"Ölümlerden ölüm beğenmek" derler bazen. Bazen de "iki ucu b.klu değnek". Bu ifadeler, seçeneklerin her ikisi nin de korkunç veya zor olması durumunda kullanılır.

Öğretim ve Yönetim de bunlardan birisi. Kapalı havuzlar örneği. Öğrendikçe İTİRAZ EDERSİN, MUHALİF OLURSUN, YÖNETİME YAKLAŞTIKÇA HERKESİN RAHATÇA GÜDÜLMESİNİ, KONTROLDEN ÇIKMAMASINI PLANLARA VE KURALLARA UYMASINI İSTERSİN.

İşte zurnanın "zırt" noktası. Öğrenen insan irdeler. Araştırır, kendince doğruralı, tercihleri, öncelikleri, en azından bilgi sahibi olduğu için fikirleri oluşmaya başlar. İşte en korkuncu da bu. Fikir sahibi olmak. Sadece Türkiye'de değil dünyada da en tehlikeli olgulardan biri. Bir de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma konusu var ki bu zaten malum olan bir vahamet olduğu için detaylandırma gereği bile görmüyorum.

Yöneticiler o nedenle öğretime pek yatkın değildirler. Ya da isterlerse bile, bu öğretimin içeriği yöneticilerinin İSTEDİĞİ KALIPLARDAKİ BİLGİ PAKETLERİDİR. Bu paketlerden beslenen, konserve bilgiler ile ve/veya takvim yaprağı arkası bilgilerle ve/veya ders kitaplarıyla yetinilmesi istenir. Resmi bilgi konserveleri yani. AÇ VE YE. AFİYET OLSUN. Tabi bazı kılçıklı ve çıkıntı tipler vardır. Konserve yemezler. Doğal bilgileri tercih ederler. Doğal bilgileri elde etmek için, üşenmeden arşivleri gezerler, en eski kitapların kokuşmuş ve kurtlanmış sayfaları arasında gezinmekten zevk alırlar. O yaratıklar orada mikrop ta kapmış olurlar. Onca tozun toprağın içinde. Bu ARAŞTIRICI VE KARIŞTIRICI kişiliklerin muhtemelen gezindikleri sayfalar veya bilgiler içinde beyinleri de mikrop kaparlar. O nedenle o kişilerin İVEDİLİKLE (öncelikle) hadım edilmesi (kısırlaştırılması) veya konuşamaz, gezemez hale getirilmesi gerekir. Hata o kişi mümkünse en temiz bir şekilde ortadan kaldırılması gerekir.

Öğrendikçe Zorlanırsın Arkadaş.

Etliye sütlüye dokunmak istersin.

Köfteni yiyip ayranını içtiğin için etliye sütlüye karışamam diyemezsin. Karışırsın. (A.Fidan)

Kanın kaynar, iliklerin karıncalanır. Beynin UYDUM KALABALIĞA ALLAHUEKBER mantığıyla sus dese de yüreğin susmaz. Gerçekleri bir an önce ortaya koymak istersin. Bilgi inanılmaz bir güçtür. Sahibi ve de ANLAYANLAR için. O nedenle bilgi sahipleri hep paylaşımcı olmuşlardır. Kendileri zahmetle öğrendikleri için onu paylaşarak keyif almak isterler.

Yönetici ne ister. Çizgi koyar. Kiminin kalın kiminin ince çizgileri, kimin katı kiminin esnek çizgileri olur. Tarz meselesi. Cesur kişilerin çizgileri pek olmaz. Cesurdurlar zira. Yani lider tiplilerdir. Kuralların arkasına saklanmaktansa önüne geçerler. Çoğunlukla da fiili durumlar oluştururlar zaten. Resesif (çekingen) tipler ise, iki yöntem izlerler, ya çizgileri katıdır. Çizgilerin esnemesi onlar için risktir. Onlar da o riski göze alacak cesaret ve kapasitede değildirler. Eğer en üst yöneticinin çizgileri esnek ise, orta düzey yönetici resesif ise, bu durumda esnek olan çizgiyi kalınlaştırarak SÖZDE UCUBE YAPAY katılık kazandırmaya çalışırlar. Böyleci olası risklere karşı kendilerini korumuş olurlar.

Yöneticilerin A tipi olanlar yönetirler. B tipinde olanlar ise yönetilirler.

"Yönetici Yönetimi" diye bir köşe yazısı yazmıştım sanırım bundan üç beş sene önce. Bu yazımda da dile getirdiğim gibi, B tipi yöneticiler CESARET olgusuyla mücehhez olmadıkları için sorma gereği duyarlar. Eeee, her zaman üste soramazsın, çünkü üst haşlar, kızar. Bilmiyorsan in o koltuktan aşağı der. Her şeyi bana sorma der. Amaaaa, bu kişiler bir şekilde sorma ihtiyacını gidermeleri gerekmektedir. O zaman ufukta beliren İSTİŞARE adayları yakındır.

Kimdir bunlar: Odacılar, sekreterler, şoförler, berberler, korumalar (koruma görevlileri). Bu kişileri özel olarak yetiştirmek gerek. Zira sekreterler olsun, şoförler olsun, korumalar olsun yöneticilerin gerçek MÜSTEŞARLARI dırlar. Onların yaptıları iş aslında onların ikinci işidir. İlk işi, yöneticiye danışmanlık yapmak, YÖNETİCİNİN MÜSTEŞARLIĞINI YAPMAK(!) tır. Bu stratejik kişileri GÖRMEK gerek. Eee, mutlu etmek lazım yani. Çünkü yöneticiler bunlardan birinin ağzına bakar çoğunlukla.)))

Yöneticiler Neden Akıllı Kişilere Danışmazlar:)))

Tabi ki danışmazlar. DanışAmazlar. Çünkü o cesaretleri yoktur. Çünkü akıllı kişilerin kendilerini manipüle etmelerinden korkarlar. Onların AKILLI belki de UKALA fikirleri çizgi dışıdır. Çizgi dışına çıkmak ise risktir. Risk ortaya çıkarmaya ne gerek var ki. Çünkü koltukta boş oturulması hiç bir şey yapılmaması, ertelenmesi, bahane bulunması, vazgeçilmesi EN GÜVENLİ YÖNETİM ŞEKLİDİR.

Ey oğul, sen yönetici isen bu dediklerimi dikkate al.

Bu dediklerimi dikkate alırsan koltuğunu UZUUUUUN SÜRE KORURSUN.

Sana koltuğunda / koltuğunla uzuun ömürler diliyorum.

Biraz korkmuyor değilim. Tırışkadan YÖNETİCİLER, yönetimden gittikleri zaman UNUTULUR GİDERLER.

Adamakıllı yöneticiler ise, NESİLLER BOYU DİLDEN DİLE DOLAŞAN EFSANE OLURLAR.

Ey oğul tercih senin. Yürü yolun açık olsun. İster öğretime yakın ol, bilgelere danış, ister YALAKALARA.

Yalakalara danışmak zevklidir haaa, unutma. Zevk ise insan karakterinin en DOĞAL)) tezahürü (görünümü) dür.

E, bu gün biraz kılçıklı yazdık. Ters günümde miyim neyim. Ülkemiz için aydınlık yarınlar dileğiyle esen kalınır efendim.

Paylaş

Etiketler: , , , , ,