Günümüz Türkiye’sinde üniversiteye yerleştirme ve sınav sistemi tam anlamıyla yaz boz tahtası olduğu ilgili ilgisiz herkesin malumudur. Tıpkı sınav sisteminde olduğu gibi, sınavların ölçülmesi ve değerlendirilmesinde de benzeri bir yaz boz söz konusudur.
Bu gün için sınav kağıtlarının okunması veya öğrencilerin derslerdeki başarı notlarının belirlenmesinde yüzlük, onluk, beşlik ve dörtlük notlama sistemleri karma olarak uygulanmaktadır.
Sınavların puanlanması ölçme ve değerlendirmesinin ülkeden ülkeye farklılık göstermesini bir noktaya kadar anlayabiliriz ancak, ilköğretimde, orta öğretimde ve yüksek öğretimde ölçme ve değerlendirmede sınav notların yüzlük onluk, beşlik ve dörtlük sistemlerde birliğin sağlanamamış olmasını anlayabilmemiz mümkün değildir.
Oysa ki, ilk orta yüksekokul düzeyinde ölçme ve değerlendirme sisteminde yüzlük, onluk, beşlik veya dörtlük sistemlerinden birinde anlaşılmış olsaydı, bu gün için gerek YÖK gerekse Milli Eğitim Bakanlığı dünyadaki diğer ülkelerin milli eğitimleri veya yüksek öğretimleriyle entegrasyona gidilmesi yönünde girişimlerde bulunurlardı. Ne var ki bu sistemlerde ülke içinde bile bu birlik sağlanmamıştır. İşin garibi de hiç bir eğitimci ölçme ve değerlendirme ve notlama sistemindeki çokluktan şikayetçi değildir.
Tabi bu arada olan öğrencilere olmaktadır. Bir üniversitedeki öğrenci’nin transkript notunun muadilinin bulunmasında başka bir üniversitede zorluk çekilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK bu tür birliği sağlayamayacaklarsa başka ne önemleri vardır ki. Oysa ki YÖK ün varlık nedeni, üniversiteler arasındaki entegrasyon veya eşgüdümdür. Tıpkı Milli Eğitim Bakanlığını Türkiye’deki okullar arasında eşgüdümü sağlaması gerektiği gibi.
Ayrıca ne tuhaftır ki, MEB ilköğretimde ve yakın geçmişte 100 lük sisteme geçmiş, ortaöğretimde de geçişi planlamakta. Buna karşın üniversiteler ise bu gelişmeleri görmeksizin 100 lük sistemden ricat etmekteler. YÖK ile MEB not sisteminde adeta birbirinin zıddını yapmaya programlanmış gibiler. Bu da akılla izah edilebilecek bir durum değildir.
Öte yandan notların 100 üzerinden değerlendirilmesinin öğrencilerin psikolojileri üzerinde destekleyici yanı olduğu da bir çok eğitim psikoloğu tarafından dile getirilmektedir. Kanımızca ideal olanı, bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, harf destekli (AA dan FF e) 100 lük not sistemini uygulamak en sağlıklısı olacaktır.
Sınav notlama sisteminde entegrasyonun sağlanması için buradan çağrıda bulunuyorum. Bu durum gerek öğrencileri gerekse mezunları yeni bir eğitim kurumuna girişlerde veya işe/mesleğe girişlerde fazlaca sıkıntıya sokmaktadır. YÖK ve MEB bu konuda el ele verip bütün dünyadaki sisteme benzer bir sistem üzerinde uzlaşıp eşgüdüme gitmelidirler. Geçen günkü Dışişleri Bakanımıza yazdığım öneride olduğu gibi eğitim ölçme sistemlerinde esaslı veya köklü ama nihai bir çözüme gidilmesinin kayda değer bir bütçe gerektirmediğini de belirtmek gerek.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, https://www.bilgievreni.com, https://www.gazetecanik.com, https://www.kamudanhaber.com, https://www.siyasalforum.net, https://www.gercekgazete.web.tr, https://www.ahmetfidan.com ile, Gerçek Gazete, Balıkesir Demokrat, ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: başarı değerlendirmede entegrasyon, başarı değerlendirmede eşgüdüm, değerlendirme sistemi, Eğitim, ölçme sistemi, ölçme tekniği, sınav sistemi, sınav sisteminde entegrasyon, sınav sisteminde eşgüdüm