Geçen Pazar bu yazı başlığının reklamını yapmıştım yine bu sütunlardan. Eee, bir hafta geçti ve geldi çattı şu edebi olmayan yazının yazılmasısının (sizler için de okunmasının) sırası.
2007 yılı başlarında “İmla Klavuzu Karga Olanların Edebiyatla Dansı” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazıda ifrit olduğum hatta her bir sinir uçlarımın zıpladığı, beynimdeki sinaps, dendrit ve aksonlarımın fazla mesai yaptığı bir konuya değinmiştim.
Noktalama işaretlerinin ve imla kurallarının bir çok kelli felli yazar ve hatta aydın tarafından hacamat edildiği yazı örneklerini okurken cuş-u huruşa geldiğim anlarda hep böylesi bir yazı ben de yazacağımın en azından bu mutluluğun (mu yoksa mutsuzluğun mu) ne menem bir şey olduğunu yaşayacağımı düşünmüştüm. Şimdi sıra geldi.
Şimdi yazımın edebiyat dışı olan kısımlarını italik (sağayatık) yazı tipiyle başınızı otuzbeş derece sağa yatırarak okuyun bakalım.
Birkereyazıyazarkenkelimelerarasındaboşlukbırakılır,öylepeşpeşekelimeleryazılırsabununtambiraşureçorbasıolacağınıadınayazardediklerikişilernasıldüşünmezki.
Baksanıza allahın aşkına nasıl oldu. Ey yazarlar yaptığınız hatanın komedyasını görün. Hele bir de kelimeyi bitirirler , tam bu sırada boşluk bırakır ve ondan sonra noktalama yapmazlar mı ?. Ve en garibi de noktalamadan önce boşluğu bırakır noktalamasını yapar ondan sonra boşluk bırakmadan diğer cümleye başlarsa işte durum daha da dayanılmaz hal alır .Bu da yetmiyormuş gibi ,kelimelerde geçen bağlaçları ayırmaz yer yer anlam kaymalarına yol açar. Yada,adınıvesoyadınınherikisinide büyük harfleyazar. Adım AHMET FİDAN derken düşünsenize lisan-ı hal ile bağırarak BAĞIRARAK seslenmiş gibi. Bir de dizin halinde olmayan başlıkların tamamını büyük harfle yazarlar. Görgüsüzlük gibi.
Şimdi bide olayın sanatBoyutu var.Yazdığımız yazı su gibiyudum yudumakmalı anamızın aksütü gibi içimize inmeli dimiyani.
Şunu da yazmadan geçmiyeyim, bir çok yazar hani absürtlük olsundiye değil (benim şu an yaptığım gibi) bilmeden veya vazalaklığından konuşma diliyle yazı dilini birbirinden ayırmaz. Şimdi ben bunlara Türkçe kaba kaçacağından dolayı ingilizce “ox” demek istiyorum.
Allahtan isim zikretmedim ki kimse üstüne alınmasın, bu hataları yapanlar okkalu gine yesin diye. Baksanıza allasen, konuşma diliyle yazı dilini birbirine karıştırınca veya metinlerde gereği dışında jargon veya argo kullanınca yazı ne hale düşüyo. En çok yapılan sinir harbi meydan muharebesi oluşturan alışkanlıklardan biri de kelimelerin nasıl yazıldığını çoğu zaman bilmediğimizden uydum kalabalığa allahuekber mantığıyla duyduğumuz gibi yazdıklarımı. Bunların bir çoğunu görmek istemez yazarlar, çünki kendilerine dokunur. Amerikadaki krizden bahsederken Amarika diye yazan ulusal basında yazan sazanvesafdirikler bile gördüm basında. Onları orada yazar yapanındaaaaaa, onları okuyanınn daaaaaaaaa akıllarına şaşiyyyyymmmm.
Eh bu kadar saçmalamak yeter sanırım. Ama ne olur sevgili okurlarım, yukarıdaki italik edebi olmayan kısımları okuyup lütfen ama lütfen bu konularda hassas ve dikkatli olun. Benim de yaptığım hatalar veya atladığım yerler olursa yazılarımı elektronik ortamda okuyanlar altına yorum döşensinler. Bu konuda eleştirilere açığım.
Neyse pazar pazar bu kadar zamanınızı yediğim için kusura bakmayın diyemeyeceğim. Saçmalıklar arasında çuvaldızı batırmasaydım belki de Ahmet FİDAN’ın sıkıcı yazılarından birini daha okumuş olacaktınız.
Pazarınız keyifli, günleriniz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun.
Etiketler: dil, edebi olmayan yazı, edebiyat, günce, imla, imla hataları, Kültür ve Sanat, pazar yazısı, Yaşam, yazı