Sosyal Medya ile ilgili daha önce “Asosyal Medya Depremi” başlıklı yazımızı iki ay önce başlatmış ve konunun güncel siyasal boyutuyla ince ayar ve kalın ayar etki tepki, sebep ve sonuçlarını kabaca irdelemiştik. Medyadaki transformasyondaki,algı ve ilgi kaymasının kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak yansıması ve görünümünü daha sonra dile getireceğimizi belirtrmiştik.
Gerek 20 yıl sonraki değişmek zorunda olacak alışkanlıklarla desteklenmiş hedonik faktörler, gerek ekonomik faktörler ve gerekse kağıt basıyla dişe diş rekabet içine girmiş olan dijital (elektronik ortamda) yayının öteden beri kartelleşmiş ve hakçalık noktasında (geçerlilik ve güvenilirlik noktasında) suyu bozulduğundan bireyleri belki de çok daha subjektif durum taşıyan atomize (nükleer) medyaya yöneltecektir.
Şimdi üç kategoride ele aldığımız bu faktörleri kabaca irdelemek gerek:
1. Klasik Medya Üzerindeki Algı Kayması:
Günümüz kağıt bası medyası ve hatta uydu yayınları ve internet yayıncılığı ile atomize sürece çoktan girmiş olan televizyonlar en geç 5-10 yıl içinde klasik medya algısı ve bu güne göre “yok canım, o kadar da değil” tepkisini verdirecek olsa da, temelden değişecek, herhangi bir gazete-radyo ve televizyon sadece ve sadece birer veri tabanı alternatifi olarak görülecektir. Bu da her an etkilenilen başkaca bilgi ve enformasyon kaynağı olmadığı dönemlere göre, milyonlar hatta milyarlarca tür, dil ve formatta online erişilebilen veri tabanı haline gelecektir. Kısaca, bilgi toplumunun kadim bütüncül medya algısı, (dramatize ederek ifade edecek olursam,) zavallı bir atomize (nükleer) veri tabanına dönüşecektir.
Klasik medya algısındaki bu transformasyona insanoğlunun kategorik, bütüncül ve kadim medya algısı psikolojisi -engelleyen veya geciktiren faktör olarak- etki etmeye gücü yetmeyecek, aşağıda belirteceğim diğer faktörlerle de desteklenecek olan bu psikoloji, klasik medya algısını değiştirecektir.
2. Ekonomik Faktörler:
Belki genel anlamda küresel olarak insanoğlunun refah seviyesi yükselecek olsa da, bireysel, ailevi ve kurumsal bütçeden ayrılacak harcama kalemleri çok daha korkunç ürün ve ilgi çeşitliliği altında kalmakta olduğundan / olacağından bir iki güne göre önem taşımayan ama süreklilik taşıması durumunda birey aile ve kurum bütçelerine yük oluşturacak, satın alma eğilimlerini etkileyecek, eskiye göre on çeşit gazeteden sadece birini tercih etmekte olan birey, bu gün için dijital ortamı da göz önüne aldığımızda binlercesine ulaşabilmekte olduğundan bireylerin, kurumların marjinal tüketim meyilleri doğrudan doğruya değişecektir.
Bu gün için zaten bir çok kağıt bası gazete, ağırlığını kağıt basıdan dijital yayına vermiş, dünün klasik, durağan günlük ve hatta haftalık yayıncılığı terkedilip, saatlik hatta dakikalık likit haberciliğe yönelinmiştir. Zaten elektronik yayına yönelme oldukça KLASİK MEDYA VE HABER KAYNAĞI UCU BUCAĞI OLMAYAN DİJİTAL DEHLİZLERDE ZAVALLI BİR DATA METASINA DÖNÜŞMEKTEDİR. Durumun bu boyuta gelmesi öteden beri kartelleşmiş bütüncül medya patronlarını çok ciddi bir şekilde endişeye sevketmiş durumdadır. Düne göre klasik medya takiplerindense atomize medya takip ve tercihleri ve haber tüketim meyilleri kapitalist mantıkla çoktan yeni kar oluklarının oluşturulmasına başlanmıştır.
3. Kartelleşme ve Cepheleşme Sorunsalının Etkisi:
Medyadaki SOSyal tranformasyonun diğer etkenlerinden birisi de “kartelleşme” ve/veya “cepheleşme” sorunsalıdır. Gerek klasik yayıncılıktaki kartelleşme eğilimleri gerek neoklasik yayıncılıktaki kartelleşme eğilimleri ve hatta açıkça deklere edilen cepheleşmeler, bireylerin gözü önünde yapılmakta ve aynı reel/gerçek olayın iki ayrı medyaca / kartel cephesince tam tersi anlamlara gelecek şekilde yansıtılması, bir medya gurubu tarafından ak olarak görülen durum diğer medya gurubunca kara veya bir medya gurubunca hınca hınç dolu olarak gösterilen bir meydan veya miting, başka bir medya gurubunca bom boş, hatta fotoğraf hileleriyle dolu olarak gösterilmektedir. Bütün bunlar, bireylerin gözleri önünde yapıldığından ve ifade teknik ve tarzlarındaki her yöndeki abartılar, (hangi gurup medyası olursa olsun) kendilerine olan güveni ciddi olarak zedelemektedir.
Bu etkenler doğal olarak bireyleri KLASİK BÜTÜNCÜL medya tüketmekten, neoklasik atomize/nükleer medya kullanmaya yöneltmektedir. Bu durum bireyleri oluk oluk sosyal medyaya doğru itelemekte ve bireyler sosyal medyanın bilgi dehlizleri içindeki çöplüklerde kaybolmaya başlamıştır. Bu durumda birey tabir caizse kartel medyasının yanlı yayınından kaçarken, çöplük haline gelmiş copy-paste bataklığına saplanmış durumda.
Medya Fisyonu:
Bu gün bütünleşik medyadaki füsyon yarın için ne olacak. Yani klasik medyanın otuz yıl sonrası ile neoklasik medyanın otuz yıl sonrası ne olacak?
On yıl sonrası medya, otuz yıl sonrası yani yaklaşık olarak 2050 li yıllarda likit ve eriyik hale gelmiş haberlerin yeni algoritmalarla tasarlanması kaçınılmazdır. Bu günden bunun planlaması yapılmakta olsa da geometrik hızda ilerleyen değişim ve teknoloji, bu planlamanın sağlığına gölge düşürmektedir.
Durum bireysel, yerel, bölgesel ve küresel açıdan son derece girift bir hal arzetmektedir. Kafanızı karıştırdığımı biliyorum ama zaten ben de sosyal ekstrapolasyonel içerikteki bu yazımla kafanızı karıştırmak istemiştim. 🙂
Sağlıcakla kalınız efendim.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.org,www.bolgeselhaber.com,
Etiketler: algı, klasik medya, meda, medya algısı, medyadaki fisyon, medyanın sonu, mikro medya, sosyal medya