Resim: Otoetnografi: Kirman ve Ağırşak…

 

Hemen yandaki köşeli parantez içi kısımları, ileri düzey meraklı ve akademik çalışma odaklı okurlarım için yazdım. [[[[[Son zamanlarda insanın doğaya ve geçmişe dönüp bakma arzusunun bir sonucu zannettiğim bilim ve uğraş alanıdır otoetnografi. Edebi tür deneyimlerine ilşikin tarihi başlangıcı ise, en az yaşım kadar (bir elli yıl geriye sayarak))) anlayabiliriz. Teknik olarak, otoetnografi yazılarında iki tür otoetnografik yöntem olsa da, ben her zaman karakterime uygun olanı üzerinden yürümeyi tercih etmişimdir. Tabi ki bu da ‘nitel otoetnografi‘dir. Diğerinin hatırı kalmasın, o da ‘çağrışım yapan otoetnografi‘dir. Bu iki ana türden ayrı olarak az da olsa, etnik, görsel sanatlarla ilgili otoetnografi türleri görülebilir.
Bu konuya ilişkin ilerleyen zaman diliminde DİŞE DOKUNAN bir makale kaleme almayı planlıyorum.]]]]] Köşeli parantezden çıktıktan sonra, pazar yazısı tarzında nitel otoetnografik yolculuğumuza devam edelim. Belki konu derinleşirse ikincisi peşinden gelir, kimbilir)))?

Bir OTOETNOGRAFİ örneği üzerinden, MİZAHİ bir güzelleme yapmak istiyorum bu haftasonu sizlere:

KİRMAN:
Adının bile komik olduğu bu alet, yüzyıllar belki de bin yıllarca Anadolumuzda ve dünyanın diğer ülkelerinde kullanılagelen etnografik bir araçtır.
Neye mi yarıyor?
Sanayi devri başlamadan önce buhar makineleri çırçır fabrikaları yokken, ip, çıkrıklar ve kirmanlarla eğirilip giysi ve bu gibi tekstil ürünleri yapılırdı.

Bu satırları yazan kişi de çocukluğunda çok kirman çevirmişliği vardır. Yazı görselimizde bulunan 1 numaralı yuvarlak içinde olanı kullanmıyorduk köyde. Küçük fotoğraftaki artı veya çarpı şeklinde olanı Anadolu coğrafyamızda daha yaygındır.

Kirman kalınca ipler için ve ince ipler için kullanılsa da, ince ipleri daha küçük ve altında da ağşak/ağırşak dediğimiz kurşundan içi delik pramit görünümlü, çubuğu dik ve merkezkaç kuvvete göre durmasını sağlayan bir eklentisi bulunmakta. Bu ağırşak, iğ denilen çubuğa geçirilir. İğin üstünde çapraz çubuğun tepesine kadar uzanan bir yiv bulunmakta ve oradan eğrilen ip sarkıtılmaktadır. Etnografik aracımızı bu terimlerle Hz. Google dedeye görsellerde arattırırsanız, bol miktarda görsel görebilirsiniz.

Haa, bu arada, iğe takılan yuvarlak veya haç şeklindeki kısmının tepeden uzaklığı ile, ağırşağın en alt kısmı arasındaki mesafe, ALTIN ORAN’a uygundur))) bunu bizzat ölçtüm. En azından bizdeki altın oranı milimetre farkıyla uyuyordu.

Terimlerin etimolojisi ve terminolojisine de yüzeysel bakacak olursak, “Kirman” Anadolu’da kirmen, kirmeni, kirman, eğirmen, eğirmeç şeklinde söyleyişleri bulunmaktadır. Kirman terimi, R. Dankof’un ifadesiyle Ermenice “k’arman” teriminden geldiğini söylese de, H. Eren Türkçe’de eğirme teriminden türeyen eğirmen kullanıldığını söylemiştir. Konuya ilişkin vikipedi bilgisini aşağıya link olarak bırakıyorum. Kirman adında İranda büyük / ünlü bir eyalet ismi bile bulunmaktadır.

Öreği veya öreke ise, örmekten gelen başka bir etnografik ürünümüzdür. Daha büyük ve çoklu kullanılabilir. Birden fazla marpucu olan nargile tönbekisi/tömbekisi gibi. Neyse konuyu dağıtmayalım. Öreği ile ip eğirirken türküler, sohbetler gırla giderdi uzun kış günlerinde köy yaşamında evlerde hatta ocaklarda. Ocak terimini mutfak anlamında kullanıyorum. Hatta öreği başında kadınlar DEDİKODUNUN DİBİNE VURURLARDI.
Köy yerlerinde bir laf çıktımı imkansızdır o lafın bütün köye yayınlaması.=)))

Biz dönelim Hz. Kirman’a…
Öreği kullanmak belki kolaydır ama kirman kullanarak ip eğirmek zor zanaattir. Bilirim. Hatta kirman ile ip eğirip, yün çorap örmüşlüğüm vardır. Rahmetli anacağım her şeyi öğrettiği gbii onu da öğretmişti bana.

Hatta, kirmanın kurşundan ağırşağını (onun tabiriyle ağşağını) hala saklıyorum Ahmet Emin Fidan Kültür Merkezinde gelenlere gösterebilirim.

Kirman döndermesi, ip eğirmesi fiziksel güç olarak kolay olsa da beceri olarak zordur. Ama en güzeli, birisi kirman ile ip eğirirken, onu seyretmektir. O çalışırken, ona yarenlik etmektir. Bu sürede elma veya armut kurusu (hoşafı) fındık fıstık bilumum köy çerezleri de yenir.

Kirman bir kere döndürme ivmesi verilerek aşağıdaki kurşun ağırşağın etkisiyle defalarca dönen bir araç.

Sabır ister ipi eğirmek.

Gelelim konunun mizahına.

Çok güzel sözler vardır kirmana ilişkin halk arasında. Şimdi onlardan birkaç iğneleyici veya hakaret edici olanlarına örnek verelim:
– “Sen de!, ne dediğin belli ne yönün belli, kirman gibi dönüyorsun ortalıklarda”
– “Sana bir oturttururum ki yumruğu, kirman gibi dönersin orta yerde…”)))
– “Ebenin örekesi”… tam anlamıyla hafif pek latif küfür yerine kullanılan çerezlik bir deyimdir. Yok devenin nalı anlamında kullanılmaktadır.
-“Seni kim alacak gız, daaa, kirman dutmayı bile bilmiyon”, beceriksiz evde kalmış kızlara söylenen laf sokmaca))))
-“Gadına kirmen, ere (erkeğe) mızrak”, kadın ocağında, erkek rızkının peşinde….

Bu sözlerden çocukluk dönemimde çevremde en çok duyduğum, ikinci örnek olmuştur. Güçlü ve egemen olanların, güçsüz ve ezik olanlara kullandıkları keyifli bir azarlama cümlesi idi bir zamanlar kendileri. Şimdi bunu gel de z kuşağına söyle. İlk cevap, “-Kirman ne anne veya baba???))) Biz iks)) kuşakları hemen mecburen sorardık, çünkü en yakın ansiklopedi şehirdeki halk kütüphanesinde, o da en iyi ihtimal, 50 kilometre kadardı. Tabi o da açıksa. Oysa şimdi z kuşağı önce acilen sorar, sonra dijital dünyada onu jet hızıylar derinlemesine nüfuz ederek sorgular. (Onların derinlemesine sorgulama dedikleri şey, bizim dilimizde, Hz. Google dedenin sadece ve sadece ilk sayfasında çıkan bilgilerden ibaret)

Bu kadar yetsin gâri. Bir mikro-komik otobiyografinin de sonuna geldik. Artık bir başka pazar yazısında görüşmek üzere esen kalın.

Kaynaklar:
Kirmen veya Kirman: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kirmen
Ağırşak: https://tr.wikipedia.org/wiki/A%C4%9F%C4%B1r%C5%9Fak

Otoetnografi yazım türünü ilk kez duyanlar için bir de bunun linkini ekleyelim. https://tr.wikipedia.org/wiki/Otoetnografi

Paylaş