç ve kullanımı açısından uzun ömürlülük veya hayatta kalma süreci insanlardan daha çok hayvanlarda Darwin'in de belirttiği "doğal seleksiyon" ile ortaya konulmuştur. Burada güçlünün hayatta kalması veya hayatta kalma sürecini güçsüze göre güçlünün başarması HAYVANSAL BİR OLGUDUR.  Şu ya da bu şekilde hayatta kalmak için her şeyin yapılması "İNSANLIK" olgusuyla açıklanamayacağından dolayı zaten uzun yaşayan insan benzerleri "insanlık" sıfatlarından zaman geçtikçe kopmaktadırlar.

4. Diğer bir sebep te, statükonun, kontrolün, denetimin tabir caizse birer temsilcisi olan yaşlıları yeni jenerasyonun bu hallerinden dolayı kötü olarak algılanmaları ve yaşlı oldukları için de kötülerin çok yaşamakta olduğu düşünülmektedir.

Kötülerin çok yaşaması, çoğu zaman "kötüye bir şey olmaz" deyimiyle de ortaya konmaktadır. Durumun buradaki anlamı, çoğu zaman "acı patlıcanı kırağı çalmaz" sözüyle de açıklanabilecek bir olgudur. Burada da, bir sürü nedenden dolayı kötü olanların, yeni bir sürü "kötü" olan durumlar karşısında da varlığını sürdürecekleri, yeni olan kötü durumlara karşı oldukça dayanıklı hatta bağışıklık kazanmış oldukları ifade edilmeye çalışılır.

Öte yandan kötülerin çok yaşaması kavramı zamanın göreceliliğini de ortaya koymaktadır. Aslında zaman denilen olgunun anlamı, insanoğlunun ömrünün sınırlı olmasından kaynaklanmaktadır. Aksi takdirde insanoğlu ölümsüz olsa, zaman olgusu ölümlülüğe göre çok daha fazla anlamsızlaşacaktır.

Kötülerin sefa, iyilerin cefa içinde oldukları da yine başlıkta sorduğumuz soru kapsamında akla gelen bir durumdur. Burada (tahrif edilmiş) Hristiyanlık kültürünün de bir uzantısı olan dünyanın kötülerin mekanı olması gerçeği karşısındaki TESLİMİYETÇİ yaklaşım söz konusu. Oysa ki, (tahrif edilmiş) hristiyanlıktaki dünyadaki kötülüklere karşı ahirete sığınma, İslam öğretisinde, kötülüğe karşı iyilik üzerine savaşma öğetisine dönüşmüştür. Bir kötülüğün el ile düzeltilmesi veya dil ile, veya kalben lanetlenmesi gereğindeki gibi, dünyanın bir sınav / imtihan dünyası olmasından bahisle, ŞERRE KARŞI HAYIR ÜZERE SAVAŞMA dünyanın temel varlığı olarak gösterilmektedir.

Belki de bir kaçış noktası ama, ahlaklı, erdemli ve (özde) inananların tek tesellisi "zalimler için/kötüler için yaşasın cehennem" sloganıdır.

Şu da çoğumuz tarafından bilinir ki, kötülük ile elde edilen güç veya zenginlik uzun bir hayat garantisi verebilir ama "iyi/mutlu" bir hayat garantisi verememektedir. Hayatta kalmak için her yapılan kötülük veya zulüm veya haksızlık er geç karşılığını bulmakta, ahireti bırakın, dünyada bile o karşılığı / cezayı çekmektedir.

"İyilerin" üstüne basılarak inşa edilen pembe panjurlu villaların veya sarayların mutluluğunu o villaların veya sarayların SAHİPLERİ değil de BAHÇIVANLARI, BAKICILARI, ŞOFÖRLERİ, TEMİZLİKÇİLERİ yaşarlar. Bu sarayların veya villaların sahipleri, o villaların içinde haşlanmış patatese talim ederek içlerinde bulgur öğüterek erim erim erirler…

Herkes adam olarak doğar, daha sonra birileri iyi olarak "insan" olurken, birileri de kötü olarak "ucube"ye dönüşür. (Ahmet FİDAN)

Efendim, bu pazarda biraz ahkam kesici lakırdılar ettik. Sürç-ü lisan ettikse affola, akşam kahveniz "iyilik" tadında olsun. Yarınlarınız mutlulukla dolsun.

Not: Bu yazı, www.bilgiagi.netwww.bilgievreni.comwww.gazetecanik.comwww.kamudanhaber.com, www.siyasalforum.netwww.ahmetfidan.com ile, Halkın Sesi, Gazete Canik vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , ,