“Gel gelelim kuru fasülyenin faydalarına” sözünün altında ne gibi bir gerçeklik var diye araştırmaya koyuldum. Sonuçta kuru fasülyenin proteğin kaynağı olmasının dışında başkaca bir faydasının olmadığını öğrendim. Amerika’da bir bilim adamı 10 yılını kurufasülyeyi araştırmakla geçirmiş ve kuru fasülye düzenli olarak yenilirse, gaz yapmayacağı sonucuna varmıştır.
Kravat veya Gravata gelince. (doğrusu, ‘kravat’tır) Kravat deyip geçmeyin. KRAVAT, bir diğer tabiriyle MEDENİYET YULARI… Kaç yıldır kullanıldığı bir yana, niçin boyunlara takıldığı konusunda bir bilginiz var mı?
Bütün olaylar, tarihsel bir kronolojiye bağlandığı gibi kravat’ta MÖ(öö))’den önce üçbinli yıllarda görülmeye başlanmıştır. O zamanda insanlar kumaş olmadığından boyunlarına yapraklı asma tevekleri bağlarlarmış. Bu bağlılık insanın kabile reisine olan bağımlılığı anlamına geliyormuş.
Sanayi devriminden sonra, köle düzeni tamamen ortadan kalkmış, insan medeniyete doğru bir adım daha atmıştır. Kölelik düzeninin yerine emeğin sömürüsü ve ücretli kölelik dönemi başlamıştır. İşte kravat, bu dönemde en zarif, en ince biçimiyle yüzyıllar öncesi yuların yerini almıştır.
Kravatın ortaya çıkışında Türklerin de rolü olmuştur. 1660’da Osmanlılar Avusturya ordusuna yenilince o zamanlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde olan Hırvatistan’dan (Croatia) bir alay asker zaferin kahramanları olarak Paris’e götürülmüşler ve kralın huzuruna çıkarılmışlar. Bu askerler boğazlarına renkli mendiller takmışlar. Bu mendiller Romalılar devrinde hatiplerin, ses tellerini sıcak tutmak için boğazlarına sardıkları mendillere gibiymiş. Bu mendilleri Kral çok beğenince ve kendisi de krallık kravatları takan bir alay kurmuş. Kravat kelimesi de Hırvat anlamındaki ‘Croat’tan türemiştir. Çok geçmeden bu moda İngiltere’ye sıçramıştır. Hiçbir centilmen boğazına bir şey sarmadan kendini iyi giyinmiş hissetmemeye başlamış. Kravat o zamanlar o kadar yüksek bağlanmaktaymış ki, insanlar vücudunu döndürmeden etrafa bakamıyorlarmış, ama hiç olmazsa bir faydası vardı. Kılıç darbeleri ne karşı boyunu korumaktaydı.))
Şimdi KRAVATI farklı boyutlarda ele alalım.
TIBBİ BOYUT
Kravat bilindiği gibi boyuna bağlanmaktadır. Bağı gevşek olmadığı müddetçe, beyin ile vücut/kalp arasındaki kan dolaşımını zorlaştırarak beynin rahat ve verimli çalışmasını olumsuz yönde etkiliyor.
Hizmet sektörünün hızla geliştiği asrımızda, ücretliler kesiminde memur sayısı da giderek artmaktadır. Bu biyolojik engelden dolayı, kravat takan bir memur, hele de bunu sıkı bir şekilde boğazına bağladıysa, yönetimi eleştiri, baş kaldırı gibi tavırlar sergilemekte çekimser kalmakta, orijinal fikirler öne sürmekte ve yeni pratik görüşler ortaya koymakta geride durmaktadırlar.
PSİKOLOJİK BOYUT
Kravat takan bireyin iki yakası bir araya gelmekte ve (psikolojik olarak) sorumluluk duygusu artmaktadır.
Bilindiği gibi kravatlı, grand-tuvalet giyinmiş insanlar, daha sorumlu, daha ağır hareketli davranış ortaya koyarlar veya-toplumsal ve psikolojik sebeplerden dolayı) böyle bir tavır koymak zorunda kalırlar.
Oysa blucin giymiş veya spor giyinmiş bir kimse, daha serbest hareket edebilmekte ve daha rahat tavır ortaya koyabilmektedir. Yani kısaca kravat, takan kimse üstüne karşı daha saygılı, daha ölçülü, işine ve devletine karşı daha bağlı bir psikolojik yapıda olmaktadır.
SOSYAL BOYUT
Kravat, takanların iki yakasını bir araya getirmektedir. Maddi imkansızlıktan dolayı bir gömleği bir hafta ya da bir haftadan daha fazla giymek zorunda kalanlar için kravat gömleğin yakalarındaki kirin görünmesini de engellemektedir.
NOT
: Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, ile, Halkın Sesi ve Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır.
Etiketler: Yaşam