İtiraf Ediyorum: Limon Bağımlısıyım.
Kemal Sunal'ın "Yedi Bela Hüsnü" filminde hüsnü limon yerken çevresindeki belalılarını bertaraf etmekteydi senaryoda hatırlarsınız.
O kadar ekşi olmasına rağmen çilekten bile daha çok şeker içermesi görüntüyle öz arasındaki çelişkiyi ortaya koymakta.
Hayatta öyle değil mi zaten. Acı görülenler uzun yaşam için ilaç iken, tatlı görülenler ise, (gerçekte) yaşamı kemiren yiyiciler değil mi? Şu sözümü yazıma eklemek istiyorum. “Acı ve tatlı bile yalan şu dünyada, şeker kansere sebep, biber kansere medet” A. Fidan)
İyi hoş taaa, AŞIK OLDUĞUM LİMON acaba ilerde bana bir yamuk yapar mı deyûû bu yazımı kaleme aldım.
Aslında ben limon bağımlısı da değilim. Limon aşığıyım. Neyine mi çok şeyine.
Bir kere görünüşü oval. Evren gibi, galaksiler gibi elips görünümlü.
Bir kere sarı. Gri gibi, yani her yöne çekebilirsin. Ekşidir ama ondan şeker ihtiyacını karşılarsın.
Benim gibi aslında limon. Her şeye MAYDANOZ olabilecek cür’ette bir meyve. Bütün salataların vazgeçilmez tamamlayıcısı. Tatlılar hariç hemen her şeye yakışmakta. Hatta bazıları tatlılara bile sıkıyormuş. Haaa, ayrıca, reçel yaparken, limon (tuzu) da kullanılır, reçelin kristalleşmemesi için. Pirinç pilavında bile kullanılır. Pirincin daha beyaz (gösterişli) düşmesi için.
Ben limon bağımlısıyım arkadaş, itiraf ediyorum.
Beni aşık olduğum bu illete eski eşim dadandırdı.
Önce karşıma geçip bir hışımla limonu belinden armut gibi ısırmaya başladı. Ben de refleks olarak anında, “ıyyyyyy” dedim ve yüzümü çevirdim görmeyeyim diye. Ve devamında, bak dene sen de seveceksin dedi. E tabi bu sözün üzerine “saçmalama, limon armut gibi yenir mi” dedim. Hay demez olaydım. Hemen bir limon kesti ortasından. Onu bir kaseye yarım yamalak sıktı suyunu çıkardı. Sonra yarı sıkılmış limon kabuğunu bana uzattı ve “lütfen bir dene, ye bak, nasıl güzel!” dedi.
İtiraz etsem de, ayıp olmasın diye ucundan ısırayım dedim. Isırdım limonu ucundan ve ısırış o ısırış, patladı gitti.
İşte böyle dostlar, o gün bu gündüüür limon bağımlısı hatta aşığıyım.
Önce limon kabuğu yemeye başladım. Sonra limonu sıkıp (suyunu da limonata yapmak için sürahiye koyup) limon kabuğunu küp küp kesip salata tabağıyla soframıza servis yapmaya başladık. Küp küp kesilmiş limon kabuğu salatasının üzerine üç dört telek maydonoz ve üzerine limon ve tuz serptikten sonra nefis bir yemek icad ettik. J Uzun zaman bu böyle devam etti. Artık soframız limonsuz olmadığı gibi, çay sohbetlerimizde çay tepsisinde de küp küp kesilmiş limon kabuğu yer almaya başladı.
Soraaa, sonrası da var tabi. Bir zamandan sonra artık limonu hiç sıkmadan küp küp kesip yemeye başladım.
Sonraaa, devam edelim. Ben limon bağımlısı oldukça, sözlerim limonlaşmaya başladı. Hayata bakışım değişti, gittikçe her şeye daha limônî yani eleştirel bakmaya başladım. Fakülteden mezun olduğum yıl yayınladığım ve Türkiye’de en çok satanlar arasına giren mizah kitabımdaki gibi, her esprimin altında bir limon, pardon iğne olmaya başladı. Limon bana maydonoz oldu, ben limona.
Bir ara her şeyi limon gibi görmeye başladım. Balkonuma limon diktim. Bahçeye limon diktim. Artık ev eşyalarını limon desenli seçmeye başladım. Limon desenli halı arıyorum mesela bu günlerde. Bulursam alacağım.
Çarşıda pazarda gezerken limonla ilgili ne varsa ilgimi çekmeye başladı. Hatta bir keresinde bir kafeye sırf adı “Limon Kafe” olduğu için girdim ve bir kahve içtim. Eskiden Gırgır Dergisinde yazıyordum. Bu günlerde Leman dergisinde yazmaya mı başlayayım diye düşünmeye başladım.
Bir ara cildimde bazı değişiklikler sezinlemeye başladım. Bu sanırım kuruntu olsa gerek. Yüzümdeki sağlı sollu iki tane benin irileşmeye başladığını gördüm. Sonra yüz hatlarımın kemik yapısında (çene kemiğimde) bazı değişiklikler sezinledim. Cildiyeciye gittiğimde bunların yaş ile birlikte olağan değişiklikler olduğunu söyledi. Cildiyeci doktor kızcağız henüz acemi gibi görünüyordu. Tatmin olmadım. İlk fırsatta kelli felli cilt uzmanına görüneceğim tabi.
Bu arada, düzenli ve sürekli ve de artan oranlı limon tüketimimden dolayı endişeye kapıldım. Cildimdeki değişiklikler nedeniyle limonun uç kısımlarını kesip atarak yemeye başladım. Limonun çıkıntıları yüzüme yansımasın diye. Komik ama bunu yaptım sahiden. Gülmeyin yahu, yalan değil gerçekten.
Evde de (bekarlık gereği)) yemek yaparken her yemeğe limon katmaya başladım. İyi de oluyor. Deneyin hanımlar beyler. Pişman olmayacaksınız.
Son zamanlarda Fakülte’de öğle yemeği yerken sofradaki limonları benden saklamaya başladılar. Çünkü up uzun yemek masasındaki bütün limonlar bana “beni de ye, beni de ye” diye haykırıyordu. Ben de tabi onların bu davetlerine icabet ediyordum. Ama ne oldu, artık mesai arkadaşlarımla papaz olmaya başladım. Onların limon istihkakını tükettiğim için. Artık ben de yemeğe biraz geç gitmeye başladım. Herkes yesin. Kalan limonların hepsini afiyetle mideye indireyim diye. Ama bu sefer de yemekhane personeli beni görünce “limon canavarı geldi” diye söylenmeye başladı. Nereye kadar gidecek bu bilmiyorum tabi.
Allah’tan midem sağlam. Sağlam olmasına sağlam da nereye kadar mide dayanır buna. Endişem büyük. Sonra anacığım şeker hastası. Limonda da başta bahsettiğim gibi, çilekten bile fazla şeker var. Ya şeker hastası olursam diye endişeye kapılmaya başladım.
Benden etkilenip limon bağımlısı olan üç beş arkadaşım daha oldu. Hatta ablam bile limon bağımlısı oldu. Konuyu araştırdım. Limon bağımlısı olanı bulamadım ama limonu çok sevenleri buldum. Hatta LİMON GİBİ ekşi sözlüğe baktım, bazı limoniyen entry sahipleri gördüm. Onlarla iletişime geçtim. Limoniyen derneği filan kurmayacağım ama. J
Şimdilerde limon aşkımla beni birilerinin ayırmasından korkuyorum. Sanırım, o birileri de muhtemelen diyetisyen, psikolog ve/veya cildiyeci federasyonu olacaktır.
Sizin içiniz dışınız limon oldu ama benim de canım çekti. Eeee bunca sözün üzerine bir limon kesip yemeyi hak ettim değil mi dostlar.
Size limonlu amaaaa, limônî olmayan bir yaşam diliyorum. Sağlıcakla kalınız. Pazar kahveniz keyifli olsun.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.org, https://www.gercekgazete.web.tr, www.bolgeselhaber.com, www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com ile, Kuzey, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: ahmet fidan, ahmet fidan la pazar keyfi, kimon bağımlıları, limon, limon bağımlılığı, limon müptelası, pazar keyfi, pazar yazısı, Toplum