Bu günlerin gündemi, 1 Ocak tarihinin gecikmiş bir gündemidir. Memur sendikalarının resmileşmesi ya da hukuksal alt yapıya kavuşması, Anayasal temele dayanması, bir yönden iktidarın işine yaradı. Bu durum nasıl iktidarın işine yarar peki. Tahmin etmesi kolay. Eskiden Memur Sendikaları yokken iktidar muhalefetin ve işçi sendikalarının etkisi altında bir maaş artışı belirliyordu, ona göre gecikmeksizin maaş zamları ödeniyordu.

Şimdi durum yasal gereklilik nedeniyle yani sendikaların maaşların yıllık olarak belirlenmesinde mekanizmanın içinde olmaları GECİKTİREN etkisi yapmaktadır. Şimdi hemen şu söylenebilir. Er ya da geç ödensin ne farkeder, nasıl olsa maaş farklarıyla ödenmeyecek mi?". Tabi ki böyle ama bu durum bu şekilde düşünülemez. Çünkü;

1. olarak, maaş farkları ödenmesi, gecikmenin tam telafisi değildir.

2. olarak, maaş farkının yanında (gecikme oranına göre) ilave faiz hesap edilmesi de tam telafi sayıl(a)maz. Zira gecikme gecikmedir. Faiziyle tazmin de edilse, vicdani açıdan çalışılan emeğin hakkının geciktirilmesi hem etik hem dinsel açıdan doğru değildir.

Zaten 01 Ocak 2011 yılından 01 Ocak 2012 yılına kadarki süreçte geçen dönem ödenen maaş zammına göre yapılan TEFE-TÜFE oranlarına göre memur ciddi bir şekilde enflasyon altında ezilmiştir. 2010-2011 döneminde Enflasyon artışı ve maaş artış oranı arasındaki fark zaten ortadadır. Bu fark 2012-2013 dönemine eklendiğinde bu gün için Memur Sendikalarının Asgari pazarlık sınırının bile altındadır. Kaldı ki, daha 01 Ocak 2012 nin başından bu güne kadarki zamlar, iktidar tarafından verilmesi önerilen yılın ilk dönemi için % 3 lük (son teklifle) % 3.5 luk zammı geçti bile. Üstelik bu gün itibarıyla düşündüğümüzde, henüz yılın ilk beş ayı bile dolmamıştır.

Şu durumda görülüyor ki, iktidar, geçen dönemki enflasyon farkını telafi etmeye yanaşmadığı gibi maaş farklarının geciktirilmesini de fırsat olarak görmektedir. Bu tür suiistimaller KAMU SEKTÖRÜNDE yapılıken özel sektörün çalışanı ezmesi ve/veya sömürmesi de zımnen meşrulaşmış olmuyor mu? Oysa ki, halihazırdaki iktidarın temelleri Refah-Yol döneminde atılmış ve dönemin Başbakanı (Merhum) Erbakan, çalışanları enflasyona ezdirmemişti. Hatta bu konuda artış oranı nedeniyle TÜSİAD gibi kurumlardan eleştiri bile almıştı.

Çalışanların enflasyon altında ezilmesi, gelir bölüşümündeki vahim oranlardaki adaletsizlik, hala yüzde 10 ların çok üstünde olan işsizlik oranları ve (dünyaya göre) en pahalıya tükettiğimiz petrol fiyatları dün olduğu gibi, bu iktidar döneminin en can alıcı noktalarıdır. Tek parti iktidarı, çoğunluğu sağlama özgüveniyle bahsettiğimiz noktalarda kayıtsızlık politikası izleyemez, izlememelidir.

Aydınlık yarınlar temennisiyle esen kalınız.

Not:

Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, https://www.bilgievreni.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.org, https://www.gazetecanik.com, https://www.gercekgazete.web.tr, www.bolgeselhaber.com, www.unyekent.com www.hizmettv.com.tr, www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com ile, Gazete Canik, Unye Kent, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.

Paylaş

Etiketler: , , ,