Oksimoronlar genellikle sıfat tamlaması olarak kullanılır. Yani bu meret, çoğunlukla sıfat olarak karşınıza çıkar ve sıfatına tüküresiniz gelir. Ama gelmesin. Aslında çok cici ve beyin ve zihin açıcı edebi kombinasyonlardır bu oksimoronuslar.
Yalnız haldeyken birbiriyle taban tabana zıt olan bu terimler, bir araya gelince reaksiyona giriyor ve imkansız aşk gibi metamorfoz ürünü ortaya çıkarıyor. Oysa ki imkansız aşk olmaz, aşk zaten olmuştur, olmayan, imkansız kavuşmadır. Çünkü bazen sebep sonuçla karıştırılarak veya takdim tehir yapılarak büyük kronik ünlü terimler ve kavramlar ortaya çıkıyor.
Bununla birlikte -paradoks terimine de abanır bu oksimoronlar. Ama paradoks (paradox) çok farklı bir durumdur. Onun tanımını çoğu kişi zaten bildiği için bir de paradoksu tanımlamak için sözcük ve zaman israfı yapmayalım.
Türkçeye Fransızca’dan geçen kavramın kökeni Yunanca ‘oxus‘ (keskin) ve ‘môros‘ (aptalca) sözcüklerinin imgesel / teknik olarak bir ayara gelerek ıstılahî (özel kullanım /reel anlambilim) bakımdan bir araya gelerek, yer yer jargonlaşarak metamorfoza uğramış halidir.(2)
Şimdi on aksimoronun (oksimoronun))) örneğini neden aksi olmadığını AÇIKLAYARAK ortaya koymaya çalışalım. Ama bunları rastgele açıklamayalım. Alfabe bırasına göre sıralıyorum ki bana sözcükler küsmesin. Geri kalan on tanesini de daha sonraki yazımda açıklayayım.
- 1. Düzenli Kaos: Bu en sevdiğim aksimoronlardandır. Ben kaosun düzenlisini severim arkadaş.))) Bir sevdiğim var, ben evde dağınığım diyor bana. Ama öyle bir dağınıklığı var ki, kendi içinde mantıksal bir sistematiği var. Bunu gibi, kendi içinde belli bir sistematiği olan dağınıklığa ne diyebiliriz peki. Desek desek Düzenli Kaos deriz. Yaşasın oksimoronlar, yaşasın terminoloji, yaşasın dil ve yaşasın dîle değen dil…
- 2. Gerçek Yalanlar: Bütün yalanlar zaten yalandır. Gerçeği mi olurmuş diyemeyiz olur elbet. Bu orijinal kopyadaki gibi sıralama zorunluluğu mantığına dayanan bir kalıp. Birinci sıradaki doğal olağan yalanlara “yalan” diyoruz, bu doğal yalanlar gerçek yalanlar oluyor. Bunun dışındaki yalanlar, kuyruklu yalan oluyor. Yani yalan bir cümle veya durum üzerine kurgulanmış devam eden ve onu daha da geliştiren yalanlar kuyruklanmış oluyor. Çok görmüşlüğüm vardır bu tür yalanları. O kişilerden de Koronalı birisini görmüş gibi kaçarım.))
- 3. Köşeli Daire: Bu oksimoron ta bence aksi bir durum değildir. Çünkü köşeli daire olabilir. Bu daire, çapı 10 metre ise, daire olması için 10 ar cm.lik doğru parçalarının geniş açıyla birleşimiyle bir daire formu ortaya çıkarılmışsa, çokgen formunda daire ortaya çıkmaz mı çıkar. Durum budur.
- 4. Muhafazakâr Devrimci: Ben ne devrimciler ve ne sosyal demokratlar gördüm ki, korkunç bir bağnazlık içinde ve ben ne devrimciler gördüm ki, beyni yaşadığı on kilometrekarenin dışında çalışmayan. Muhafazakarlık ta, devrimcilik te bir yaşam biçimi ama devrimcinin muhafazakarını çok görmüşlüğüm vardır. Belki de bu gördüklerim gerçek devrimci değil de müsveddesiydi. Ama olsun. Kendilerini devrimci olarak tanımlamaları ve eylemler yapmaları benim onları o sıfatla tanımlamam için yeterliydi.
- 5. Orijinal Kopya: Bu iki terim birbirinin zıddı gibi görülse de aslında pek doğal olarak kopyanın kopyası, kopyanın kopyasının kopyası olabilir. Bu da bir derece bildiriyor. Yani ilk kopya anlamına gelen oldukça manidar ve cici bir terimdir.
- 6. Özel Halk Otobüsü: Bu kalıp oksimoron Türkiye’de en yaygın oksimoronlardandır. Halk otobüsü iyeliği (sahipliği) bakımından ikiye ayrılır, özel sektör ve kamu sektörü. Bu da özel sektöre ait halk otobüsü ise, olay başka nasıl söylenebilir ki.
- 7. Sessizliğin Sesi: Sessizliğin sesi mi olurmuş denmez elbet. Sessizliğin sesi öyle bir olur ki, kıyametler kopar içinizde. Hatta, o sessizlikte normalde hiç duymadığınız, fark edemediğiniz kulaklarınızın çınlaması sizi canınızdan bezdirecek hale gelir, yelkovanın hareketinin sesleri, burnunuzdan çıkan nefesin sesi bile sizi ifrit eder. Yani bunu anlamak için yaşyamak gerek.
- 8. Sessizce Haykırmak: Sessizce haykırılır mı, pek tabi ki haykırılır. Nasıl mı, söyleyeyim, suskun ve tepkisiz kalarak haykırılır, yazarak haykırılır, jest ve mimiklerle haykırılır. Burada önemli olan, mesajın kaynaktan hedefe giderken, şiddetle bu duygu ve düşünceyi ulaştırabilmektir. İster bu haykırma sesli olur, ister eylemsel ister yazılı, çok ta farketmez.
- 9. Tarafsız Taraftar: Bu da gayet cici oksimoron örneğidir. Zira, bir taraftar düşünün, tek bir konuya veya gruba karşı taraftarlığı vardır. Diğer konularda son derece objektif ve nesneldir. Tek bir takıma, örgüte veya akıma taraftarlığı olup, bütün yaşamında son derece nesnel / objektif yaşayan yüzlerce insan tanıyorum. Burada da yine vak’anın sıralama derecesinden kaynaklanan oksimoron örneği söz konusudur. Kişi taraftar mıdır, evet bir takıma fanatik derecede taraftardır örneğin. Ama bu kişinin bütün bir hayatı tam bir doğrucu davut örneğidir. Gibi gibi…
- 10. Zorunlu Bağış: Pek doğal olarak bağışlar ikiye hatta bir çok türe ayrılır. Bağışın kendileri, serbest özgür irade ile yapılan yardımdır. Bu işin olağan ve varsayılan ayarı. Eee, her şeyin varsayılan ayarı olduğu gibi varsayılamayan ayarı da var elbet. Bu da zorunlu bağıştır; yani formalite bağış, kandırıktan bağış bağırta bağırta bağış gibi. Bu da yaşam koşullarında ortaya çıkan durumlardan kaynaklanır. Yadsınabilir mi, yadsınamaz. O zaman bağış kelimesi yerine başka bir kelime kullanılsa sorunlar çıkar.
Aşağıdaki oksimoronuslar bana kırılmasın. Enn yakın zamanda onların da açıklamasını yazacağım.
- Tadımlık Ziyafet:
- Paylaşılan Yalnızlık:
- Yaşayan Ölü:
- Gecenin Aydınlığı / Gündüzün Karanlığı:
- Demokrat Diktatör:
- Tatlı Acılık:
- Özgür Tutsak:
- Korkunç Güzel:
- Sicence Fiction:
- Çareler Çaresiz:
Bırakın oksimoronların terminolojik içsel çelişkilerine, asıl ben en çok neye ayar oluyorum bilir misiniz, daire kavramına. “Mualla NEALA hanım, kocasına lüks bir daire aldırmış.” cümlesine bakalım. Nerede daire yok. Ne var ortada peki, ya kare ya da diktörtegen bir geometri var. Bunun neresi daire peki. Şeyyy evet aslındaaa… gibi cümleler alıyorum cevap olarak.)))
Bu oksimoronların her birisini konu alan kitap bile yazılabilir. Ama oksimoronların her biriyle ilgili yazmaktansa en yaygın 100 oksimoronu açıklayacağım 100 sayfalık bir kitap sözüm olsun okurlarıma. Her bir oksimoronla ilgili yazılabilecek kitapları da diğer yazar meslektaşlarıma bırakayım.))
_________________
(1) Lewis, Charlton T.; Short, Charles (1879). “A Latin Dictionary”. Oxford: Clarendon Press. Retrieved 27 October 2015.
(2) Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.