Bir önceki yazımızda turizm sektörünün emittleye emittleye gelişmesinden bahsetmiştik. Bu bahisle fuarların ve festivallerin önemini belirttikten sonra Emitt Fuarını bu yazıya bırakmıştık.
Ülkemizde ister turizm sektörünün ister diğer sektörlerin, fuar, festival vb. etkinliklerin önemini kavrayacağı günü sabırsızlıkla beklemekteyiz. Hani diğer sektörlerin bu tür etkinlikleri birinci derecede önemli görmemelerini anlarız da,
World Tourism Organisation’ın 2006 verilerine göre, Türkiye yüzde 2.3 ile, dünya turizm gelirleri sıralamasında Avusturalya’dan sonra gelmektedir. (Kaynak: Türkiye Turizmi İle İlgili Seçilmiş Veriler 2006, TYD yayınları, 2007) Turizm gelirleri pastasında dünyada hiçbir ülkeye vize uygulamamamızın büyük önemi bulunmaktadır. Eğer vize uygulamasına başladığımızda bu sayı yüzde 0.5 ile 1 arasında negatif yönde değişir diye düşünüyorum. Bu konuda kapsamlı bir araştırma yapmak gerek. Bu araştırma sonucuna göre ülkemiz vize uygulamasına başlamalıdır.
Bu gün ülkemizde kendini turizmci olarak yansıtan / iddia eden hiçbir ulusal veya uluslar arası fuara katılmamış binlerce insan bulunmaktadır. Bu insanların beyinlerindeki eşik değerin aşılması için şu ya da bu şekilde bu fuarlara katılmalarının sağlanması gerekmektedir. Çünkü bu tür uluslararası fuara bir kez katılan kişi tek katılımla etkinliğin önemini (mesleği için hayatiyetini) rahatlıkla hissedebilmektedir.
Türkiye’miz “Dünya Turizmi” ‘nin önemli bir aktörüdür. Bugün dünya turizminde % 2,5 olan payımızı hızla değişen trendler ve ortaya çıkan yeni rakipleri de dikkate alarak, Avrupa Birliği müzakere sürecinin tamamlanacağı 2013 yılında % 4 ‘e çıkartıp, Akdeniz’in 3. büyük turizm ülkesi olmayı ve ülkemize 40 milyon yabancı turist, 40 milyar dolar döviz geliri kazandırmayı hedeflemek gerek. Bu hedefleri Türkiye’nin vize uygulamasıyla tutturulması ise oldukça güçtür. Kanımızca gerçek başarı bunun sağlanması olacaktır.
TÜRKİYE’NİN VİZE UYGULAMASI:
Ülkemizin yabancı uyruklu turistlere vize uygulaması gereklidir. Ülkemiz dünya mirasının emanetçisidir. Bu topraklardaki asırlık kültürel değerlerini görmenin hem ekonomik hem siyasal anlamda bir bedeli olmalıdır. Türkiye’ye herkes elini kolunu sallayarak gelememelidir. Sınırlarımız içinde bulunan bir sur veya kalenin veya dünyada tek olan onbinlerce değerimizin aşınma ve yıpranmasının bu gün için önemini fark edemeyebiliriz. Ancak on yıl sonra sahibi veya emanetçisi olduğumuz bu değerlerin ciddi oranda yıprandığını gördükten sonra iş işten geçmiş olmaktadır.
Ayrıca ülkemiz turizminin öncelikle kültür turizmine kaydırılması, sektörün bilinçli turistin ağırlanabileceği güçlü ulaşım ve yönlendirme altyapısına kavuşturulması gerekir. Bunların yanında halihazırda güney ve batı bölgelerimizdeki turizm ağırlığının yine ulaşım altyapısıyla ülkenin kuzey ve iç bölgelerine kaydırmak gerekir. Bu politika, ülkemizin genel olarak eşit kalkınması için son derece önemlidir. Ülkemizde Turizm Rehberlerinin iyi eğitilmesi ve hızla sayılarının artırılması gereklidir. Bu gün kayıt dışı turist rehberlerinin ek yoğun eğitim programlarıyla kayıt içine alınmalıdr.
Turizmciler için orda bir fuar varsa gitmedikten gezmedikten sonra o fuar başkalarına hizmet edecektir. Hem ziyaretçi olarak hem örgütsel bazda bu tür etkinliklerin önemini ötelemek en büyük hata olur.
Bilinçli yarınlar dileğimizle.
Not:
Bu sitede yayınlanmakta olan yazılar https://www.yazarport.com, https://www.gunesgazetesi.net https://www.bilgiagi.net https://www.bilgievreni.com, https://www.siyasalforum.net https://www.gercekgazete.web.tr ile, Gerçek Gazete, Halkın Sesi, Güney Marmara Yaşam ve Fatsa Güneş gazetelerinde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.
Etiketler: Dünya, Gezi ve Turizm, Kültür ve Sanat, medya, Toplum