Resim: Zafer Bayramının Vecizesi: “Yurtta Barış Cihanda Barış”
Gençlik yıllarımda Atatürk’ün Yurtta Barış Cihanda barış sözüne gıcık olurdum. Biz barış derken, dünya üstümüze geliyor diye hayıflanırdım.
Zaman içinde düşünce iklimimde meydana gelen değişim, kültürel evrimleşme belki de olgunlaşma ile, bu sözün gerçekten de ayakları yere basan ne kadar veciz bir söz olduğunu anladım. Hiç bir dünya milleti başka ülkelere saldırmasın, sömürmesin.
Medeniyetse gerçekten dünya insanlarının amacı, herkes oturduğu yerde otursun. Amaaa, 1000 yıldan fazladır bizler Anadolu’da yaşıyoruz. Birileri kalkıp bizi yurdumuzdan atmak, bizi sömürmek isterse, ulus olarak dişimizle tırnağımızla mücadele verir yaşadığımız yurdu elbet savunuruz.
Bizim kurtuluş mücadelemiz savunma, hayatta kalma, yurdunu koruma mücadelesiydi. Bu topraklar Devamını Okuyun
Etiketler: 30 Ağustos, barış
Resim: Döngüye Dair Dîlden Dökülen Duyumsamalar!
Altın oranın ebcedi şaşar.
Zakkum yaprağı egzoz borusunu sentezlerken,
Sıfır bire vurur tınmazken,
Bir sıfırı daha önüne katar semirirken.
Karun hesabını yapar durur kudurur,
Kozmoz yırtar nöronları, öldürürken oldurur.
Üst mısralar güler alt mısralara
Herze içindeyken, yerer eremediği kisralara.
Göz yaşları düşüp parçalanırken yanakta,
Söz yaşları yıkar insanlığı, düğüm düğüm yutakta,
Etiketler: çevre, dil, doğa
Temmuz 11th, 2020 | in
Bilim & Teknoloji,
Bilinçlenme,
Çevre & Doğa,
Dünya,
Eğitim,
Ekonomi,
Felsefe,
İş yaşamı,
Kent/Şehir,
Psikoloji,
Sağlık,
Yaşam |
Yorum yapin
Resim: Atılan Taş Sayısı İle Ürkütülen Kurbağa Sayısı Arasındaki Uçurum
Alt Başlık: Zurnanın Zırt Sesi!
Dün yazarımız sevgili Ali TARAKÇI’nın Atakan SÖNMEZ ile yaptığı röportajı başından sonuna kadar izledim, Konuşmanın satır aralarında Korona Sürecinin doğal seyrine inanmayanların cehalet ile itham edildiğini duyunca, ben de atılan taş ile ürkütülen kurbağa sayısı arasındaki korkunç farkı bildiğim için, algı yönetimi ile vak’a ağırlığı arasındaki oransızlık nedeniyle sürece karşı allerjik duruşumdan dolayı kendisini arayayım fikir teatisinde bulunayım dedim. Uzun uzun konşutuk. Şark-ul Avsat‘ta ilk yayınlanan yazısına bakmamı söyledi bana. (Tarakçı, 2020) Bu yazıyı da başından sonuna okudum.
Şimdi bazı kısımları Tarakçının yazısından olmak üzere rakamları vereyim. Ama önce şu dakika itibarıyla taptaze bilgileri kaydedelim.
1 Ocak ve 10 Temmuz tarihleri arasında (BU GÜN İTİBARIYLA 10/07/2020) koronadan ölen insan sayısı yaklaşık 558.272 (Vikipedia 2020) Yıl sonuna kadar tahminde bulunsak, kalan 4 ayda toplam 1 Miylon a bile ulaşmıyor.
Sıtmadan ölen insan Devamını Okuyun
Etiketler: algı
Resim: İnfodemi Terimine Türkçe Karşılık Arayışı
Bir Sözcüğün Etimolojik Mücadelesi
İnfodemy: Aşırı, kontrolsüz / anlamsız ve desteksiz yaygın bilgi kirliliği salgını
Pandemi’den türetilmiş “infodemi” de niteliksiz ve kullanışsız, mükerrer (klon) bilgi kirliliği.
‘Pandemi’ terimine etimolojik dayanak yaptıysak, önce o terimi netleştirelim. ‘Pan’, eski Yunanca ‘tüm‘ anlamına gelirken, yine insanlar anlamına gelen “demos” kelimesinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan, “pandemos” tüm insanlar anlamında bir kelimedir. Kavram küresel anlamda oturmuş bir kavram olsa da edebi anlamda eksik oturmuş bir kavramdır. Zira tüm insanları niteleyen salgının hastalık boyutu “pandemi” kelimesinde bulunmamaktadır. Sadece ve sadece bütün insanları kapsayan ama hastalık anlamını kapsayamayan yarım bir kavramdır. Yarım oturmuş bir kavramdan evrilmiş “infodemy” Devamını Okuyun
Resim: Vee, Yaş Elli, Yolun Yarısı Eder!…
Ve elliyi devirdik.
Yaş Elli, Yolun Yarısı Belli.
Kendi açımdan en güzeli şu oldu benim için. Her yeni yıl, her yeni gün, bana çok daha güzellikler, mutluluklar başarılar kattı. Her yeni gün, hep kazandım, hala kazanmaktayım. Kazanmak ve kaybetmek gerçi ayrı bir konu. ‘Nice kazançlar vardır ki, kaybedilesi, nice kayıplar vardır ki, aslında kazanılmış denilesi….’ Bu sözümü yazı başlığı yapıp başka bir güne bırakalım.
Ahmet diye başladı Ebeveynim hikayeye…
Beş yaşımdan beri hayat öykümdeki rolü kendim devraldım. Diploması bile olmayan merhum anacığımın, mal güderken, (Hayvan otlatırken oluyor dantellektüel söyleyişi))) bana hem büyük harf hem küçük harf ile dört buçuk yaşımda okuma yazmayı öğretmesiyle başladı bütün suç. Gariban bir köylü çocuğu olarak… Biliyor musunuz, bir insanın başarısını görmek için, neleri elde ettiğine veya elinde tuttuğuna bakılmaz. Bulunduğu yere nerelerden geldiğine bakılmalı. Zira, mal mülk makam mevki ve para, haksız yere de elde edilebilir, mirasla da elde Devamını Okuyun
Resim: Hz. Şakayık
1. Yaşam Alanı ve Fiziksel Egemenliği ve Morfolojisi
Bu arkadaşımız çok ilginç bir bitkidir. Kendilerine Anadolu’da Şakayık, Avrupa’da Peony veya Poeny derler. Paeoniaceae ailesinden gelmiştir. Dünyada yaklaşık 30 türü olmasına karşın, Türkiye’de 9 türü bulunmakta. Türkiye’de de Karadeniz, Akdeniz, Ege hatta Güneydoğu coğrafyalarına kadar farklı bölgelerde olsa da bu bitkimiz Kuzey bitiksidir. Marmara bölgesinde yaygındır. Hatta bence, Marmara Gölü çökmeden (deniz olmadan önce, buralarda yaygındı, Marmara Gölü MÖ. 6500-7000 yıllarında oluşunca (şimdi deniz oluyor kendileri) bir kısmı Trakya tarafında, bir kısmı Marmara Adasında bir kısmı da Bursa taraflarında yaşamak zorunda kalmıştır. Hatta bence bu farklı bölgelerdeki türleri de kendilerinin gelecekte alt türe ayrılma ihtimalleri çok yüksek. Bunu Hz. Darwin’in öğretisinde de bildiğimiz gibi gelecekteki evrim ve mutasyon süreci belirleyecektir. Bitkimizin Latince adı, Devamını Okuyun